Toplumsal Kurumlar Konu Anlatımı

Karatay

Sosyoloji ayt konu anlatımı, Sosyoloji tyt konu anlatımı , Sosyoloji yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Toplumsal Kurumlar Konu Anlatımı hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz.

Toplumsal Kurumlar

Toplumsal Kurum

Bir toplumdaki ortak düşünce, inanç, gelenek-görenek, davranış biçimlerinin ve maddi elemanların (yapılar, mallar gibi) oluşturduğu bir bütüne toplumsal kurum denir. Belli başlı temel toplumsal kurumlar; aile, eğitim, ekonomi, din ve siyasettir.

Her toplumsal kurumun kendine özgü yapısı ve kuralları vardır.
Toplumsal kurumlar ihtiyaçlardan doğduğundan, ihtiyaçların karşılanmasında işlevseldir. Ancak zamanla bu işlevleri değişebilmektedir.
Toplumsal kurumlar her toplumda vardır. Ancak toplumdan topluma ve zamanla değişme gösterirler.
Toplumsal kurumlar toplumların iskeletini oluşturduğundan, kurumların hızla değişmesi ya da değişmeye zorlanması bunalımlara yol açar.
Toplum bütünlük gösterdiğinden, kurumlardan birindeki değişme diğerlerini de etkiler. Örneğin ekonomideki gelişme aile kurumunu çekirdek yapıya dönüştürmektedir.
Kurumların toplumdaki önem ve güç dereceleri birbirinden farklıdır. Bazı toplumlarda din kurumu, bazı toplumlarda siyaset veya ekonomi kurumu etkili olabilmektedir.
Çağdaş toplumlarda bir kurumun bazı işlevlerini diğer kurumlar üstlenmiştir. Örneğin ailenin bazı işlevlerini eğitim kurumu üstlenmektedir.

Aile Kurumu ve Önemi

Aile, evlilik, kan bağı veya evlatlık yoluyla birbirine bağlı bireylerden oluşan ve aralarında karşılıklı hak ve ödevler bulunan küçük toplumsal birimdir. Ailenin neslin devamını sağlama; sevgi, saygı, beğenilme ve sığınma gibi duygusal ihtiyaçlarının doyurulması; bireyin içinde yaşadığı toplumun değer ve normlarını öğrenerek topluma
uyum sağlama; üyelerinin beslenme, barınma, korunma, ihtiyaçlarını karşılama işlevleri vardır.

Ailenin temelini evlilik oluşturur. Cinsler arasındaki ilişkileri düzenleyen ve hangi ilişkinin meşru olduğunu belirleyen kalıplaşmış ilişkiye evlilik denir. Evliliğin toplumsal, ekonomik boyutlarının yanında hukuki boyutu da vardır. Tarihsel süreçte evlilik biçimlerinde de farklılıklar görülmekle birlikte evliliklerin tipleştirilmelerinde
en çok kullanılan ölçütler, eş seçimi, eş sayısı, soyun izlenmesi ve yerleşim yeri gibi ölçütler kullanılmıştır. Endogami, aynı sosyal kategorideki insanların evlenmesidir. Ekzogami ise farklı sosyal kategorideki insanların evlenmesidir. En önemli iki evlilik kalıbı eş sayısına göre: Poligami ve monogamidir. Poligami çokeşlilik, monogami tek eşliliktir. Çok eşlilikte bir erkek iki veya daha fazla kadınla evlenirse polijini, kadın çoğul evlilik yaparsa poliandri olarak adlandırılır. Çok sayıda erkekle evliliklere sıklıkla rastlanmaz. Yerleşim yerine göre evlilikler, ana yanı yerleşme söz konusu ise matrilokal, baba yanı yerleşme patrilokal, ayrı evde oturma neolokal adını alır.

Evlilikte taraflardan birinin veya her ikisinin kendi arzusu ile toplumda geçerli norm ve âdetlere göre evlilik birliğini sona erdirilmesine boşanma denir. Toplumun temeli olarak görülen ailenin çözülmesinin toplumda da çözülmeye yol açacağı düşüncesinden dolayı çoğu toplumlarda boşanma hayli zorlaştırılmıştır.

Eğitim Kurumu ve Önemi

Eğitim, yetişkin nesiller tarafından sosyal hayata hazır olma­yan nesiller üzerinde uygulanan bir işlemdir. Eğitim, bilgi, davranış ve yeteneklerin geliştirilmesi ve ka­zandırılması için uygulanan sürekli faaliyetler dizisidir. Eğitim toplumun değerlerini ve kültürünü bireye aktararak hem bireyin sosyalleşmesini hem de toplumun devamını sağlar.

Toplumun kültürel değerlerini yeni kuşaklara aktarır.
Bireylerin sosyalleşmesini sağlar.
Bireylere mesleki ve bilimsel bilgi aktarır. Böylece bireylerin yaşam seviyesinin yükselmesini sağlar.
Bilimsel gelişmelere katkıda bulunur.
Kişilere iletişim ve işbirliği yeteneği kazandırır.
Bireylerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimini sağlar.
Bireylerin akılcı (rasyonel) düşünme yeteneğini geliştire­rek yeniliğe ve gelişime açık, fiziki ve sosyal çevresini an­layabilen kişiler olmasını sağlar.
Eğitim faaliyetleri örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üze­re iki ana bölümden oluşur.

Örgün Eğitim: Belirlenen zamanda ve belirlenen mekânlarda sistemli ve düzenli şekilde gerçekleşen eğitimdir. Okullar, kreşler, üni­versiteler örgün eğitim kurumlandır.

Yaygın Eğitim: Toplum içinde eğitim farklarının azaltılması, bireylere farklı yetenek alanları açılması amacı ile örgün eğitimin yetersiz kaldığı veya kitlelere ulaşılamadığı zamanlarda uygulanan eğitimdir. Bilgisayarla uzaktan eğitim, açık öğretim, halk eği­tim kursları yaygın eğitimin örnekleridir.

Din Kurumu ve Önemi

Din, insanın yaratıcı, diğer insan ve varlıklarla ilişkilerini düzenleyen ve hayatına yön veren, onlarla ilgili davranışlarına esas olacak kurallar bütününe verilen addır. Din içerdiği değerler ve kurallarla içinde yer aldığı toplumu, insanları etkiler. Sosyoloji din olgusunu toplumun bir parçası olarak ele alır, dinin toplum, toplumun da din üzerindeki karşılıklı etkilerini inceler. Değer yargılarında bulunmaksızın çeşitli dinlerde ortak olan öğeleri araştırır. Güven ve huzur sağlama, toplumsal kontrolü, düzeni ve dayanışmayı, sosyalleşmeyi sağlama, toplumsal çözülmeyi önleme, toplumsal değişmeye aracılık etme gibi işlevleri vardır.

Laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün bir arada bulunduğu, herkes için eşit adalet talebine uygun, devletin farklı anlayışların toplumda birlikte yaşamasını sağlamak amacıyla tarafsız kalmayı garanti eden bir siyasal düzenlemedir. Laiklik kavramı, çağdaş toplum yaşamında “dinden bağımsızlığı” ifade eder ancak laiklik “dinsizlik
ya da dinin insan yaşamından kaldırılması” demek değildir. Atatürk, dinin siyasete alet edilmesine, din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasına ve dini siyasete alet edenlere her zaman karşı olmuştur.

Ekonomi Kurumu ve Önemi

İnsanlardaki sınırsız olan ihtiyaçları sınırlı olan kaynaklarla giderme çabası ekonomi olgusunu ortaya çıkarmıştır. Kaynaklarla ihtiyaçlar arasında denge kurmaya yönelik yerleşmiş ilişki kalıpları da ekonomi kurumunu oluşturmuştur. Sözü edilen ekonomik ilişki kalıpları, üretim – tüketim ilişkileri, alış – veriş ilişkileri vs. dir.

Toplumdaki ekonomik faaliyetler mal, hizmet, fayda ve değer kavramlarını, karşımıza çıkarmaktır.

Mal: İhtiyaçları karşılamak için değişim amacıyla üretilen unsurlara mal denir. Defter, araba, kumaş, gözlük vs. Bu malların bir kısmı üretim malıdır, bir kısmı tüketim malıdır.

Hizmet: İhtiyaçları karşılamak için değişim amacıyla ortaya konan etkinliklerdir. Eğitim, ulaştırma, sağlık hizmetleri gibi.

Fayda: Mal veya hizmetlerin ihtiyaçları karşılamadaki işlevine fayda denir.

Değer: Mal ve hizmetlere verilen kıymet derecesidir. Kullanım değeri, değişim değeri, sanat değeri ve anı değeri olarak ortaya çıkar.

Kullanım değeri mal ve hizmetin ihtiyacı gidermedeki faydası, değişim değeri ise piyasadaki fiyatıdır.

Örneğin; bir saat zamanı göstermesi bakımından kullanım değerine, alıcıya satılması bakımından değişim değerine sahiptir. Kullanım değeri olmayan bir malın değişim değeri de olmaz. Aynı zamanda bir saatin sanat değeri ve anı değeri de olabilir.

Ekonominin temel öğeleri, üretim, tüketim ve bölüşümdür. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla herhangi bir nesnenin yapısında, şeklinde veya yerinde bir değişiklik yaparak yeni bir şeyler elde etmeye üretim denir. Üretimin dört ana unsuru vardır: doğa (toprak), emek, sermaye (anamal) ve teşebbüs (girişim). İhtiyaçları karşılamak amacıyla üretilen mal ve hizmetlerden faydalanmaya ise tüketim denir.

Üretim sonucu elde edilen gelirin üretime katılan unsurlar arasında paylaşılması da bölüşümdür. Ekonomik sistemler, insanların sosyal hayatta karşılaştıkları ekonomik sorunlara çözüm bulma çabası olarak ortaya çıkmışlardır. Bunlar; Kapitalist, sosyalist ve karma ekonomi sistemlerdir.

Siyaset Kurumu ve Önemi

Toplumda düzenin sağlanması ve yönetimin gerçekleştirilmesi için ortaya konan yerleşmiş ilişki kalıpları siyaset kurumunu oluşturur.

Başlıca siyasi kurumlar:

Devlet: Belli bir toprak parçası üzerinde örgütlenmiş, siyasi ve hukuki yaptırım gücüne sahip üstün bir otoritedir. Devlet, toplumsal kurumların işleyişinin denetim ve gözetimini sağlar.

Devlet egemenlik esasına dayanır. Devletin egemen olması yasama, yürütme, yargı güçlerini elinde bulundurmasına bağlıdır. Dolayısıyla devlet sosyal kontrolü sağlayan en büyük sosyal gruptur. Devlet içinde bu güçler ayrı organlarca temsil edilir. Bu duruma güçler ayrılığı denir. Güçler ayrılığı, kişi hak ve hürriyetlerinin korunması adına demokrasinin bir gereğidir.

Dolayısıyla devlet, sosyal kontrolü sağlayan en büyük sosyal gruptur.

Hükümet: Devletin idare yetkisini kullanan yürütme organıdır. Ülkemizde Cumhurbaşkanı ile Bakanlar kurulu yürütme organını oluşturur.

Parlemento: Devletin yasama organıdır. Ülkemizde seçimle gelen ve değişik görüş ve düşüncelere sahip partilerce temsil edilen TBMM yasama organını oluşturur.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 10 + 6 kaçtır?


Basari Sıralamaları