Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler Konu Anlatımı
Coşku ve Heyecan Dile Getiren Metinler Konu Anlatımı,Coşku ve Heyecan Dile Getiren Metinler Nedir, Coşku ve Heyecan Dile Getiren Metinler tyt, Coşku ve Heyecan Dile Getiren Metinler ayt, Arkadaşlar bu yazımızda sizlere Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler hakkında bilgiler vereceğiz. Merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızı okuyarak bulabilirsiniz.
Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Duygu ve düşünceleri, insan ruhunda ürpertiler uyandıracak biçimde coşkulu ve heyecanlı bir biçimde dile getiren metinlere coşku ve heyecanı dile getiren metinler denir.
Bir başka ifadeyle şiir, dilin anlam, ses ve ritim ögelerini belli düzen içinde kullanarak; bir olayı, ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatı olarak tanımlanabilir. Şiirin tanımı için çeşitli sanat anlayışlarına göre farklı yaklaşımlarda bulunulmuş, hatta şiirin tanımlanamayacağı görüşü de öne sürülmüştür.
Coşku ve heyecanı dile getiren metinler “mensur şiir” ve “şiir” olmak üzere temelde ikiye ayrılır:
- Mensur Şiir
- Şiir
1. Mensur Şiir
Mensur şiir, alışılmış şiirin dışında, ölçü ve uyak kullanılmadan, düz yazıya yakın bir tarzda yazılan şiirlerdir. Zaten “mensur” sözcüğünün kökü “nsr”; dilimizdeki daha yaygın kullanımı ile düz yazı anlamına gelen “nesir”’dir. Diğer adı ile mensure olan bu şiirde, şiir özellikleri korunmak için iç uyak gözetilmiş, imgelerden faydalanılmıştır ama şekil olarak düz yazı biçimdedir.
19. yüzyılın yarısında Fransa’da doğmuştur. Fransız edebiyatı şairlerinden C. Baudlaire ve S. Mallerme’in mensur şiirleri vardır. Türk Edebiyatında Şinasi‘nin Fransız edebiyatından yaptığı çeviriler, mensur şiirin ilk örnekleridir. Mehmet Rauf‘un “Siyah İnciler“i, Yakup Kadri’nin “Okun Ucunda, Erenlerin Bağından” adlı yapıtları mensur şiir türünden ürünlerdir.
Tanzimat Edebiyatı döneminde Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit‘in de mensur şiir denemeleri olmuştur.
Mensur şiirin isim babası ve bu türün Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil‘dir. Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanan “Aşkımın Mezarı” adlı yazısı mensur şiirdir. 1891’de “Mensur Şiirler” ve “Mezardan Sesler” başlığıyla mensur şiirlerini yayımlamıştır.
Servet-i Fünun döneminde mensur şiir türü yaygınlaşır. Halit Ziya‘yı Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Celal Sahir, Faik Ali gibi isimler izler.
2. Şiir
Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasına şiir denir.
Şiir, bir ana duygu (tema) etrafında yazılır. Diğer türler gibi şiir de bir plana sahiptir. Ancak her ölçülü ve kafiyeli metin, şiir değildir. Şiirde “duygu” temel unsurdur ama duygunun dışında “düşünce” ve “hayal” de vardır. Şiirde “sanat” ögesi ağır basar. Bu bakımdan şiirde sözcük seçimi öne çıkar. Aslında şiir, sözcüklerin ahenk oluşturacak şekilde bir araya getirilmesinden oluşur.
– Şiir yazana şair denir. Halk şiiri yazan ve bunu çalıp söyleyene de ozan denir. Günümüzde ise şair yerine ozan sözü de kullanılmaktadır.
– Her şiirin bir başlığı vardır. Başlığın, şiirde anlatılanlarla uyumla olması gerekir.
Şiir Birimleri
– Şiirde her bir satıra dize (mısra) denir. Şiiri yazarken her dizenin başındaki harf büyük harfle yazılır.
– Dört dizelik kümelere kıta (dörtlük) denir. İki dizeden oluşan kümelere de beyit adı verilir.
AYT Türk Dili ve Edebiyatı Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.