Türkiye’de Ulaşım Sistemlerinin Gelişimi Konu Anlatımı

Karatay

Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Coğrafya Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. Türkiye’de Ulaşım Sistemlerinin Gelişimi nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…

Türkiye’de Ulaşım Sistemlerinin Gelişimi

Kara Yolu Ulaşımı

Ülkemizde kara yolu ulaşımı çok eskiye dayanmasına karşın, gelişimi sanayileşme ile başlar. Cumhuriyet sonrası yapılan sanayi faaliyetleri ulaşım sektörünün de gelişmesini zorunlu kılmıştır. Son yıllarda yapılan yol çalışmaları ile ulaşımda yol kalitesi ve uzunluğu artmıştır. 1950 yılında kurulan Karayolları Genel Müdürlüğü yol yapımı
ile ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. Büyük bir kısmı asfalt olan yolların yanına beton yollar da yapılmıştır. 1980 yılından sonra otoban yolların yapımına önem veren ülkemiz, artık birçok bağlantı yollarının çift yönlü olmasıyla daha kolay bir ulaşım sağlamaktadır.

Ulaşımı etkileyen faktörler arasında dağların uzanış doğrultusu birinci dereceden etkilemektedir. Özellikle kuzeyde ve güneyde dağların kıyıya paralel uzanması ulaşımın geçit noktaları ile sağlanmasına neden olmaktadır. Kop, Zigana, Ilgaz, Sertavul, Çubuk, Belen, Gülek Geçitleri kıyı ile iç kesimler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Ülkemizdeki ulaşım sistemleri üzerinde motorlu araç sayısının giderek artması da etkili olmaktadır. Taşıt sayısındaki artışlar kara yollarının genişletilmesinde ve yeni yolların yapılmasında önemli rol oynamıştır.

Demir Yolu Ulaşımı

Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından önce ve Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryolu yapımı on planda iken 1950’li yıllardan itibaren karayolları yapımına önem verilmesi demiryolu yapımını oldukça geriletmiştir.

Ülkemizde 1923-1990 yılları arasında 4332 km’lik yeni demiryolu yapılmış ve TCDD verilerine göre 2014 yılında demiryolu uzunluğu yan hatlarla birlikte 12.485 km’ye ulaşmıştır. Elektrikli hat uzunluğu ise 666 km’dir. Demiryolu ağı uzunluğu bakımından ülkemizin ulaştığı bu rakam Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında yetersiz kalmaktadır. Örneğin Almanya 43.000 km., Fransa 34.000 km., İngiltere 18.000 km’lik demiryolu uzunluklarına sahip olup, son derece hızlı trenler kullanmaktadır. Ülkemizde ise Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya ve İstanbul-Ankara arası hızlı tren seferlerinin başlaması bu çalışmalardan bazılarıdır.

Ülkemizde demiryolları yolcu ve yük taşımacılığında karayollarından sonra ikinci sırada yer alır. Kömür, maden cevheri, şekerpancarı, büyük makineler, tank, top vb. ağır silahlar ağır maddelerin ulaştırılmasında demiryolu ağı kullanılır.

Ülkemizdeki  sınır geçişleri için ağır taşımacılıkta kullanılan demir yolları;

*Kapıkule sınır bağlantısı, Bulgaristan’a ve Bulgaristan üzerinden diğer Avrupa ülkelerine,
*Uzunköprü üzerinden, Yunanistan’a ve Yunanistan ilerisindeki ülkelere,
*Kapı köy sınır bağlantısı, İran’a ve Iran ilerisindeki Orta Asya ülkelerine,
*İslahiye sınır bağlantısı ile Suriye’ye ve Suriye üzerinden Irak’a,
* Nusaybin sınır bağlantısı ile yine Suriye’ye ve Suriye üzerinden Irak’a.

Deniz Yolu Ulaşımı

Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Aynı zamanda üç kıtanın buluştuğu bir noktada yer almaktadır. Denizciliğin gelişmesi bu stratejik konumu daha etkin bir hâle getirmiştir. Limanlar bir ülkedeki kara yolu ve demir yolu ağının dünyaya açılan kapılarıdır. Limanlardan aktarılan ticari mallar, kara ve demir yolları ile iç bölgelere dağılır.

Ülkemizde 1933-1939 yılları arasında deniz yolu İşletmeciliğinde devlet sektörü hakim durumda İken 1950’li yıllara doğru özel sektör etkin olmaya başlamıştır. 1954 yılında Denizcilik Bankası, Türk denizciliğinin planlı ve devlet eliyle geliştirilmesi amacıyla kurulmuştur.

Ülkemizde; İstanbul, İzmit, İzmir, Bandırma, Mersin, İskenderun, Samsun gibi limanlar kara ve demir yolu ağlarının etkisi ile ulaşım fonksiyonları üst düzeyde etkin olan limanlarımızdır. Denizyolu taşımacılığı diğer ulaşım araçlarına göre çok daha ucuzdur.

En büyük ithalat ve ihracat limanımız İstanbul’dur. Ülkemizin en büyük üç limanı İstanbul, Mersin, İzmir limanlarıdır. Yük trafiği bakımından en büyük limanlarımız İstanbul, İzmir, Mersin, İzmit ve İskenderun limanlarıdır. İzmir, Mersin, Zonguldak, Ereğli, İskenderun, Antalya, Bandırma, Samsun, Trabzon önemli liman kentlerimizdir. İç kesimlerle ulaşımın kolay sağlandığı alanlardaki liman kentleri çok daha hızlı gelişmektedir. Bu kentlerin hinterlandı geniştir. Sinop doğal liman olmasına rağmen hinterlandının dar olmasına bağlı olarak gelişememiştir.

Hava Yolu Ulaşımı

Türkiye; kara, demir ve deniz yolu ulaşımlarında olduğu gibi, hava yolu taşımacılığında da önemli potansiyele sahiptir. Asya-Avrupa arasındaki taşımacılıkta Türkiye’nin hava sahası ile havaalanları stratejik ve ekonomik öneme sahiptir. Bu özelliğinden dolayı Asya-Pasifik bölgesindeki hava taşımacılığı acısından Türkiye, merkez ve geçiş hattı konumundadır. Türkiye’de ilk hava ulaşımı 1933 yılında küçük pervaneli uçaklarla başlamıştır. Bu amaçla 1933 yılında Havayolları Devlet İşletme Dairesi kurulmuş, bu daire 1938 yılında genel müdürlüğe dönüştürülmüş, 1956 yılında ise Türk Hava Yolları (THY) adını alarak iç ve dış hatlar yolcu, yük ve posta taşıma görevini üstlenmiştir.

Günümüzde havacılık sektörü, özel hava yolu şirketlerinin katılımıyla ve artan yolcu kapasitesiyle büyük bir gelişme göstermektedir. Atatürk Havalimanı (İstanbul), Türkiye’nin en büyük havalimanıdır. Bu liman, Gerek yurt içi gerek yurt dışı ulaşımında büyük bir önem taşımaktadır. Esenboğa (Ankara), Havayolu ulaşımında önemli bir yere sahip diğer bir havalimanıdır. Adnan Menderes (İzmir), Türkiye’nin Üçüncü büyük havalimanıdır. Havalimanlarında hem iç hem de dış hatlara, yük ve yolcu taşınmaktadır. Adana ve Dalaman havalimanlarının da yük ve yolcu taşımacılığında gelişmiş bir kapasitesi vardır. Antalya, Trabzon, Diyarbakır, Erzurum, Van, Malatya ve Konya başlıca havaalanı olan illerimizdendir. Başta Atatürk Havalimanı Olmak üzere Antalya, Bodrum ve Dalaman havaalanları özellikle turizm döneminde daha işlek hâle gelmektedir. İstanbul limanlarındaki yoğunluk üçüncü hava limanı projesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. İstanbul 3. havalimanı Türkiye’nin ve Dünya’nın en büyük hava alanı niteliğini taşımaktadır.

Boru Hattı

Türkiye, dünyanın bugüne kadar tespit edilmiş enerji kaynaklarının yüzde 70’lnin bulunduğu Orta Doğu ve Hazar Denizi havzasına yakın bir coğrafyada yer almaktadır. Hazar Denizi petrol ve doğal gaz rezervlerinin taşınması acısından, Türkiye’nin doğusundan geçerek Akdeniz’e ulaşan güzergâh, en kısa, maliyeti düşük, teknolojik ve çevresel acıdan uygun ve güvenilir seçeneği oluşturmaktadır. Türkiye; Hazar petrol ve doğal gaz rezervlerinin Batı’daki pazarlara taşınması yönündeki cabalarını, Doğu-Batı Enerji Koridoru Projesi’nin gerçekleştirilebilmesi üzerinde yoğunlaştırmıştır.

Türkiye’deki Petrol ve Doğalgaz Boru Hatları
Rusya – Mavi Akım: Gaz gelişi bakımından sıkıntı bulunmamasının yanında en pahalı doğalgazı aldığımız hat. Bu hatla alınan doğalgazın en olumsuz yanı Mavi Akımla gelen gazı satma hakkımızın bulunmaması. Şu anda yaklaşık doğalgaz maliyeti 300 dolar olmasına karşın Nabucco projesinin gerçekleşmesinin ardından Rusya’nın fiyatı 360 dolara çıkarılacağı belirtiliyor.

Rusya – Batı Hattı: Ukrayna üzerinden gelen doğalgaz boru hattında kış aylarında kesintiler yaşanıyor. Kiev’in dilediği zaman hattan ücret dahilinde gaz alma yetkisinin olması soğuk havalarda Türkiye’yi zor durumda bırakıyor.

İran – Türkiye Hattı: 2001 yılından bu yana sorunlu olarak çalışan boru hattı için Türkiye Uluslararası tahkime bile gitti. Yıllık 15 milyar metreküp transfer beklenen hattın ortalama nakliyesi 4 milyar metreküplerde seyrediyor.

İran – Türkiye Pars Doğalgaz Hattı: ABD’nin muhalefetinde olan hat İran’daki Pars 22, 23, 24 sahalarının gazını Türkiye’ye taşımayı hedefliyor. Boru hattının çalışması için ülkemizin 12 milyar dolar civarında bir yatırımı Pars sahasına yapması gerekiyor.

Bakü – Tiflis – Ceyhan Ham Petrol Hattı: 2006’da tam kapasite çalışmaya başlayan hatta ham petrol taşınıyor. 1760 kilometre uzunluğundaki boru hattı 4 milyar dolara mal oldu. Türkiye’nin gerçekleştirdiği en başarılı boru hattı olarak kabul ediliyor.

Kerkük – Yumurtalık Petrol Boru Hattı: Irak savaşından sonra sık sık kesintiler yaşanan hattın güvenliği tam olarak sağlanamadığı için sabote edilmesi en kolay hatlardan biri olarak kabul ediliyor ve Tam kapasite çalıştırılamıyor.

Azerbaycan – Türkiye – Yunanistan Şah Denizi Hattı: 2008 Şubatta acılan boru hattıyla Azeri gazı Yunanistan’a kadar taşınıyor. Türkiye bu gazı Mavi Akımda olanın aksine satma yetkisine sahip. ABD ve Avrupa tarafından desteklenen hat Rusya tarafından engellenmek istiyor. Rusya projeyi engellemek amacıyla Yunanistan’a çok ucuza gaz satmayı planlıyor.

Hazar Geçişli Boru Hattı: Türkmen ve Kazak doğal gazının önce Yunanistan sonra da tüm Avrupa’ya ulaşması bekleniyordu. Fakat Rusya’nın Kazakistan ve Azerbaycan’la anlaşması projenin durmasına neden oldu.

Mısır Doğal gazı: Mısırdan başlayan hattın önce Ürdün’e, sonra Suriye ve en sonunda Türkiye’ye ulaşması bekleniyor. Şu anda Suriye’ye kadar gelen hattın Türkiye’ye ulaşması için yeni bir ihale yapılması gerekiyor. Yıllık 4 Milyar metreküp gaz taşıması planlanan hatta ABD, Rusya ve İsrail sıcak bakmıyor.

12. Sınıf Coğrafya Konuları için Tıklayınız

12. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 40 + 6 kaçtır?


Basari Sıralamaları