İnsanın yaratılışı itibariyle hem maddi hem de manevi yönü vardır. Yeme, içme, dinlenme, ısınma, barınma gibi fizyolojik ihtiyaçları insanın maddi yönünü oluştururken yüce bir varlığa inanma, bir dini benimseme gibi ruhsal ihtiyaçları da manevi yönünü oluşturmaktadır.
Din, insanın bir yönden korku ve acizlikle, diğer yönden sevgi ve güvenle tabiatüstü ve kudret sahibi olan varlığa yani yüce Allah’a bağlanmasıdır. Bu bağlılık insanın yaratanına yönelmesini, derin bir saygı ve samimiyetle O’na açılmasını sağlar. Din, insanı hem içten hem dıştan kuşatan, onun düşünce ve davranışlarında kendini gösteren bir disiplindir. Din, insana kuvvetli bir irade ve sağlam bir karakter kazandırır. Din aynı zamanda toplumları
yükselten, onların gelişmesini sağlayan bir kurumdur.
İnsanları dine yönlendiren etkenlerin başında fıtrat, hakikati bulma isteği, zihinsel arayışlar, bireysel ve sosyal ihtiyaçlar gelir. İnsan doğası yüce bir varlığa sığınmak ister. Bunun yanında insanın zihinsel arayışları da onu bir yaratıcıya ve hayatını düzenleyecek kurallara yönlendirir. İnsanı inanmaya yönlendiren daha birçok etken vardır.
Maddi ve manevi yönü olan insan, yaratılışı itibariyle inanan bir varlıktır. Tarihten günümüze pek çok örnek bu inanma duygusunun varlığını göstermektedir. İnsanın bu yönünün farkında olması hayattaki birçok olayda ona rehber olacak, yanlış arayışlara gitmesini önleyecektir.
Fazla uzun yapmışsınız daha kısa bir şekilde anlatılabilinilirdi
Hiç bir bilgi alamadım
Sebep
çok iyi anlatılmış emeği geçen herkese çok teşekkürler