6. Sınıf Üretiyorum, Tüketiyorum, Bilinçliyim Konu Anlatımı
6. sınıf konu anlatımları. 6. sınıf Üretiyorum, Tüketiyorum, Bilinçliyim Konu Anlatımı. 6. sınıf sosyal Bilgiler, 6. sınıf sosyal Bilgiler konu anlatımı, 6. sınıf Üretiyorum, Tüketiyorum, Bilinçliyim Konu Anlatımı işte yazımızda.
Üretiyorum, Tüketiyorum, Bilinçliyim
- Ülkemizin Kaynakları Ve Ekonomik Faaliyetleri
- Kaynaklarımızı Doğru Kullanıyorum
- Yatırım Ve Pazarlama
- Vergilerimiz Kazançlarımızdır
- Nitelikli İnsan Gücü Ve Gelişen Ekonomi
- Mesleğimi Bilinçli Şekilde Seçiyorum
Ülkemizin Kaynakları Ve Ekonomik Faaliyetleri
Doğal kaynak, oluşumunda insanların etkisinin bulunmadığı, doğada var olan tüm zenginliklerdir. Topraklar, sular, ormanlar, madenler doğal kaynaklardandır. Doğal kaynaklar aynı zamanda ekonomik faaliyetlerin de temelini oluşturmaktadır. Örnek olarak toprağın işlenmesi ile tarım, tarım ürünlerinin alınıp satılması ile ticaret, doğal güzelliklerin bulunduğu yerlerde turizm, madenlerin yer altından çıkarılması ile madencilik vb. ekonomik faaliyetleri ortaya çıkar.
Ülkemizde Tarım
Tarımsal faaliyetler günümüzden binlerce yıl önce yapılmaya başlanmıştır. Tarım günümüze kadar dünyada ve Anadolu’da çok önemli yere sahip olmuştur. Sanayinin gelişmesi ve nüfusun artması tarım ürünlerine duyulan ihtiyacın artmasına sebep olmuştur. Bu sebeple tarımda kullanılan yöntemler gelişmiş ve tarımsal üretim sürekli artmıştır.
Topraklarımızın yaklaşık üçte birinde tarım yapılmaktadır. Aynı zamanda ülkemizde çeşitli iklim tiplerinin görülmesi tarım ürünlerinin çeşitliliğini artırmıştır.
Ülkemizde yetiştirilen tarım ürünlerini;
– Tahıllar (buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç),
– Baklagiller ( nohut, fasulye, soya fasulyesi, kırmızı mercimek, yeşil mercimek)
– Sanayi bitkileri (pamuk, tütün, şeker pancarı, ayçiçeği, çay, zeytin, haşhaş, keten-kenevir)
– Meyveler( fındık, üzüm, elma, incir) ve sebzeler olarak gruplandırabiliriz.
Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde sulama sıkıntısının fazla olması sebebiyle tarım alanları nadasa bırakılmaktadır.
Nadas, yarı kurak bölgelerde tarlanın sürülerek, suyunu biriktirmesi için bir yıl boş bırakılmasıdır. Toprakların nadasa bırakılmasını önlemenin tek yolu ise sulamadır.
Temel tüketim ürünlerimizden olan tahıllar buğday, arpa, mısır, pirinç vb. den oluşmaktadır. Tahıllar içinde en fazla yetiştirilen buğday, un ve makarna sanayisinde kullanılır.
Buğday ülkemizde Karadeniz’in kıyı kesimleri hariç her yerde yetiştirilebilmektedir. Konya Ovası, buğday üretiminde önemli bir yere sahiptir.
– Yağışın bol olduğu Karadeniz kıyısı boyunca yetiştirilen mısır, sulama imkânının gelişmesinden dolayı en fazla Akdeniz kıyı kesiminde yetiştirilmektedir. Mısır bitkisel yağ, çerez ve hayvan yemi sanayisinde kullanılır.
– Yüksek sıcaklık, nem isteyen ve sulak alanlarda yetişen çeltik (pirinç) ülkemizde en fazla Edirne, Samsun, Balıkesir vb. yerlerde yetiştirilmektedir.
– Fabrikada işlenerek yeni bir ürün hâline getirilen sanayi bitkilerinin ekonomik değeri fazladır. Bu tarım ürünlerinin ülke ekonomisine katkısı yüksektir. Ülkemizde sanayi bitkilerinin en fazla yetiştirildiği yer Ege kıyılarıdır.
– Ayçiçeği, mısır, zeytin ve fındık bitkisel yağ fabrikalarında ham madde olarak kullanılan tarım ürünleridir. Ayçiçeği en çok Tekirdağ, Konya, Edirne vb. yerlerde yetiştirilmektedir.
– Zeytin en çok Aydın, Muğla, İzmir vb. yerlerde yetiştirilmektedir.
– Sanayi bitkilerinden olan Çay en çok Rize ve çevresinde yetiştirilir.
– Pamuk; tekstil ve yağ fabrikalarında, şeker pancarı; şeker fabrikalarında işlenen ham maddedir. Pamuk en çok Şanlıurfa, Aydın, Hatay vb. yerlerde yetiştirilmektedir.
– Şekerpancarı en çok İç Anadolu’da yetiştirilmektedir.
Ülkemizde Hayvancılık
Ekonomik değer taşıyan hayvanların yetiştirilip pazarlanmasına hayvancılık denir.
Büyükbaş hayvancılık, gür otlakların bulunduğu yerlerde mera hayvancılığı şeklinde yaygın olarak yapılır. Özellikle yaz yağışlarının etkisiyle otlakların ve çayırların geniş yer kapladığı Karadeniz’in doğu kıyısı ve Doğu Anadolu’da büyükbaş hayvancılık gelişmiştir. Nüfusu fazla olan yerlerde yapılan hayvancılık türü de besi (ahır) hayvancılığıdır. Nüfusun fazla olması ve pazarlama imkânlarının kolay olmasından dolayı besi hayvancılığı en fazla Konya, İzmir vb. büyükşehirlerin çevresinde yapılmaktadır.
Küçükbaş hayvancılık, bozkır bitki örtüsünün yaygın olduğu yerlerde yapılmaktadır. Türkiye’de küçükbaş hayvancılık en fazla İç Anadolu’da yapılmaktadır. İç Anadolu’da koyun ve tiftik keçisi yetiştiriciliği yapılırken Akdeniz kıyı kesiminde ise kıl keçisi yetiştirilmektedir.
Balıkçılık, ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasından dolayı önemli bir ekonomik faaliyettir. Denizlerde kıyı balıkçılığı yapılırken, akarsularda ve göllerde tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır. Ülkemizde balıkçılık en fazla Karadeniz’de daha sonra Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz’de yapılmaktadır. Ancak denizlerdeki kirlenme, zamansız ve usulsüz avlanma yöntemleri balıkçılığı olumsuz etkilemektedir.
Arıcılık, bal üretimi için bitki çeşitliliği çok olan dağlık yerlerde yapılır. Arıcılık ülkemizde en fazla Ege kıyı kesiminde yapılmaktadır. Muğla’da üretilen çam balının ve Rize’deki Anzer Yaylası’nda üretilen Anzer balının ekonomik değeri oldukça yüksektir. Doğu Anadoluda Hakkâri, Bitlis, Ardahan, Kars vb. yerlerde de bal üretimi yapılmaktadır.
Kümes hayvancılığı, et ve yumurta ihtiyacını karşılamak amacıyla nüfusu fazla olan yerlerde yapılan hayvancılık türüdür. İklim seçiciliği olmadığından ülkemizin her yerinde yapılabilir. Verimi yüksek olan kümes hayvancılığı, nüfusun fazla olması ve pazarlama imkânlarının kolay olmasından dolayı en fazla Bolu, Balıkesir, Manisa vb. illerde yapılmaktadır.
İpek böcekçiliği, ipek böceği yetiştirme ve kozasından ipek elde etme faaliyetidir. İpek böceği dut yaprağı yemek suretiyle beslenir. Ülkemizde en fazla Bursa, Balıkesir, Bilecik çevresinde gelişmiştir. Ayrıca ipek böceğinden elde edilen koza ile ipek kumaşı elde edilmektedir. İpekli dokuma sanayisi ise Bursa (Gemlik) ve İstanbul’da gelişmiştir.
Ormanlarımız
Ormanlar genelde yağışa paralel yani kıyılarda geniş yer kaplar. Ormanlarımızın olduğu kıyılarda kâğıt fabrikaları, kereste fabrikaları bulunmaktadır.
Ülkemizin %28.6’sı ormanlarla kaplıdır. Ormanlarımızın büyük bölümü yağışın bol olduğu kıyı kesimlerimizde toplanmıştır.
Ormanların birçok faydası vardır. Örnek olarak kâğıt, kereste ve mobilya sanayisinde ve inşaat alanında yararlanılan ormanlar; erozyonu azaltır, atmosfere oksijen kazandırır, dinlenme alanı oluşturur.
Su Kaynaklarımız
İnsanların ortaya çıkışından günümüze kadar önemini her daim korumuştur. Ülkemiz su kaynakları bakımından dünya ortalamasının altındadır. Ancak kıyılarımız deniz etkisinden dolayı bol yağış alır. Bu yüzden kıyılarımızda su imkanları daha iyidir.
Türkiye önemli yer altı ve yer üstü su kaynaklarına sahiptir. Ülkemizin Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’ne kıyısı bulunmaktadır. Ülkemiz Fırat, Dicle, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi önemli akarsulara sahiptir. Ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölüdür.
Ülkemiz jeotermal (sıcak su) kaynaklar bakımından dünyada yedinci, Avrupa’da birinci sıradadır. Ayrıca su kaynakları ülke ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Sulardan içmede, sulamada, balıkçılıkta, ulaşımda, spor, tatil, enerji üretimi vb. yararlanılır.
Madenlerimiz
Yeraltındaki değerli minerallere maden denir. Ülkemiz maden çeşitliliği bakımından dünyada ilk 10’da yer alır. Yaklaşık 29 çeşit maden bulunmaktadır. Bazı madenlerimizde dünyada ilk sıradayken bazı madenlerimizde dışa bağımlıyız. Madenlerimiz genelde sanayide ham madde kaynağı, enerji kaynakları vb. alanlarda kullanılmaktadır.
Madenlerimizle ilgili en önemli sorun sermaye eksikliği ve madenleri işleyecek teknolojinin yetersiz olmasıdır.
Ülkemizde çıkarılan taşkömürü, linyit, uranyum, toryum gibi madenler enerji kaynağı olarak kullanılır.
Mermer, granit gibi madenler de inşaat sektöründe kullanılmaktadır. Çıkarılan ve işlenen madenler, ülkemizin dış ticaretinde önemli yere sahiptir. Bor, demir, bakır, mermer ihraç edilen madenlerimizdendir.
Dünya bor madeni rezervinin büyük bir kısmı ülkemizde bulunmaktadır. Bor madeni günlük hayatta kullandığımız birçok alet, eşya ve makinede kullanılmaktadır. Bor madeninin kullanım alanı bilimin ilerlemesi ve madenin değerinin anlaşılmasıyla her geçen gün artmaktadır.
Kaynaklarımızı Doğru Kullanıyorum
Doğal kaynaklarımızı bilinçsizce tüketmemeliyiz. Bu kaynaklarını bilinçsizce tüketimi erozyon, sel , hava kirliliği, heyelan, kuraklık, küresel ısınma gibi sorunlara neden olmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya özen göstermeliyiz.
Enerji kaynakları; kömür, petrol, doğal gaz, rüzgâr ve güneş gibi çeşitli doğal kaynaklardır. Bu kaynaklar ısı ve enerji üretiminde kullanılarak insan yaşamını kolaylaştırır. Enerji kaynakları; tükenebilir (yenilenemeyen) ve tükenmeyen (yenilenebilen) olmak üzere iki grupta incelenir.
Tükenebilen (Yenilenebilen) Enerji Kaynakları
Kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan elde edilen ve bir gün tükenecek olan enerji kaynaklarına denir.
– Yenilenmeyen enerji kaynaklarının fazla kullanımı ya da bu kaynakların kullanımı sırasında yaşanan kazalar büyük doğa sorunların yaşanmasına sebep olabilir.
– Petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtların yanması sonucunda ortaya çıkan gazlar atmosferin yapısının bozulmasına sebep olur. Bu durum hava kirliliğine sebep olabilmektedir. Hava kirliliği de astım gibi solunum hastalıklarına sebep olarak insan sağlığını tehdit etmektedir.
– Petrol dünyada en çok kullanılan enerji kaynakları arasındadır. Petrolün yer altından çıkarılması veya taşınması sırasında yaşanan kazalar su ve toprak kirliliğine sebep olmaktadır.
– Su kirliliği mercanların yok olması, balık ölümleri gibi su yaşamını olumsuz etkilemektedir. Toprak kirliliği ise tarıma ve doğal yaşama zarar vermektedir. Bu durum bitki, hayvan ve insan yaşamını tehdit
etmektedir.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Doğadaki kaynaklardan elde edilebilen ve doğa tarafından sürekli olarak yenilenen /tükenmeyen enerjiye denir.
Doğada varlığı sona ermeyen kaynaklara yenilenebilir enerji kaynakları denilmektedir. Güneş, rüzgâr, su, dalga enerjisi, biyoenerji ve jeotermal enerji yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.
Güneş Enerjisi: Güneş ışığından sıcak su, elektrik üretimi, seracılık ve sokak lambalarının aydınlatması gibi birçok alanda yararlanılır.
Güneş enerjisinden yararlanabilmek için bulutlu gün sayısının az olması gereklidir. Bu yüzden güneş enerjisinden yararlanma imkânı Karadeniz’de düşüktür. Güneydoğu Anadolu’da en yüksektir. Çünkü Güneydoğu Anadolu’da
bulutlu gün sayısı azdır.
Hidroelekrik Enerjisi: Akarsuların akış hızından elektrik enerjisi üretmektedir. Dağlık ve engebeli bölgelerde akarsular hızlı aktığı için enerji potansiyeli yüksektir. Doğu Anadolu bölgesel engebeli ve dağlık olduğu için hidroelektrik üretimi o bölgede yaygındır. Marmara Bölgesi’nin yükseltisi az olduğundan hidroelektrik enerji üretimi düşüktür.
Jeotermal Enerji: Fay hattındaki kırıklardan yukarı doğru çıkan sıcak sular önemli enerji kaynağıdır. Jeotermal enerji ile elektrik üretimi (Denizli Sarayköy, Aydın Germencik) yapılır, konutların ve seraların ısıtılması gibi birçok alanda kullanılır. Ülkemizde jeotermal enerji potansiyeli çoktur. Fakat yeterince değerlendirilememektedir.
Rüzgâr Enerjisi: Rüzgâr tribünlerinin dönmesiyle elektrik üretilir. Yeni gelişen ve yayılan bir alternatif enerji kaynağıdır. Çevreyi kirletmeyen temiz bir enerji kaynağıdır. Genelde deniz kıyılarında yaygındır.
Muğla, Bodrum, Çanakkale, Çeşme’de ve birçok alanda santralleri bulunmaktadır.
Yenilebilir enerjinin çevreye zararı azdır. Bu yüzden kullanım alanı genişletilmelidir.
Doğal Kaynakların Bilinçsiz Kullanımı
Doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi, aşırı avlanma, ormanların tahrip edilmesi, aşırı otlatma, sanayi tesislerinin denetlenmemesi ve plansız kentleşme gibi etmenler doğal kaynakların yok olmasına sebep olmaktadır.
Doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi kuraklık, hava kirliliği, su kirliliği, erozyon, heyelan, gıda yetersizliği ve küresel ısınma gibi sorunlara sebep olmaktadır.
Yaşanan tüm bu sorunlar insanları, doğayı ve hayvan yaşamını olumsuz etkilemektedir. Örneğin küresel ısınma sonucu dünyada buzullar erir. Bu durum kutup ayılarının neslinin tükenme tehlikesini ortaya çıkarır. Kuraklık sebebiyle birçok insan susuzluk ve açlık tehlikesiyle baş başa kalır. Bu tehdide karşı insanlar yaşadıkları yerlerden göç eder.
Yatırım ve Pazarlama
Bir bölgenin iklimi, yer şekilleri, ulaşımı, nüfusu gibi özellikleri o bölgede yapılan ekonomik faaliyetleri ve yatırımları doğrudan etkiler. Ülkemize baktığımızda farklı bölgelerde farklı coğrafi özelliklerin olduğu görülmektedir. Bu nedenle farklı bölgelerimizde farklı ekonomik faaliyetler ve yatırımlar gerçekleştirilmektedir.
– Örnek olarak yurdumuzda yer şekillerinin sade, sulama imkânlarının iyi olduğu yerlerde tarımsal faaliyetler gelişmiştir. Dağlık ve engebeli yerlerde büyükbaş hayvancılık gelişirken yer şekillerinin sade olduğu ve bozkırın yaygın olduğu yerlerde ise küçükbaş hayvancılık gelişmiştir.
– Ülkemizde bitkisel yağ fabrikası kurmak isteyen bir yatırımcı zeytinin bol olduğu Ege kıyılarında ya da ayçiçeğinin bol olduğu Trakya’da yatırım yapabilir.
– Kâğıt ve mobilya ile ilgili yatırım yapmak için ormanların çok olduğu Karadeniz kıyıları, et ve süt ile ilgili yatırım yapmak için ise hayvancılığın geliştiği Doğu Anadolu tercih edilebilir.
– Tahılların yetiştirildiği yerlerde un, makarna ve yem fabrikaları; şeker pancarının yetiştirildiği yerlerde şeker fabrikası kurulması uygundur.
– Küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yerler dokumacılık sanayisinin kurulmasına uygundur. Deniz kıyılarında ve doğal güzelliklerin bulunduğu yerlerde konaklama alanında yatırımlar yapılabilir, ticari ve turistik işletmeler açılabilir
Vergilerimiz Kazançlarımızdır
Çalışan ve maddi geliri olan vatandaşların gelirlerinin bir kısmını devlete vermelerine vergi denir. Çalışan her vatandaş geliri oranında vergi vermek zorundadır. Anayasamızın 73. maddesinde bu hak ve görev düzenlenmiştir.
MADDE 73- Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergiler ödeme şekillerine göre dolaysız ve dolaylı vergiler olarak ikiye ayrılmaktadır.
– Dolaysız vergileri vatandaşlar Genel Ağ üzerinden ya da vergi dairelerinden ödeyebilirler. Bu vergiler gelir ve servet üzerinden alınan vergilerdir.
– Dolaylı vergiler ise satın aldığımız ürünlerden alınan vergilerdir. Dolaylı vergiler ülke ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Dolaylı vergilerin düzenli toplanabilmesi için bireyler alış verişlerinden sonra mutlaka fiş ya da fatura almaları gerekmektedir.
Nitelikli İnsan Gücü Ve Gelişen Ekonomi
Ekonominin en önemli kaynağı insandır. Sahip olduğumuz nüfus yapısı Türkiye ekonomisinin değişilmez ve
temel unsurunu oluşturur.
Nitelikli insan gücünün özellikleri şunlardır:
– Yaptığı iş için gerekli eğitimleri almıştır,
– İşini en iyi ve başarılı şekilde yapar,
– Girişimcidir, işini severek yapar,
– Kullandığı malzemeyi, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde değerlendirir,
– Yenilikleri ve gelişmeleri takip eder, yeniliklere açıktır,
– Çalışkandır, üretkendir, iyi bir gözlemcidir.
Ülkelerin nüfus özellikleri ekonomik yapısına önemli bir etkendir. Genç nüfusa sahip ülkelerin ekonomik potansiyelleri oldukça yüksektir. Genç nüfusu nitelikli olarak yetiştirebilen ülkeler hızla kalkınır, ekonomisi gelişir. Bu amaçla ülkemizde son dönemlerde önemli çalışmalar yapılmıştır. Üniversite sayısının, eğitime verilen desteğin artırılması bu çalışmalara verilebilecek örnekler arasındadır.
Mesleğimi Bilinçli Şekilde Seçiyorum
Meslek bireyin hayatını devam ettirebilmek ve geçimini sağlamak için yaptığı iştir. Meslek sahibi insanlar, kendisinin ve ailesinin geçimini kimseye muhtaç olmadan sağlarken aynı zamanda vergisini vererek ülkesine de ekonomik katkıda bulunurlar.
Meslek seçerken severek yapabileceğimiz meslekleri tercih etmeliyiz. Ayrıca seçeceğimiz meslek zamanın şartlarına uygun olmadır. Meslek seçerken öncelikle ilgilerimizi, yeteneklerimizi iyi tanımamız daha sonra da seçmek istediğimiz meslek ya da meslekleri iyi araştırmamız gerekir.
Bireyin ilgi duymadığı ve hoşlanmadan yaptığı meslek, bireyin meslekî doyumunu ve başarısını olumsuz etkileyecektir. Böyle insanlar yaptıkları işlerinde isteksiz ve verimsiz olurlar. İlgileri ve yetenekleri doğrultusunda seçim yapan insanlar ise işlerini severek yaparlar ve bundan mutluluk duyarlar. Böylece iş başarıları ve kendilerine güvenleri artar.