Destek ve Hareket Sistemi Konu Anlatımı

Karatay

Biyoloji ayt konu anlatımı, Biyoloji tyt konu anlatımı , Biyoloji yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Destek ve Hareket Sistemi hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..

Destek ve Hareket Sistemi

İnsanda iskelet, kas ve eklemler destek ve hareket sistemini oluşturur.

İskelet Sistemi

İç organları korur, mineral depolar, kaslara ve iç organlara bağlanma yüzeyi oluşturur.

İskeletimiz kemik, kıkırdak ve eklemlerden oluşur. Vücudumuzdaki iskelet yaklaşık olarak 206 kemikten oluşmuştur.

İskelet;

Vücudun dik durmasını sağlar.
İç organları dış etkilerden korur.
Kan hücreleri üretir.
Kalsiyum ve fosfor gibi mineralleri depolar.
İç organlara ve kaslara tutunma yüzeyi sağlar.
Vücuda genel şeklini verir.
Kasların yardımıyla vücudun hareket etmesini sağlar.

 

Kemikler

Kemiklerde bulunan, % 25 su, % 45 inorganik madensel tuzlar (kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat, magnezyum fosfat az miktarda sodyum ve demir) kemiğin sert yapısını, % 30 organik maddeler ise esnekliği sağlar. Canlı kemik hücrelerine osteosit ve bu hücreler tarafından salgılanan organik ara maddeye osein denir. Bu iki yapı kemik dokusunu meydana getirir. Kemikler yapıları yönüyle iki kısma ayrılır.

Kemik hücreleri yıldız şeklinde olup kemik dokusunda lakün adı verilen boşluklarda yer alır. Bütün kemiklerin dışında kemik zarı (periost) bulunur. Periost, bağ dokudan yapılmış, bol miktarda sinir ve kan damarı içerir.

Sert (sıkı) kemik doku: Kemiklerin dış kısmında bulunan sert tabakadır. İçinde kan damarları ve sinirlerin bulunduğu boyuna uzanan havers kanallarına sahiptir. Havers kanallarını birbirine bağlayan enine kanallara ise volkman kanalları adı verilir.

Süngerimsi Kemik Dokusu: Kırmızı kemik iliği ve düzensiz boşlukların bulunduğu ince kemik lamellerinden oluşmuştur. Sıkı kemiğe oranla daha yumuşaktır. Uzun kemiklerin baş kısmı ile diğer kemiklerin iç kısmında bulunur.

Kemik Çeşitleri

Uzun kemikler: Kol ve bacaklarda bulunan, uzunluğu kalınlığından fazla olan, silindir şeklindeki kemiklerdir.Uç kısımlarındaki şişkin bölgelere baş, iki baş kısım arasındaki bölgeye ise gövde adı verilir. Baş kısımlarının dışı sert kemik doku, içi süngerimsi kemik doku yapısındadır. Süngerimsi kemik dokunun içindeki boşluklarda kan hücrelerinin üretildiği kırmızı kemik iliği bulunur.

Gövdede sert kemik doku bulunur. Gövdenin ortasındaki boşlukta ise sarı kemik iliği yer alır. Uzun kemiğin baş kısmı ile gövdesi arasında, kemiğin boyuna uzamasını sağlayan kıkırdak doku yapısında epifiz plağı denilen büyüme bölgesi bulunur. Bu kıkırdak yapı 19-23 yaşından sonra kemikleşir ve kemiğin boyuna uzaması durur. İnsanlarda boydaki uzamanın sınırlı olmasının nedeni budur.

Kısa Kemikler: Omurgada, el ve ayak bileklerinde bulunur. Sarı ilik kanalı bulunmaz. Yaklaşık olarak eni boyu ve kalınlığı eşit olan kemiklerdir.

Yassı Kemikler: Göğüs, kafatası, kürek ve kaburga kemiklerinden ibarettir. Yassı kemiklerde sarı ilik kanalı bulunmaz. Bu tip kemiklerde süngerimsi kemik dokusu sıkı kemik dokusundan fazladır. Eni ve boyu fazla kalınlığı çok az olan kemiklerdir.
Yassı ve kısa kemiklerin süngerimsi dokuları içinde uzun kemiklerin baş kısmında olduğu gibi alyuvarların yapımını sağlayan kırmızı kemik iliği bulunur.

Düzensiz şekilli kemikler: Belli bir şekli olmayan, baskılara karşı dayanıklı, sağlam kemiklerdir. Örneğin omurlar ve çene kemikleri düzensiz kemik çeşitleridir.

Kemikler Nasıl Oluşur?

İnsanda kemik yapımı ve yıkımı sürekli devam eden bir süreçtir. Genç yaşlarda kemiklerde yapım olayları fazlayken yaşlanmaya bağlı olarak yıkım olayları yapım olaylarından daha fazla gerçekleşmeye başlar.

Kemik oluşumunu etkileyen faktörler;

Hormonlar: Kemiğin sertleşmesi için gerekli olan Ca, P, K minerallerinin kemiğe geçmesi ve bunların kandaki miktarının belirli bir seviyede tutulması gerekir. Özellikle, kalsiyumun kemikten kana, kandan kemiğe geçişi tiroid bezinden salgılanan kalsitonin (tirokalsitonin) hormonu ve paratiroid bezinden salgılanan parathormon ile düzenlenir.

Hipofiz bezinden salgılanan büyüme hormonu (STH) yetersiz olduğunda cücelik, (nanizm) aşırı salgılandığında devlik hali (jigantizm) ortaya çıkar. Timus bezi hormonu embriyonik gelişimde iskeletin oluşumunda etkilidir.

Mineraller: Kalsiyum, fosfor, magnezyum ve potasyum mineralleri kemiğin sertleşmesini sağlar.

Vitaminler: A-C-D vitaminleri etkilidir. D vitamini kemiklerde kalsiyum ve fosfat birikmesini sağlar. D vitamini eksikliğinde kemiklerde yumuşama ve eğilmeler meydana gelir. A vitamini eksikliğinde kemiklerin büyümesi yavaşlar. C vitamini özellikle kemik yapısında bulunan kollagen liflerin üretiminde etkilidir.

Güneş ışığı: Provitamin D’yi (pasif D = öncül D) deri altında aktif D vitaminine dönüştürür.

Genetik Faktörler: Kemiğin büyümesi ile son şeklini almasında genetik faktörler de önemlidir.

Kıkırdaklar

Hücrelerine kondrosit, ara maddesine kondrin denir. Kan damar ve sinirler bulunmaz.

Embriyoda, oksijen konsantrasyonu azaldığı zaman gevşek bağ dokusundan hiyalin kıkırdak, arttığı zaman kemik dokusu oluşur.

Kıkırdak hücreleri yuvarlak veya oval şekilli büyük çekirdekli hücrelerdir. Bu hücreler kapsülle çevrilidir. Kapsül içerisinde birden fazla kondrosit bulunuyorsa bu yapıya kondron (izogen grup) denir. Kıkırdak dokuda yenilenme yeteneği çok azdır. Zedelenme olursa önce bağ doku oluşur ve daha sonra bu doku kıkırdak dokuya dönüşür.

3 çeşit kıkırdak vardır.

Hiyalin Kıkırdak:En sık rastlanan kıkırdak tipidir. Hiyalin sözcüğü Yunanca hyalos yani “cam” sözcüğünden türemiştir. Yarısaydam (ışığı hafif olarak geçiren) matrisi nedeniyle bu ismi almıştır. Hareketli eklemlerde bulunur. Ayrıca kemiklerin içinde kemikleşme merkezi olarak çalışacak şekilde bulunur. Ek olarak burun, gırtlak ve nefes borusu gibi büyük solunum yolları duvarlarında da bulunur. Hiyalin kıkırdağa mikroskop altında bakıldığında bazı hücrelerin birbirinden ayrılmadığı, ikili veya üçlü halde kaldığı görülür ki bunlara izogen gruplar denir.

Elastik Kıkırdak:  Elastik kıkırdak (sarı kıkırdak olarak da anılır) kulak kepçesinde ve çeşitli borularda (örneğin: gırtlak, östaki borusu) bulunur. Bu borulardaki kıkırdak boruların sürekli olarak açık kalmasını sağlar. Elastik kıkırdak hiyalin kıkırdağa benzerdir fakat hiyalin kıkırdaktan farklı olarak, Tip II kolajenin yanı sıra matrise dağılmış elastik lifler içermesidir. Bu dokuyu sert ama elastik kılar.

Fibröz Kıkırdak (fibrokartilaj):  Fibröz Kıkırdak özel tip kıkırdaktır ve sert destek veya yüksek gerilme direnci gereken yerlerde, omurgalar arası disklerde, kalça ve penis kemiklerde arasında, tendon veya ligamentlerin kemiklere birleşme noktalarında bulunur. Fibröz kıkırdağın yoğun kıkırdak doku ile hiyalin kıkırdak doku arasında bir karakteri vardır.

Eklemler

İskeleti meydana getiren kemiklerin birbiriyle bağlantı kurduğu yere eklem denir.Kemiklerin bağlanma yerleri olan eklemler üç grupta toplanır.

Oynar eklem: Kol ve bacak kemikleri arasında bulunan ve vücudun hareketini kolaylaştıran eklemlerdir. Ligament ile tendonu birbirine karıştırmamak lazım.

Ligament, eklem bölgelerindeki kemikleri, birbirine bağlayan bağlardır.

Tendon (kas kirişi), kasları kemiklere bağlayan bağlardır.

Yarı Oynar Eklemler: Omurlar arasında ve göğüs kafesinde görülen eklemlerdir. Omurlar arasındaki kıkırdak diskler esneklik sağlanmasında yardımcı olur.

Oynamaz eklem: Kafatası kemikleri bu eklem çeşidi ile birbirine bağlanır.

 

Kas sistemi

Kas sistemi canlıya hareket yeteneği sağlayan sistemdir. Kas sistemi omurgalılarda sinir sisteminin kontrolü altında olmasına rağmen bazı kaslar (örneğin kalp kası) tamamen otonom çalışabilir.

Kaslarda hücreler arası madde bulunmaz. Kas hücresinin sitoplazmasına sarkoplazma, hücre zarına ise sarkolemma denir. Kas hücrelerinin endoplazmik retikulumuna da sarkoplazmik retikulum adı verilir, mitokondrilerine sarkozom denir. Kas hücreleri yüksek enerjiye ihtiyaç duyduklarından çok sayıda mitokondrileri vardır.

Sarkoplazmada kasılmayı sağlayan miyofibril olarak adlandırılan telcikler vardır. Miyofibriller, aktomiyozin denilen aktin ve miyozin proteinlerinden oluşur.

Vücudumuzda üç çeşit kas bulunmaktadır. Bunlar; çizgili kas (ya da iskelet kası), düz kas, kalp kasıdır.

Çizgili Kas: Silindir şeklinde uzun hücrelerden oluşur. Kas hücrelerine kas lifi denir. Hücreler arası zarları eridiğinden dolayı çizgili kas lifleri çok çekirdeklidir. Çekirdekler hücre zarının hemen altında bulunur. Miyofibriller, düzenli aralıklarla açık ve koyu olarak enine bantlaşmalar gösterir.

Somatik sinir sistemi kontrolünde çalışır. Yani istemli çalışır. Düz kaslara göre daha hızlı çalışır, çabuk yorulur. Oksijen yetersizliğinde laktik asit fermantasyonu ile ATP üretirler.

Düz Kas: Düz kaslar Otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. İstemsiz yapılan hareketlerin gerçekleşmesini sağlar. Bağırsak, mide, atardamar, toplardamar gibi organların yapısında bulunur. Sadece oksijenli solunum yaparlar. Miyoglobin içermezler. Kreatin fosfat metabolizmasını kullanmazlar. DNA replikasyonu yapmazlar. Depo şeker olarak glikojen sentezlemezler.

Kalp Kası: Kalbin yapısında yer alır. Silindirik hücreleri dallanma gösterir. Kalp kası hücreleri genellikle tek çekirdeklidir ve çok miktarda mitokondri içerir. Miyozin ve aktin filamentlerin düzenli diziliminden dolayı kalp kası hücreleri mikroskop altında çizgili görünür. Bu hücreler, çizgili olmaları nedeniyle iskelet kası hücreleri­ne benzer, hızlı kasılır.

İstemsiz çalışmala­rı nedeniyle düz kas hücrelerine benzerlik gösterir. Çalışmaları otonom sinir sistemi tarafından düzenlenir. Kalp kası hücreleri otonom sinir sistemi tarafından impuls almadan da kasılıp gevşeyebilir.

TYT Biyoloji Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

AYT Biyoloji Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 10 + 6 kaçtır?


Basari Sıralamaları