Doğa ve Kimya Konu Anlatımı
Kimya ayt konu anlatımı, Kimya tyt konu anlatımı , Kimya yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Doğa ve Kimya Konu Anlatımı hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz.
Doğa ve Kimya
Su ve Hayat
Su Kaynakları
Dünya’da su değişik fiziksel hallerde bulunur. Atmosferde buhar halinde, kutuplarda ve yüksek dağlarda buzullar halinde ve deniz, göl, nehir, yeraltı sularında ise sıvı haldedir. Dünya’da bulunan suların hepsi içilebilir nitelikte değildir. Bu nedenle sular ve kaynakları tatlı su ve tuzlu su olarak iki ana gruba ayrılır.
Tatlı sular: Dünya’daki toplam suyun % 3 ü dür.
Tuzlu sular: Dünya’daki toplam suyun % 97 sidir.
İçinde kütlece % 0,05 den az tuz içeren sular tatlı su, kütlece % 0,05 den fazla tuz içeren sular tuzlu su olarak adlandırılır.
Tuzlu Sular: İçme suyu olarak kullanılamayan tuzlu su Dünya’da bulunan suların % 97 sini oluşturur. Dünya’daki tuzlu su kaynakları:
– Okyanuslar
– Denizler
– Tuz gölleridir.
Tatlı Sular: Dünya’daki su kaynaklarının ancak % 3 ü tatlı sudur. Tatlı su kaynakları ve tatlı su içindeki oranları şöyledir:
– Buzullar (% 68,3)
– Yeraltı suları (% 31,4)
– Yerüstü sularıdır (% 0,3)
Buzullar: Yaz kış erimeyen kar ve buz kütleleridir. Buzullar kutup bölgelerinde ve yüksek dağ tepelerinde bulunur. Tatlı su kaynaklarının % 68,3 ünü oluştururlar.
Yeraltı suları: Yüzeyin altında sabit veya hareket halinde olan sulardır. Tatlı su kaynaklarının % 31,4 ünü oluştururlar.
Yerüstü suları: Göller, akarsular ve bataklıklardır. Tatlı su kaynaklarının % 0,3 ünü oluştururlar.
Su Kaynaklarının Korunması
Dünya’da tatlı su kaynakları hem az hem de dağılımları da farklıdır. Dünya’nın bazı bölgelerinde su israfı çok yüksek iken bazı bölgelerinde ise kıtlık çekilmektedir. Sanayinin gelişmesi ve bilinçsiz atıklarla tatlı su kaynakları hızla kirlenmekte ve kullanılabilir tatlı su kaynağı olma özelliğini kaybetmektedir. Bu nedenle her yıl yaklaşık yüzbinlerce insan ishalli hastalıklar yüzünden ölmektedir. Su değerli ve az olduğundan tatlı su kaynakları korunmalı ve su kullanımında israftan kaçınılmalıdır.
– Su israfını önlemek için aşağıdakiler uygulanabilir.
– Musluklar su sızdırmayacak veya damlatmayacak şekilde olmalıdır.
– Banyoda küveti su ile doldurma yerine duşla yıkanma tercih edilmelidir.
– Traş olurken, elleri yıkarken, dişleri fırçalarken musluk açık bırakılmamalıdır.
– Otomobil ve balkon gibi yerler hortumla değil silerek veya kova ve sünger kullanarak temizlenmelidir.
– Bahçe sulaması buharlaşmanın az olduğu sabah ya da akşam saatlerinde yapılmalıdır.
– Çamaşır ve bulaşıkları elde yıkama yerine makinede yıkama tercih edilmelidir.
Çevre Kimyası
Çevrenin doğal yapısının bozulmasına çevre kirliliği denir. Kirlenmeye neden olan doğal ya da doğal olmayan her madde kirletici olarak adlandırılır. Kirleticilere gürültü, ısı ve ışık gibi enerjiler de örnek verilebilir.
Kirletici Kimyasallar
Çevreyi kirleten maddelere aşağıdakiler örnek verilebilir:
– Fosil yakıt kullanan araçların egzoz dumanları ayrıca baca gazları
– Sanayi ve evsel atıklar
– Plastik ve naylon gibi doğada bozulmadan uzun yıllar kalabilen atıklar
– Kurşun, kadmiyum, nikel, kobalt, çinko, ve cıva gibi ağır metaller içeren atıklar, örneğin piller ve araç egzoz gazları
– Tarımsal ilaçlar ve gübreler
– Deodorantlarda ve soğutucularda kullanılan gazlar, örneğin CFC ler
– Volkanik patlamalar ve yangınlar
Hava Kirliliği
Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve su buharı şeklinde bulunan kirleticilerin insanlara ve diğer canlılara zarar verebilecek miktara yükselmesidir.
Hava kirliliğine kükürt dioksit, azot oksitler, hidrojen florür, aldehitler, hidrokarbonlar, katranlar ve radyoaktif gazlar sebep olur. Hava kirliliğinin yoğunluğu; insan, hayvan ve bitkilerin sağlığı ile yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Hava kirliliğine sebep olan toz partiküller, solunum güçlüğü meydana getirebilir.
– Cilt ve gözlerde tahrişe, astım, bronşit ve amfizem gibi solunum yolu hastalıklarına,
– Solunum sistemlerini etkileyerek vücuda oksijen girmesini engelleyerek kalp ve damar hastalıklarına
– Metallerde paslanma, aşınma ve renk değişikliğine, betonda kalkmalara, kalker, kum taşları, kiremit ve boyaların bozulmasına,
– Toprağın asitlenerek verimsizleşmesine,
– Sera etkisine ve ozon delinmesine neden olur.
Havayı kirleten en önemli kaynaklar şunlardır:
– Taşıtların egzoz gazları
– Baca gazları
– Volkanlar
– Enerji santralleri
– Kum fırtınaları
– Çimento fabrikaları
– Petrol rafinerileri
– Demir – çelik işletmeleri
– Orman yangınları
– Kimyasal üreten fabrikalar
Su Kirliliği
Otobiyolojik temizlenme: Su kaynağı içinde bulunan kirleticilerin yine aynı kaynakta yaşamını sürdüren canlılar ve oksijenin etkisiyle zararsız hâle gelmesidir.
Ancak günümüzde artan nüfus ve tüketime bağı olarak akarsu kaynaklarına karışan kirleticilerin miktarı da artmıştır. Bu durum otobiyolojik temizlenmenin yetersiz kalmasına ve su kirliliği sorununun ortay çıkmasına neden olmuştur. Su kirliliği su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesidir.
Su kirliliğini azaltma yöntemleri
– Petrol sızıntısı önlenmelidir.
– Ağır metaller çevreye atılmamalıdır.
– Tarımsal sulama, sanayide su kullanımı tasarruflu yapılmalıdır.
– Özelikle sanayi başta olmak üzere ve evlerde atık sular arıtılmadan çevreye bırakılmamalıdır.
– Gübre ve tarım ilaçları bilinçli kullanılmalıdır.
Toprak Kirliliği
Toprak kirliliği, topraktaki zehirli kimyasalların (atıkların veya kirleticilerin) insan sağlığı ve/veya ekosistem için risk oluşturacak kadar yüksek konsantrasyonlarda varlığı olarak tanımlanır. Toprakta doğal olarak bulunan kirleticilerin seviyeleri doğal olarak bulunması gereken seviyeleri aşarsa, toprak kirliliğinden bahsedilebilir.
Toprak kirliliğinin Önemli Sebepleri
– Hava ve suları kirleten maddeler toprağın kirlenmesine de etki eder.
– Toprak kirliliğine neden olan etmenlerin başında tarım ilaçları gelmektedir.
– Ev, işyeri, hasta hane ve sanayi atıkları
– Radyoaktif atıklar
– Hava kirliliği oluşan asit yağmurları
– Gereksiz yere aşırı yapay gübre ve ilaçlama yapılması
– Hızlı nüfus artışı
– Endüstriyel atıkların toprağa karışması,
Toprak kirliliğini önlemek için;
– Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kullanılmamalı
– Yeşil alanlar artırılmalı
– Ev ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalı,
– Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmeli,
– Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır.
Çevreye Zararlı Maddelerin Etkilerinin Azaltılması
– Evsel ve endüstriyel atıkların ayrıştırılarak suya karışması engellenmelidir.
– Gübre ve tarımsal ilaçlar bilinçli ve yeterli miktarda kullanılarak sulara karışması önlenmelidir.
– Katı atıkların geri dönüşümü sağlanmalıdır.
– Doğal temizlik malzemeleri kullanılmalıdır.
– Toplu taşımacılık tercih edilmelidir.
– Ev, iş yeri ve motorlu taşıtlara filtre takılmalıdır.
– Sigara tüketimi azaltılmalıdır.
– Yeşil alanlar korunarak, çoğaltılmalıdır.
– Plastik malzemeler yerine geri dönüşme uygun karton veya cam malzemeler kullanılmalıdır.
– Çevreye karşı ortak bilinç geliştirilmeli ve eğitim kurumlarında işlenmelidir.
İnşallah üniversiteyi kazanırız 2024 tayfaya selam olsun
As
öğretmenim bana bunu performans ödevi olrak verdi 3 sayfa çıktı biraz uzun yazın faydalı bir yazı ama kimyayla alakası ne
bana da reis 😀
Çok güzel ve faydalı bir yaz, yazan ve hazırlayanların eline sağlık…