İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı Konu Anlatımı
İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı Konu Anlatımı,İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı Nedir, İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı tyt, İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı ayt, İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı ile ilgili örnek, Arkadaşlar bu yazımızda sizlere İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı hakkında bilgiler vereceğiz. Merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızı okuyarak bulabilirsiniz.
İslamiyet Kabulü Öncesi Türk Edebiyatı
– M.S.VIII. yüzyıla gelinceye kadar Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır.
– Bu dönem edebiyatı, sözlü olarak üretilmiş ve kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür.
– Bu dönem edebiyatı müzik eşliğinde (“kopuz” adı verilen sazla) dile getirilmiştir.
– Ölçü, ulusal ölçümüz olan “hece” ölçüsüdür.
– Nazım birimi “dörtlük”tür.
– Dönemine göre arı(sade) bir dili vardır.
– Dizelere genel olarak yarım uyak hakimdir.
– Daha çok doğa, aşk ve ölüm konuları işlenmiştir.
– Bu döneme yönelik elimizdeki en önemli ve eski kaynak Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lügat-it Türk” adlı eseridir.
Kullanılan Nazım Biçimleri
Koşuk
– Hece vezni ve yarım kafiye ile söylenen şiirlerdir.
– Kopuz eşliğinde söylenir.
– Yiğitlik, aşk, tabiat konularını işler.
– Nazım birimi dörtlüktür.
– Bu şiirlerde düz kafiye kullanılır: aaaa, bbba, ccca… (aaab cccb dddb)
– Bu şiirlerin İslâm sonrası halk edebiyatındaki adı koşma’dır.
– Sığır denilen sürek avlarında söylenen lirik şiirlerdir.
Kaklar kamug kölerdi
Taglar başı ilerdi
Ajun tını yılırdı
Tütü çeçek çerkeşür
(Günümüz Türkçesiyle:
Kuru yerler hep gülerdi
Dağ başları göründü
Dünyanın soluğu ılındı
Türlü çiçekler sıralandı.)
Sagu
– “Yuğ” adı verilen ölüm törenlerinde, ölen kişilerin erdemlerini ve duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
– Divan edebiyatında “mersiye”;halk edebiyatında “ağıt” ismini almıştır.
Erdi aşın taturgan
Yavlak yağığ kaçurgan
Oğrak süsin kaytargan
Bastı ölüm ahtaru
Yağı otın öçürgen
Toydın anı köçürgen
işler üzüp keçürgen
Teğdi okı öldürü
(Günümüz Türkçesiyle:
(o konuklarına) Yemeğini tattıran,
kötü düşmanı kaçırtan
(ve) Oğrak ordusunu geri
püskürten (bir yiğit) idi.
Ölüm (onu yere) yıkarak bastırdı..
(o) Düşman ateşini söndüren,
(düşmanları) karargâhlarından
(çıkartıp) göç ettiren)
Sav
İslamiyet öncesi Türk edebiyatında, bugünkü atasözünün yerine kullanılan sözlere sav denilmiştir. Bir fikri veya bir nasihati en az sözcükle anlatan kalıplaşmış sözlerdir. Biçim olarak cümle veya iki dize şeklinde söylenmiştir.
Türk toplumunun inançlarını, dünyaya bakışını, örf, adet ve geleneklerini, doğa gözlemlerini yansıtan sözlerdir savlar.
– Bugünkü atasözlerinin ilk halidir.
– Yaşamla, toplumla, insan doğasıyla ilgili öğütler verilir.
– Divan edebiyatında “darbımesel” adını alır.
– Biçim olarak bir düz yazı cümlesi ya da şiir biçiminde olabilirler.
Közden yırarsa könülden yeme yırar
Kuş kanatın er atın
Künde irük yok, beğde kıyık yok
Öd keçer kişi tuymas – Yalnğuk oğlı mengü kalmas
Ot tütünsüz bolmas – Yeğit yazuksı bolmas
Tay atatsa at tınur – Oğul eredse ata tınur
Destan
Toplumu derinden etkileyen olaylar sonunda halk arasında kendiliğinden oluşan uzun nazım türüdür.
– Toplumları derinden etkileyen ve iz bırakan bir olay sonrasında oluşmuşlardır.
– Milli özellikler taşıdığından ait olduğu toplumun tüm özelliklerini yansıtır.
– Halkın ortak malı olan destanlar anonimdir.
– Sözlü gelenek yoluyla gelecek kuşaklara aktarımı sağlanmıştır.
– Hem sözlü olması hem de halkın idealleştirme gayretinden dolayı olağanüstü özellikler taşır.
– Genellikle manzum yani şiir şeklinde anlatılmışlardır.
– Ait olduğu toplumda herkesin anlayabileceği bir şekilde sade bir dile sahiptir.
– Kahramanlar seçkin kişilerden oluşur ve bu kişiler olağanüstü özelliklerle kuşatılır.
– Genellikle savaş, yiğitlik, doğa ve aşk gibi temalar işlenmektedir.
– Tüm dünyada bu türün kökeni Yunaca “Epope” kelimesine dayanmaktadır.
– Destanlar doğal ve yapay olmak üzere iki başlıkta incelenmektedir.
Türk Destanları
Destanlarımız yazıya geçirilmedikleri için bugün bunların ancak konularını bilmekteyiz. Bunları da İran, Çin ve Arap kaynaklarından öğreniyoruz.
Saka Devri Destanları
Alp Er Tunga Destanı: Bu destanda, tarih sahnesindeki ilk Türkler olarak bilinen Sakaların yiğit komutanı Alp Er Tunga (?-624)’nın İranlılarla yaptığı savaşlar anlatılır. Destanda Alp Er Tunga’nın kahramanlıkları, başarıları ve ölümünden duyulan acı dile getirilmiştir.
Alp Er Tunga Destanındaki konular İranlıların destanı Şehname’de de ele alınmıştır. Firdevsi tarafından yazıya geçirilen Şehnamede Alp Er Tunga’nın adı “Afrasiyab” olarak geçmektedir.
Şu Destanı: Bu destanda, Saka Türklerinin hükümdarı olan Şu’nun Makedonya hükümdarı İskender’in ordularıyla yaptığı mücadeleler (MÖ. 330) ve kahramanlıklar anlatılmaktadır.
Bu destanla ilgili bilgileri Divan-ı Lügati’t Türk’ten edinmekteyiz.
Hun Devri Destanları
Oğuz Kağan Destanı : Bu destanda Hun hükümdarı Oğuz (Mete, MÖ-209-174)’un Orta Asya’da Türk birliğini kurması anlatılır. Bu destanın Uygur yazıyla yazılmış bir kopyası Paris’tedir.
Göktürk Devri Destanları
Bozkurt Destanı: Göktürklerin dişi bir kurttan türeyişini anlatır.
Ergenekon Destanı: Bir savaşta yenilen ve Ergenekon’a açılan Türklerin orada bir demir dağı eritip intikamlarını
almalarını anlatır.
Uygur Devri Destanları
Türeyiş Destanı: Türeyiş destanında Uygurların bir kurttan nasıl türeyerek çoğaldıkları anlatılır.
Göç Destanı: Uygur Türklerinin birliğini ve mutluluğunu sağlayan kutludağ adlı kaya parçasının Çinlilere geçmesiyle Tanrı’nın cezalandırması, kuraklığın başlaması üzerine Türklerin göç etmelerini anlatır.
Doğal Destanlar
Çok eski dönemlerde ulus vicdanında derin izler bırakan bir tarih ya da toplum olayının, yine o devirlerde ulusal bir ozan ya da çeşitli saz ozanları tarafından söylenen biçimine doğal destan denir.
İliada, Odysseia Yunanlıların (Homeros)
Kalevala Finlilerin
Nibelungen Almanların
Ramayana, Mahabarata Hintlilerin
Cid İspanyolların
Chanson de Roland Fransızların
Gılgamış Sümerlerin
Şehnâme İranlıların (Firdevsi)
Yapma Destanlar
Yeni ve yakın çağlarda, herhangi bir tarih olayının bir ozan tarafından destan kurallarına uygun olarak yazılmış biçimine yapma destan denir.
Virgilius Aeneit
Dante İlahi Komedi
Tasso Kurtarılmış Kudüs
Milton Kaybolmuş (Kaybedilmiş) Cennet
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Üç Şehitler Destanı
AYT Türk Dili ve Edebiyatı Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.