Sinir Sistemi Konu Anlatımı
Biyoloji ayt konu anlatımı, Biyoloji tyt konu anlatımı , Biyoloji yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Sinir Sistemi hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..
Sinir Sistemi
Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur. Merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS).
Merkezi Sinir Sistemi
Merkezi sinir sitemi beyin ve omurilikten oluşur. Beyin kafatasının içini dolduran milyarlarca hücreden oluşmuş bir merkezdir. Omurilik ise omurga kanalı içerisinde incelerek uzanan bir yapıdır.
Beyin
Kafatası içerisinde bulunur, kütlesi yaklaşık 1,5 kg’dır. Beyin ve omurilik dıştan içe doğru sen zar, örümceksi zar ve ince zardan oluşan meninges (beyin zarları) ile sarılıdır. Bu zarların mikroorganizma etkisiyle iltihaplanması, menenjit adı verilen hastalığa neden olabilir.
Sert Zar: Beyni mekanik etkilerden, yaralanma ve zedelenmelerden korur. Kafatası kemiğinin hemen altında kemiğe yapışık halde bulunur.
Örümceksi zar: Örümcek ağına benzeyen ince bağ dokusu lifleriyle sert zarı ve ince zarı birbirine bağlar.
İnce zar: Taşıdığı kan damarları sayesinde beynin besin ve oksijen ihtiyacını karşılar. Beyin kıvrımlarını örter. Beyinde oluşan atık maddelerin toplanmasında etkilidir.
Beyin ön beyin, orta beyin ve arka beyin olmak üzere üç kısımda incelenir.
Ön Beyin (büyük beyin)
Beynin en büyük bölümüdür. Uç beyin ve ara beyin olarak iki kısımda incelenir.
Uç beyin
– Uzunlamasına bir yarıkla birbirinden ayrılan iki yarım küreden oluşur. Bunlara beyin yarım küreleri denir. Beyin yarım küreleri üstte nasırlı cisim, altta beyin üçgeni ile birbirlerine bağlıdır.
– Uç beyin, dış kısmında boz madde(sinir hücrelerinin hücre ğövdelerinden oluşur), iç kısmında ak madde(sinir hücrelerinin aksonlarından oluşur) içerir. Boz maddenin oluşturduğu kısma beyin kabuğu (korteks) adı verilir.
– Boz madde beyin kabuğunu (korteksi) oluşturur. Ak madde beynin iki yarım küresi arasındaki haberleşmeyi sağlar.
– Beyin yarım kürelerini enine ayıran ve üst kısmında motor, alt kısmında duyu merkezleri bulunan derin yarığa Rolando yarığı denir.
Ara Beyin
Ara beyin, talamus, hipotalamus ve epitalamustan oluşur.
Talamus: Koku dışındaki diğer duyu organlarından gelen impusların sınıflandırıldığı ve ilgili merkezlere iletildiği yerdir.
Duyu organlarından alınan verileri, beyin kabuğuna iletir. Talamus veya uç beyinden herhangi birinin hasara uğraması düzgün ve anlaşılır konuşmayı tümden veya göreceli olarak bozar. Uyku sırasında talamus ve beyin kabuğu işlevsiz kalır.
Hipotalamus: Homeostatik düzenleme için beynin en önemli bölgelerinden biridir. Vücudun biyolojik saatini düzenler. Vücut ısısını ayarlar. Bu nedenle vücudun termostatı gibi görev yapar. Yapısında bulunan hipofiz bezini kontrol eder. Hipofiz bezi de endokrin (hormon) sistemini kontrol eder. Açlık, susama, cinsel davranışlar, savaş-kaç tepkisi, kan basıncı, kalp atış hızı, vücut sıcaklığı, iştah ve uyku düzeni gibi faaliyetlerle insanı hayatta tutar. Hipotalamus işlevi yok olursa sürekli uyku durumu gözlemlenir. Çay ve kahvedeki kafein ön loblardaki nöronları aktif tutarak uykuyu kaçırır.
Orta Beyin
Ponsun üzerinde, beyincik ve ara beyin arasındadır. Ön ve arka beyin arasında köprü görevi görür. Orta beyin görme ve duyma reflekslerini kontrol eder. Örneğin ışıkta göz bebeklerinin daralması, herhangi bir seste köpeğin kulaklarının dikleşmesi bu merkezler tarafından düzenlenir.
Ayrıca kas tonusunu (dinlenme hâlinde kasların az da olsa kasılı kalması) ve vücudun duruşunu düzenleyen merkezler de orta beyinde bulunur.
Arka Beyin
Omurilik ile orta beynin birleşme bölgesinde yer alan, birçok nöronun geçiş yollarının bulunduğu yerdir. Arka beyin üç kısımda incelenir: beyincik, omurilik soğanı ve pons.
Beyincik
– Şekli ağaca benzediği için hayat ağacı olarak da isimlendirilen beyinciğin temel görevi, vücudu dengede tutmak ve çizgili kasların düzenli çalışmasını sağlamaktır.
– İç kısmında ak, dış kısmında boz madde bulunur.
– Vücut dengesinin sağlanmasında gözden ve iç kulaktaki yarım daire kanallarından gelen uyarıları değerlendirir. Bu nedenle gözleri kapalı olan veya iç kulak problemleri yaşayan kişilerde vücut dengesinin sağlanması zorlaşır.
Omurilik Soğanı
– Soluk alıp vermek, kalp atışı, nabız, dolaşım, boşaltım vb. gibi hayati fonksiyonların merkezidir.
– İç organları harekete geçiren çiğneme, yutkunma, kusma, öksürme, hapşırma, nefes alma gibi otomatik gerçekleşen homeostatik olayları kontrol eder. Vücut içi refleks kontrolünde görev yapar.
– Omurilik soğanı şiddetli darbe alırsa bilinç ve refleks kaybı yaşanır. Hatta solunum ve kalp durabilir.
Pons
– Kalın lif demetlerinden oluşan orta beyin ile omurilik soğanı arasında bulunan yapıdır.
– Pons, tüm vücudun kullanıldığı hareketlerin gerçekleştirilmesinde omurilik soğanıyla eş güdümlü çalışır.
Omurilik
Sırtta omurganın içerisinde yaklaşık 45-50 cm uzunluğa sahip olan sinir kordonuna omurilik denir. Omurilik yapısının en dışında omurga kemikleri bulunur. Omurilikte beyinde olduğu gibi sert zar, örümceksi zar, BOS sıvısı, ince zar, omuriliğin ak maddesi, omuriliğin boz maddesi ve en içte BOS sıvısı ile dolu olan omurilik kanalı bulunur.
Omurilik refleks tepkilerinden sorumlu olunan bölgedir. Uyarılara karşı istemsiz ve aniden oluşturulan tepkilere refleks denir. Refleksler çoğunlukla istemli kontrol edilemez. Refleks olaylarının omurilikten yönetilmesi hareketin beyne iletileceği ve değerlendirileceği süreyi kısaltarak canlılar için dış uyarılara hızlı tepki vermeyi sağlar. Omurilikte refleks oluşurken impulsun izlediği yola refleks yayı denir.
Doğuştan var olan ve tüm insanlarda benzer şekilde olan reflekslere kalıtsal refleks denir. Örneğin; bebeklerde emme refleksi, göz kapağının ani ışıkta kapanması ve diz kapağı refleksi kalıtsal reflekslerdir.
Öğrenme sonucu oluşan kazanılmış reflekslere şartlı refleks denir. Örneğin; limon görünce ağzın sulanması, kedilerin pisi pisi sesine doğru gelmeleri, bisiklet sürmek, dans etmek gibi.
Basit bir refleks olayında duyu nöronu, ara_nöron ve motor nörondan oluşan refleks yayı görev yapar. Örneğin, eline iğne batan bir kişide, kolu geri çekme refleksi basit reflekstir.
Çevresel Sinir Sistemi
Çevresel sinir sistemi, beyinden (kafa sinirleri) ve omurilikten (omurilik sinirleri) çıkan duyu ve motor nöronlarından oluşur.Beyinden 12 çift sinir çıkar. Bu sinirlerden 10. sinir çiftine vagus siniri adı verilir. Vagus siniri, akciğer, kalp, pankreas ve bağırsaklara uzanan parasempatik bir sinirdir.
Omurilikten 31 çift sinir çıkar, bunlar duyu ve motor nöronlarıdır. İnsanda en büyük omurilik sinir çifti, bacaklara giden siyatik sinirlerdir.
Çevresel sinir sistemi otonom (istemsiz) ve somatik (istemli) olmak üzere ikiye ayrılır.
Otonom Sinir Sistemi
Otonom sinir sistemi istemsiz çalışır. Beyinden ve omurilikten gelen motor sinirlerden meydana gelir. Otonom sinir sisteminin bazıları hariç miyelinsiz sinirlerden oluşur.
Akson çapları dardır. İmpuls iletimi yavaştır. Bu sebepten impuls, miyelinli motor sinirlere göre daha yavaş ilerler. İç organların çalışmasını düzenler.
Boşaltım, kan dolaşımı, üreme, solunum, sindirim sistemi hareketleri ve bazı endokrin bezlerin çalışması gibi önemli vücut fonksiyonlarını kontrol eder.
Otonom sistemi birbirine zıt çalışan sempatik ve parasempatik sistemden oluşur. Her iç organa biri sempatik diğeri parasempatik sinir sisteminden gelen bir çift sinir bağlanır.
Somatik Sinir Sistemi
Bilinçli yapılan hareketleri kontrol eden sinir sistemine somatik sinir sistemi denir. İskelet kaslarına giden miyelin kılıflı motor nöronlardan oluşur. Bu nöronların gövdeleri beyin veya omuriliktedir. Bu sinir sistemi; konuşma, yazma, koşma gibi istemli tepkileri kontrol eder.
Sinir Sistemi Rahatsızlıkları
Sinir sistemi hastalıları önemli sağlık sorunları arasındadır. Bu tip hastalıklara multiple skleroz (MS), epilepsi, Alzheimer, Parkinson ve depresyon gibi örnekler verilebilir.
Multiple Skleroz (MS) Hastalığı
Beyin ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir telleri etrafındaki miyelin kılıfa akyuvar hücrelerinin zarar vermesinden kaynaklanan otoimmün (bağışıklık sisteminin yanlışlıkla vücudun normal dokularına saldırdığı bir durumdur) bir hastalıktır. Kılıfın hasar gördüğü yerler sertleşmiş dokulara dönüşür.
Bu sertleşmiş alana plak adı verilir. Bu plaklar, sinir sistemi içinde pek çok yerde oluşabilir ve sinirler boyunca mesajların iletilmesini engelleyebilir. Belirtileri, etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklılık gösterir. Hâlsizlik, karıncalanma, uyuşma, duyu eksikliği, denge bozukluğu, çift görme, görme azlığı, konuşma bozukluğu, titreme, kol ve bacaklarda sertlik, güçsüzlük, idrar kaçırma veya yapamama, erkeklerde cinsel güç azlığı en yaygın belirtileridir.
Epilepsi
Epilepsi, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik hastalıktır. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur.
Alzheimer
Beynin birçok bölgesindeki nöronların programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle ortaya çıkan bir çeşit bunamadır. Genellikle yaşa bağlı olarak ilerleyen bir hastalıktır. Alzheimer, yakındaki olayları unutma, tekrar tekrar sorma, zihinsel kapasitede azalma ile ortaya çıkar ve zamanla ilerler. Bu hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. Ancak bazı belirtilerin azaltılmasını sağlayan ilaçlar geliştirilmiştir.
Depresyon (çöküntü)
Duygusal, zihinsel ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren ciddi ama tedavi edilebilir bir ruhsal hastalıktır. En dikkat çekici özelliği çökkün ruh hali ve zevk almada belirgin azalmadır.
Depresyon bir beyin hastalığıdır, genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörler gibi nedenleri olabilir. Depresyon her yaşta olabilir, ama genellikle gençler ve kadınlarda daha yaygındır.
Parkinson Hastalığı
Parkinson Hastalığı , motor (hareket) fonksiyonlarının bozulmasıdır. Belirtileri; kas titremeleri, denge bozukluğu, eğik duruş ve ayakları sürüyerek yürüme şeklinde gözlemlenmektedir. Yüz kasları hareketsiz ve donuk bir ifadeyle yüze sabitlenmiştir. Alzheimer hastalığı gibi, ilerleyen yaşlarda görülme sıklığı artan bir hastalıktır.
Çok güzel anlatılmış, ben bunu bir ödev için araştırdım sayenizde 100 aldım teşekkürler.
Teşekkür ederim çok güzel anlatılmış 😇