İslam İnancında İmanın Mahiyeti Konu Anlatımı

Karatay

Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. İslam İnancında İmanın Mahiyeti konusu ile ilgili bütün soruların cevabı sizleri bekliyor…

İslam İnancında İmanın Mahiyeti 

Her dinin mensuplarının bağlı oldukları dine karşı bir takım sorumlulukları vardır. “Din” kavramı ile “iman” kavramı birbiri ile paralel olan iki kavramdır. Yani bir insanın bir dine girebilmesi için dinin gerektirdiği kurallara uyması yani bir diğer anlamda iman etmesi gerekir. İslam inancında da imanın mahiyeti konuları vardır, bunlar; iman tasdik ilişkisi, iman ikrar ilişkisi, iman bilgi ilişkisi ve iman amel ilişkisidir.

İman, Peygamberimizin (s.a.v.) Allah’tan (c.c.) getirdiği her şeyi tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip ve bunların doğru olduğuna gönülden inanmaktır. Allah’a (c.c.), Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ve onun haber verdiği her şeye yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir. Allah’ın (c.c.) varlığını reddeden, İslam dininin temel esaslarına inanmayan, Kur’an-ı Kerim’in bir veya birkaç ayetini veya tamamını inkâr eden kişiye de kâfir denir. Allah’ın (c.c.) dinine teslim olan, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) din adına bildirdiği her şeye gönülden bağlanan, ibadetlerini yerine getiren, dinin güzel ahlakını davranışlarına yansıtarak inandığı gibi yaşayan kişiye
Müslüman denir. Buna göre, Müslüman inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişidir.

İmanın en önemli unsuru kalp ile tasdiktir. İman, Allah’ın (c.c.) varlığını, birliğini, sıfatlarını, peygamberlerini, ahiret gününü ve bunlardan başka iman edilmesi gereken şeyleri kalp ile tasdik edip (onaylayıp) dil ile ikrar etmesidir. Kişi, iman konusunda herhangi bir baksı ve tehdit altında olmadan tasdik etmelidir. İkrar, kalbi ile iman ettiği hususları dil ile ifade etmesi, söylemesidir. İkrar, imanın bir unsuru değil sadece bu dünya için bir şarttır.

Bir kişi kalbiyle inanmadığı hâlde diliyle inandığını söylerse mümin olamaz. Bunun aksine kalbiyle tasdik edip inandığı hâlde, diliyle bir özür veya tehdit altında olduğu için inandığını açıklayamayan, kâfir ve inançsız olduğunu söyleyen kimse de mümin sayılır.

İman, kalp ile tasdiktir fakat bunun için kişinin neye iman ettiği hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Bu anlamda iman ile bilgi arasında yakın ve açık bir ilişki vardır. Dolayısıyla her inanan kişi, neye inandığını bilmelidir fakat her bilgi sahibi kişinin de inanması beklenilmez. Bundan dolayı imanın temel unsuru kalp ile tasdiktir. İnanılacak
konularda bilgi sahibi olan kişi kalbiyle ve özgür iradesiyle tasdik eder ve Allah’a (c.c.) teslim olur.

İman, Hz. Muhammed’in Allah’tan (c.c.) getirdiği esasların doğru olduğunu kabul edip onlara gönülden inanmaktır. İbadet ise Allah’ın (c.c.) rızasını gözeterek yapılan her türlü güzel iş ve davranış demektir. İman ve ibadet İslam dininin en önemli iki temel unsurudur. Kişi iman ettikten sonra hayatına ibadet ve iyi işler yaparak sürdürür. İman
etmeden yapılan iyilikler ve güzel amellerin ibadet değeri olmaz. İman; inanılacak hususların kesin delillere dayalı olup olmamasına göre de taklidî, tahkikî iman diye ikiye ayrılır.

9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları için tıklayınız

9. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 6 YORUM
  1. senem dedi ki:

    Kaynakça ne

  2. Cem dedi ki:

    Niye bu kadar uzun

  3. YAMAÇ dedi ki:

    SAOLUN COK YARDIMCI OLDUNUZ *-*😁

  4. Bekir dedi ki:

    Kaynakça nedir

    1. abdul cebbar dedi ki:

      kaynakça bu sitenin kaynakçası link işte

      1. Furkan dedi ki:

        Bu site aklından mı uydurdu

BİR YORUM YAZIN

Soru: 4 + 3 kaçtır?


Basari Sıralamaları