Hilâl-i Ahmer hangi padişah zamanında kuruldu?
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, günümüzde Türk Kızılayı adıyla bilinen ve insani yardım faaliyetlerinde uluslararası bir konuma sahip olan köklü bir yardım kuruluşudur. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Sultan Abdülaziz’in saltanatı sırasında, 11 Haziran 1868 tarihinde kurulan Hilâl-i Ahmer, savaşlar ve doğal afetlerin yoğun olduğu bir dönemde, yaralı askerlerin tedavisi ve halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır. Osmanlı topraklarında modern anlamda ilk yardım kuruluşu olarak kabul edilen Hilâl-i Ahmer, hem İslam dünyasına özgü sembollerle evrensel insani değerleri harmanlamış hem de dönemin sosyal sorumluluk anlayışını yansıtan önemli bir girişim olmuştur.
Hilâl-i Ahmer’in Kuruluşu: Osmanlı Döneminde Bir Yardım Hareketi
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti, günümüzde Türk Kızılayı olarak bilinen köklü yardım kuruluşunun ilk adımıdır. Bu cemiyet, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Sultan Abdülaziz’in saltanatı sırasında, 1868 yılında kurulmuştur. Hilâl-i Ahmer, Osmanlı topraklarında savaşlar ve doğal afetlerin yoğun olduğu bir dönemde, yaralı ve hasta askerlerin tedavisi ile halka yardım etmek amacıyla faaliyet göstermeye başlamış; zamanla yalnızca Osmanlı sınırlarını değil, dünya çapında insani yardımın önemli temsilcilerinden biri hâline gelmiştir.
Kuruluş Süreci ve İlk Yıllar
19. yüzyılın ikinci yarısı, Osmanlı Devleti’nin siyasi ve askeri açıdan sıkıntılı bir dönemiydi. Bu dönemde, Kırım Savaşı (1853-1856) gibi büyük çatışmalar yaşanmış, savaşın insani maliyetleri devasa boyutlara ulaşmıştı. Avrupa’da ise 1863 yılında İsviçreli iş insanı ve hayırsever Henry Dunant’ın öncülüğünde Kızılhaç (Red Cross) teşkilatı kurulmuş ve uluslararası yardımlaşma fikri yayılmaya başlamıştı. Osmanlı Devleti de bu anlayıştan etkilenerek benzer bir kuruluş oluşturma ihtiyacını hissetti.
Bu doğrultuda, 11 Haziran 1868 tarihinde, Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti adıyla bir teşkilat kuruldu. Halk arasında kısa sürede “Hilâl-i Ahmer” (Kızıl Hilal) olarak anılmaya başlanan cemiyet, Osmanlı’nın İslam dünyasına özgü sembolleri ve kültürel değerlerini yansıtarak, Kızılhaç’tan farklılaşmasını sağladı.
Sultan Abdülaziz Döneminin Etkisi
Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin kuruluşu, Sultan Abdülaziz dönemindeki reform hareketlerinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Sultan Abdülaziz, batılılaşma çabalarına destek veren ve modernleşmeyi teşvik eden bir padişahtı. Onun döneminde demiryolları, sanayi tesisleri ve eğitim alanında yenilikler yapılırken, sağlık ve sosyal hizmetler de ihmal edilmemiştir. Bu bağlamda, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin kurulması, devletin sosyal sorumluluk bilincinin bir yansımasıdır.
Hilâl-i Ahmer’in Misyonu ve Çalışmaları
Hilâl-i Ahmer, kuruluşundan itibaren savaşlarda yaralı askerlere yardım etmeyi, barış dönemlerinde ise halkın sağlık ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflemiştir. Cemiyet, ilk yıllarında şu temel görevleri üstlenmiştir:
- Savaş Döneminde Yardım: Cephelerde yaralı ve hasta askerler için sağlık hizmetleri sunmak, ilaç ve tıbbi malzeme temin etmek.
- Doğal Afetlerde Destek: Deprem, sel ve yangın gibi doğal afetlerde halka yardım etmek.
- Halk Sağlığını Geliştirme: Salgın hastalıklarla mücadele etmek ve halk sağlığı konusunda eğitimler vermek.