İslam’da Bilgi Kaynakları Konu Anlatımı
Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. İslam’da Bilgi Kaynakları konusu ile ilgili bütün soruların cevabı sizleri bekliyor…
İslam’da Bilgi Kaynakları
İnsan, evrendeki varlıklar içinde, varlığının farkında olan ve bunu ifade edebilen, kültür ve uygarlık oluşturabilen, yaşadığı çevreyi imar edebilen tek varlıktır. İnsan aklı ve hür iradesi sayesinde bu evrende etkin olmaktadır. Akıl ve hür iradenin etkinliği ise “bilgi” sayesinde gerçekleşmektedir. İnsan, yaratılışının bir gereği olarak şüphe eder, soru
sorar ve merak eder. İnsan, ilgisini çeken şeyleri anlamak, aklına takılan sorulara cevap bulmak ve bilmek ister. İnsanın varlığını layıkıyla sürdürebilmesi için bilmesi gerekir.
Bilme onu diğer varlıklardan ayıran en büyük özelliğidir. Felsefe, bilgiyi genelde bilen özne ile bilinen nesne arasında kurulan ilişki sonucunda ortaya çıkan ürün olarak tanımlanır. Felsefede bilginin kaynağını deneyciler (empiristler) ve akılcılar (rasyonalistler) ve sezgiciler olarak ayırabiliriz. Bilimsel düşüncede bilgi, bilimsel yöntemler ile elde edilen bilgidir. Bilimsel yöntem akıl, deney ve gözleme dayalıdır. Bilimsel bilgi objektif, sistemli, tutarlı ve eleştriye açık bilgidir. Bilimsel bilgi doğa bilimleri (fizik, kimya, biyoloji ve astronomi), formel bilimler (matematik, mantık), insan bilimleri (tarih, dil bilim, sosyoloji) olmak üzere üçe ayrılır.
Bilginin birçok tanımı vardır. Sözlük anlamıyla ilim, mutlak olarak bilmek, sağlam olarak bilmek, kesin olarak bilmek, deneyerek bilmek, bir şeyin gerçeğini bilmek anlamlarına gelir. İlim, insanın vahiy, akıl ve duyu organları aracılığıyla elde ettiği kesin bilgilere denir. İlim, bir şeyi olduğu gibi ve gerçeğe uygun şekilde bilmektir. Bu anlayışa
göre, yanlış mâlûmata bilgi denilmez. Bir şey hakkında düşünce yoluyla derin bilgi ve anlayışa erişmek ise marifet olarak ifade edilir.
İslam düşüncesine göre bilginin kaynakları akıl, duyular ve haber şeklinde belirlenmiştir. Önce akıl, duyular ve haberin tanımı, sınırları ve doğru bilgiye ulaştırmaları bakımından önemi anlatılmaktadır. Akıl, doğruyu yanlıştan ayıran, olaylar arasında sebep sonuç ilişkisi kurarak yargıda bulunan, bilgi üreten, kavramlaştıran bir yetidir.
Duyular, görme, işitme, koklama, tatma ve dokunma olmak üzere beş duyudan oluşmaktadır.Haber ise doğru ve yalan olma ihtimali bulunan her çeşit bilgidir. Doğru bilginin, bunlardan birisi, ikisi veya her üçü yoluyla elde edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Kur’an, bilgi kaynağı olarak, vahiy başta olmak üzere, doğru haberi, duyuları ve akıl yürütmeyi göstermektedir. İnsan hayatının gayesi, Allah’ı (c.c.) bilmek, inanmak ve O’na ibâdet (kulluk) yapmaktır. Allah’ı (c.c.) bilmek, bilgilerin en üstünü ve yücesidir. İnsan ancak bilgi vasıtalarıyla Allah’a (c.c.) giden yolu bulabildiği gibi, kendisini ve çevresini de
bu vasıtalarla tanır ve bilir. İslam düşüncesine göre rüya, ilham ve keşif sadece kişinin kendi tecübesine dayandığı ve objektif olduğu için geçerli bir bilgi kaynağı değildir. Bu bilgi kaynakları başkaları tarafından kabul edilemeyeceği gibi bunların doğruluklarını gösterecek herhangi bir delil de yoktur.
21. yüzyılda değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte insanların bilgiye ulaşım araçları da değişmiştir. Önceden basılı kaynaklar olan kitap, dergi, gazete gibi araçlarla bilgiye ulaşabilirken günümüzde hızlı değişen teknoloji ile bilgiye erişim kaynakları her geçen gün değişmekte ve çeşitlenmektedir. Bilgi kaynakları basılı ortamın yanı sıra dijital ortamlarda da sunulmaya başlanmış elektronik, sanal ve dijital bilgiye erişim kaynakları ortaya çıkmıştır.
İnsanların bilgiye ve ilme istek ve sevgileri aynı değildir. Bilgiye ulaşmak, bir emek işidir. İlim tahsili uğruna bilinçli ve kararlı bir şekilde yola koyulan ve bu yolda sıkıntıları göze alan kimseye Allah (c.c.), cennetin yolunu kolaylaştırdığı gibi, ilmin önündeki engelleri de kaldırır. İlmin kaynağı olan Allah (c.c.) onu, kuşkusuz çalışana, talip olana bahşetmektedir.
İslam dininde bilgi edinme yolları; salim beş duyu organı, selim akıl ve vahiydir. Doğru bilgi, zan ve şüphe dayanmayan, gerçeğe tam olarak uyan ve kesin delile dayanan bilgidir. Bilginin doğru olması için duyu organlarının sağlam, aklı selim, vahye bağlı haberin yalandan uzak olması gerekir. İslam Müslümanların doğru bilgi edinip bu bilgiye göre davranmalarını emreder. Müslümanların zan, hurafe, gelişi güzel haber ve dedikoduya inanması doğru bir davranış değildir.
İslam’da bilgi edinmek ve ilim sahibi olmak kadar bilginin mahiyeti yani ne bildiği de çok önemlidir. Peygamberimizi (s.a.v.) “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.” (Tirmizî, Daavât, 68) buyurarak ilmin faydalı olması gerektiğini bildirmiştir. İslam, Müslümanlara bilgi öğrenmeleri emretmiş ve kadın ve erkeğe her Müslümana ilim öğrenmek farz kılmıştır. Müslümanlar hem bu dünya hem de ahiret için gerekli bilgileri öğrenmeldir. Hiç şüphesiz insanı diğer varlıklardan ayıran temel özelliği, bilgi elde etme ve bilgisi doğrultusunda hareket etme yetisidir. Bilgi ahlakı, kişinin edindiği bilgisiyle amel etmesini ve onu başkalarıyla paylaşmasını gerektirir.
9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları için tıklayınız
Ben kısa demişim buna bakın ama emek var
Çok güzel olmuş. Emeğinize sağlık
Hiç guzel olmamış
Keşke başlıklara ayrılsaydı selim akıl,
Doğru haber…diye ama genede güzel olmuş👍
Aynen. Böyle olmamış ama yine de emeğinize sağlık..😊🤔
Aynen valla