Dünya Ve Ahiret Konu Anlatımı

Karatay

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ayt konu anlatımı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi tyt konu anlatımı , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Dünya Ve Ahiret  hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..

Dünya Ve Ahiret 

Varoluşun Ve Hayatın Anlamı

Allah (c.c.) insanı akıllı, düşünen ve irade sahibi bir varlık olarak yaratmış, buna göre de insanı yaptığı eylemlerden sorumlu tutmuştur. Akıllı ve özgür iradeye sahip olan insan, yaptığı en küçük iyiliğin mükâfatını göreceği gibi yaptığı en küçük kötülükten de sorumlu olacaktır. İnsan, sahip olduğu bu özelliklerle diğer varlıklardan ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.

İnsan varoluşun sebebini, hayatın amacını, ölüm sonrası neler olacağını araştırarak bir cevap bulmak ister. İnsanın bu arayışı, varoluş ve hayatın anlamı açısından önemli bir durumdur çünkü insan ancak bu sorulara cevap bulabilirse mutlu ve huzurlu olur.

İnsanın doğması ve ölümü, kişinin iradesi dışında meydana geldiği için insana hayat bahşeden güç, ona bir gaye vermiştir. Buna göre kâinatta gayesiz hiçbir varlık bulunmamaktadır. İslam dinine göre hayatın en yüce ve en kutsal gayesi, yüce Allah’ı (c.c.) tanımak, iman etmek ve O’na ibadet etmektir. Allah (c.c.) Kur’an’da şöyle buyurur: “Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zâriyat suresi, 56. ayet.)

Hayatın gayesi veya amaçlarından biri de iyilik yapmaktır. Hayatın amacı, Allah’a (c.c.) iman etmek ve bu inanca göre yaşamadır. Aynı zamanda, iyilik ve güzellikte yarışmaktır. İnsan, bu hayattaki amacı bilmeli Allah’a (c.c.) imana ederek O’nun rızasına uygun bir hayat sürmelidir.

Ahiret hayatına imanın, insan hayatı üzerinde derin etkileri ve faydaları vardır. İnsan ahiretini bu dünyada yaptıklarıyla kazandığı gibi dünyasını da ahirete olan imanı sayesinde Allah’ın (c.c.) emrettiği şekilde düzenli ve güzel bir şekilde yaşar.

Dünya hayatını boş, gereksiz ve haram davranışlardan uzak durarak yaşar. Ahirete iman etmek insan hayatına anlam katar, yön verir, değer kazandırır. Bu inanç, insana bütün davranışlarını yüce bir gaye için yaptığı bilincini aşılar. Ebedî hayatı hesaba katarak hareket eden insan, kötülüklerden uzak durur. Dünya hayatını iyilik, dürüstlük, yardımseverlik, yalnızca Yaratıcı’ya kulluk gibi salih ameller üzerine inşa eder.

Ahiret Âlemi

Ahiret, dünya hayatından sonra başlayıp sonsuza kadar devam eden, ölüm sonrası hayat demektir. Ahiret bu dünyada yaptıklarımızın karşılığını göreceğimiz yerdir. Ahirete iman etmek ise ölümden sonra tekrar dirilmeye ve dünyada yapılan davranışların karşılığının görüleceğine inanmak demektir.

Ahiret dünya hayatını takip eden fakat ondan daha uzun olan ebediyet âlemine ait çeşitli merhaleler ve hâllerden ibarettir. Kıyametle birlikte tüm insanlar ölecek, sonra dirilecek ve ahiret hayatı başlayacaktır. Ahirete imanla ilgili olan bu aşamalar: Ölüm, kıyamet, diriliş, mahşer, hesap, mizan, cennet ve cehennemdir. Ahiret gününe iman etmek, bunlara inanmak demektir.

İslam dini; ölümün, dünya hayatından ahiret hayatına bir geçiş olduğunu ifade etmiştir. Bu durumda ölüm, bir yok oluş ve son değil bir dünyayı diğerine bağlayan bir aşama olmaktadır. İslam’a göre ölüm, Allah’tan (c.c.) gelen bir varlığın yine O’na dönmesi olarak açıklanmaktadır. Bu ise insanda kaygı ve korkudan ziyade ümit yaratan bir hakikat olmaktadır. Ölüm, Allah’ın (c.c.) bu dünyaya koyduğu bir kural ve doğal bir olaydır. İnsanın doğması nasıl tabii bir olaysa ölüm de tabii bir olay sayılmaktadır. İnsanlar öldüğünde toprağa gömülerek yaratıldığı öze geri döndürülecek, orada Allah’ın (c.c.) dilediği vakte kadar bekletilecek ve hesap vermek için yeniden diriltilecek ve mahşerde bir araya toplanacaktır. Haşr günü herkes kendi derdiyle meşgul olacağı için en yakınındaki insanlarla bile ilgilenemeyecek, onlardan kaçacaktır. Mahşerde hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır. Allah (c.c.) adildir. Kim zerre kadar iyilik yapmışsa mükâfatını görecek kim de zerre kadar kötülük yapmışsa hesabını verecek ve karşılığını alacaktır.

Kıyamet günü hesap görülüp herkesin yeri belli olduktan sonra cennet ve cehennem hayatı başlayacaktır. İslam dinine göre Allah’a (c.c.) iman edip salih amel işleyenler doğrudan cennete, inkâr edenler ise cehenneme gidecektir. Allah’a (c.c.) iman edip günah işleyenler ise cezalarını çektikten sonra cennete gidecektir.

Ahirete Uğurlama

Ölen bir insana karşı yakınlarının ve diğer insanların bazı görev ve sorumlulukları vardır. Bunlar hem insani hem de dinî görevler arasında yer alır. Ölen kişiyi ahirete uğurlarken yapılması gereken görevlerin başında onu yıkama, kefenleme, cenaze namazını kılma, mezara defnetme, Kur’an okuma ve dua etme gibi işlemler gelmektedir. Bunların yanında ölen kimsenin yakınlarına “başsağlığı dileme”, bir başka ifadeyle taziyede bulunma da vefat eden kimselerin ardından yerine getirmemiz gereken dinî ve insani bir görevdir.

Cenaze Namazı

Ölen bir kişinin arkasından yapılan dinî uygulamalardan biri de cenaze namazı kılmaktır. Cenaze namazı ölen bir kişi için dua niteliği taşıyan farz-ı kifaye bir namaz olup yerine getirilmesi gereken son bir görevdir. Cenaze namazını kılmak farz-ı kifayedir. Bu namazıMüslümanlardan bir kısmının kılmasıyla diğer kişilerin üzerinden farz sorumluluğu kalkmış olur. Eğer ölen kişinin cenaze namazını hiç kimse kılmazsa o yerleşim yerindeki tüm Müslümanlar bundan sorumlu olurlar. Bu nedenle cenaze namazını kılmak hem insani hem de dinî bir sorumluluktur.

Kur’an’dan Mesajlar: Bakara Suresi 153 – 157. Ayetler

Kur’an’ı Kerim, Müslümanlar için bir yaşam kitabıdır. Her hareketlerini ve yaşayış biçimlerini Kur’an’ı Kerim’e göre belirleyen Müslümanlar, ayetlerde verilen mesajları yerine getirerek Allah’ın (c.c) rızasını kazanırlar ve Allah’ın vaat ettiği Cennet’e girerler. Bakara Suresi 153-157. Ayetlerde verilen mesajlar da yine iman etmiş insanlara yol gösterici bir rehber niteliğindedir.

“Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır.” (Bakara 153)

“Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.” (Bakara-154)

“Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!” (Bakara -155)

“Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler.” (Bakara -156)

“İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.” (Bakara -157)

Bakara 153. Ayette verilen mesaj:
İnsan, yaşamı boyunca Allah’ın (c.c) murad ettiği bir takım imtihanlara tabii tutulur. Bu imtihanlar karşısında insan nasıl davranacağını bilirse ve buna göre hareket ederse mutlaka kurtuluşa erer. Allah (c.c) bu ayet-i kerimede iman eden insanlara hitap ederek “Sabır ve namazla yardım dileyin” demektedir. Yani başa gelen musibetler karşısında kişi sabredip namaz kılarsa Allah (c.c) yardımını gönderir ve kişinin yanında olur.

Bakara Suresi 154. Ayette Verilen Mesaj:
Allah yolunda ölen insanlara “şehit” denir. Yani hayatını Allah (c.c) rızasını kazanmak için feda eden kişilere bu isim verilir ve şehitler, Allah katında ölü sayılmazlar. Biz insanlar, onların öldüklerini zannederiz ama yanılırız. Çünkü şehitler, makam bakımından çok yüksek mertebede yer alırlar ve bizim onların yaşadığını hissetmemiz mümkün değildir. Bu nedenle Allah’u taala ayet-i kerimesinde “onlar için ölüler demeyin” demektedir.

Bakara Suresi 155. Ayette Verilen Mesaj:
İnsanoğlu, hayatı boyunca sürekli zevk içinde rahatlık içinde olmaz. Bazen sıkıcı zamanlar da yaşayabilir, imtihanlarla da karşı karşıya kalabilir. İman edenler ise tüm bunların karşısında sabrederek Allah’a sığınırlar. Bu ayet-i kerimede, bu şekilde davranan insanların müjdelendiği belirtilmektedir. Yani isyana girmeden Allah’a tevekkül edenler, kesinlikle başlarına gelenler karşısında sabırlı davrandıklarında kazananlardan olurlar.

Bakara Suresi 156. Ayette Verilen Mesaj:
İnsan, dünyada iken türlü imtihanlarla imtihan edilir. Ancak iman edenler, başlarına bir bela geldiğinde, ahireti hatırlarlar ve “Allah’tan geldik, dönüşümüz yine O’nadır” derler. Yani dünya sıkıntılarının geçici olduğunun farkında olurlar ve başlarına gelen musibetleri büyütmezler. Elbette bunların hepsinin biteceğine inanırlar ve böylelikle başlarına gelen musibetler karşısından evhama kapılmazlar, isyana düşmezler.

Bakara Suresi 157. Ayette Verilen Mesaj:
Bakara Suresi’nin 155. Ayetinden 157. Ayetine kadar olan kısım birbirinin devamıdır. Bu ayette Allah (c.c) yukarıda söylediğimiz gibi davrandığında hem Allah’ın (c.c) rızasına ulaşır hem de kurtuluşa erer. Nitekim Allah (c.c) da ayeti kerimesinde “İşte rablerinin lutufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır” şeklinde buyurmaktadır.

Kur’an’ı Kerim’in tüm ayetlerinin inananlar için bir rahmet kaynağı olduğunu başında da söylemiştik. Bakara Suresi 153-157. Ayetlerde verilen mesajlar incelendiğinde aslında her insanın başına gelebilecek birtakım olaylar ve karşılığında nasıl davranılması gerektiği ile ilgili bilgiler verilmektedir. Allah’ın rızasını kazanmak ve O’nun lütfuna mazhar olabilmek için söylenenleri yerine getirmek ve bu doğrultuda bir hayat yaşamak gerekir.

TYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

AYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 8 YORUM
  1. Sude Doğan 🦋 dedi ki:

    👍

  2. Şule dedi ki:

    Gerçekten güzel olmuş çook teşekkür ederim

  3. Elif dedi ki:

    Bence çok uzun olmuş ayrıca resimde koymanız gerekirdi bence

    1. acının tatlı tebessümü dedi ki:

      ne çok kısa ne çok uzun olmuş elinize sağlık

    2. gizem dedi ki:

      11.sınıf olup resim istemen uzun olmuş demen beni şaşırttı doğrusu sınavına odaklanman daha çok bilgi öğrenmen senin açından daha iyi sevgiler…

      1. Mehmet dedi ki:

        Ayn doğru

      2. Eylül dedi ki:

        Aynen öyle 👍

    3. Zilan dedi ki:

      Bence de

BİR YORUM YAZIN

Soru: 40 + 6 kaçtır?


Basari Sıralamaları