KPSS Ortaöğretim Hukukun Temel Kavramları Konu Anlatımı
KPSS Hukukun Temel Kavramları Konu Anlatımı, KPSS Ortaöğretim Vatandaşlık Konu Anlatımı, KPSS Konu Anlatımı, KPSS Ortaöğretim Konu Anlatımı, Hukukun Temel Kavramları Konu Anlatımı, Hukukun Temel Kavramları Konu Anlatımı
Hukukun Temel Kavramları
- Sosyal Hayatı Düzenleyen Kurallar
- Hukuk Kuralları
- Boşluk Türleri
- Hukukun Dalları
- Devlet Şekilleri
- Hükumet Sistemleri
- Anayasa ve Siyasi İktidar
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Temel Nitelikleri
- Demokrasi
- 1982 Anayasası Başlangıç İlkeleri
- 1982 Anayasası’nın Genel Esasları
- İnkılap Kanunlarının Korunması
Sosyal Hayatı Düzenleyen Kurallar
Sosyal düzen kuralları sayılamayacak kadar çoktur ancak bilimin önemli bir fonksiyonu bilimsel bilgiyi sınıflayarak anlaşılabilir kılmaktır. Bu yönden yaklaşıldığında, sosyal düzen kurallarının, özellikleri de dikkate alınarak sınıflandırılması mümkündür. Genel kabul gören bir yaklaşıma göre sosyal düzen kuralları:
• Din kuralları,
• Ahlak kuralları,
• Görgü kuralları
• Örf ve Adet kuralları,
• Hukuk kuralları
şeklinde sınıflandırılabilir.
Din Kuralları
Tanrı tarafından konulduğuna ve peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırıldığına inanılan birtakım emir ve yasaklardır. Din kurallarının yaptırımı manevidir. Örneğin, günahkar sayılmak.
Ahlak Kuralları
Sosyal hayat içerisinde insanların başkalarına ya da kendilerine
karşı nasıl davranılması gerektiğini düzenleyen kurallar ahlak kurallarıdır. Objektif ve subjektif olarak ikiye ayrılır.
• Objektif Ahlak Kuralları: Başkalarına karşı davranışlarla ilgilidir.
• Subjektif Ahlak Kuralları: Kendi nefsimize karşı sorumlu olduğumuz davranışlardır.
Görgü Kuralları
Aynı çevrede yaşayan kişilerin benimsediği ve kişilerin diğer insanlarla karşılaştıkları zaman takınmalarıgereken tavırları, konuşma, selamlaşma, yeme-içme tarzları, oturuş biçimi, düğün ve benzeri törenlerdeki davranışları gösteren kurallardır.
Örf ve Adet Kuralları
Örf ve adet kuralları, topluluk içerisinde uzun zamandan beri yerleşmiş olup toplumun uyarılmasını zorunlu saydığı ortak davranış kurallarıdır. Gelenek hukuku yazılı değildir. Bir geleneğin örf ve adet kuralı olabilmesi için istikrarlı olarak tekrarlanması gerekir, gelir geçici tekrarlamalar gelenek hukuku niteliğini kazanamazlar. Bunun dışında geleneğin bağlayıcı ve zorunlu olduğu hususunda o toplumda genel kanaat bulunması da şarttır. Örf ve adet kurallarının yaptırımı manevidir.
Hukuk Kuralları
Sosyal hayatta bireyleri birbirleriyle ve devletle kurdukları ilişkiyi düzenleyen, kamu gücü tarafından desteklenen, uyulması zorunlu olan kurallar bütünüdür. Hukuk kurallarının yaptırımı manevidir.
Hukuk Kuralları
Hukuk Kurallarının Yaptırımları
Yaptırım (müeyyide), herhangi bir hukuk kuralının koymuş olduğu emir ve yasaklara uygun davranmama, onun yap dediğini yapmama veya yapma dediğin yapma halinde karşılaşılacak olan tepkidir.
Hukuk kurallarının yaptırımları beş ana başlık altında toplanır:
Ceza: Kanunun suç işleyen kişilere uygulanmasını öngördüğü yaptırımdır.
Hapis, adli para cezası, disiplin cezaları bu yaptırım türüne örnek olarak gösterilebilir.
Cebri İcra: Borç ilişkisinde borcun ödenmemesi durumunda devlet zoruyla borcun icra ile tahsili yerine getirilmesidir. Burda borcu sadece para borcu olarak düşünmeyip daha geniş düşünmek gerekmektedir.
Örneğin; Borcunu ödemeyen kimsenin mallarının devlet tarafından haczedilmesi.
Tazminat: Hukuka aykırı fiillerde bulunulduğunda bu fiiller özel hukukta haksız fiil olarak adlandırılır. Haksız fiil sonrası zarar gören kişinin zararının tazmin edilmesi gerekir. Tazminat maddi olabileceği gibi manevi de olabilir.
• Maddi Tazminat: Zarara uğrayan kimseye, zararının zarar veren tarafça aynen ya da nakden ödenmesidir.
• Manevi Tazminat: Zarar görenin yaşanan olaydan üzüntü ve keder duyması durumunda, zarar verenin bu hususları karşı tarafa ödemesi ile giderilir. Genellikle para ile ödeme yapılırken bazı durumlarda hâkimce kamu önünde özür dileme, yalanlama şeklinde de yaptırımlar öngörülebilir.
İdari İşlemde İptal: Hukuk kurallarına aykırı olarak yapılan idari işlemlerin yetkili makamlarca ortadan kaldırılması işlemine denir.
Örneğin, usulüne aykırı bir şekilde belediyenin kamulaştırdığı bir arazi ile ilgili olarak arazi sahibinin idare mahkemesinde dava açması ve davayı kazanıp kamulaştırma işlemi iptal ettirmesi.
Hükümsüzlük: Hukukun aradığı şekil şartına ya da hukukun kendisine aykırı işlemler hükümsüz yani geçersiz sayılır. Yokluk, butlan ve tek taraflı bağlamazlık olarak üçe ayrılır
• Yokluk: Hukukun bir işlem için öngördüğü ana kurucu unsurlara uyulmadan, şekil şartı dikkate alınmadan gerçekleşen işlemler yokluk hükmündedir.
• Butlan: Bir işlemin hukukun aradığı emredici unsurlara uyulmadan, ahlak ve kamu düzenine aykırı olarak gerçekleşmesi o işlemi butlanla sakatlar. Butlan, mutlak ve nisbi olmak üzere ikiye ayrılır.
Mutlak butlan: Bir hukuki işlemin kanunun öngördüğü kurucu unsurlara sahip olmakla beraber kanunun emredici hükümlerine aykırı olmasıdır.
Nispi butlan: Hukuki işlem kurucu unsurlara sahip emredici hükümlere uygundur. Ancak hukuki işlemi yapan iradede sakatlık vardır.
Tek taraflı bağlamazlık: Gerekli kurucu unsurların bulunmasına rağmen hukuki sonucun doğması için tamamlayıcı bir unsurun sonradan gerçekleşmesine bağlı olan işlemlerdir.
Hukuk Türleri
Pozitif Hukuk (Müspet): Belirli bir dönemde yürürlükte bulunan yazılı ve yazısız kaynakların tümüne pozitif hukuk denir.
Mevzu Hukuk: Belirli bir dönemde yürürlükte olan yetkili makamlarca konulan hukuk kurallarıdır. Bu tanımda geçen yetkili makamlarca ifadesiyle kastedilen yazılı kaynaklardır.
İdeal Hukuk (Tabii Hukuk-Doğal Hukuk): Toplum ihtiyaçlarını temel alan, adalet düşüncesini öngören, aklın rehberliğiyle ulaşılabilecek hukuktur.
Tabii hukuk, yürürlükteki kanunlardan çıkan değil, doğadan kaynaklanan hukuk demektir. Bu aslında olan değil, olmsı gereken hukuktur. Tabii hukuk(ideal hukuk) nispeten insanüstü, ulaşılmak istenen hukuktur.
Tarihi hukuk: Yürürlükte olmayan, yürürlükten kalkmış olan hukuktur.
Hukuk Kurallarının Temel Nitelikleri
Kamu gücünün desteğine dayanan bir buyruğun ya da bir yasağın hukuk kuralı niteliği alabilmesi için sahip olması gereken özellikler şunlardır:
• Genellik
• Soyutluk
• Kişilik dışı olma
• Süreklilik
• Yaptırıma dayalı olma
Hukuk Kurallarının Çeşitleri
Emredici Hukuk Kuralları: Tarafların hukuki işlem yaparken aksine bir hüküm ifade edemeyecekleri değiştirilemez hukuk kurallarıdır. Emredici hukuk kurallarına aykırı yapılan işlemler butlan ve yokluk ile sakattır.
Yedek Hukuk Kuralları: Tarafların aksine hüküm ifade edebileceği hukuk kurallarıdır. Yedek hukuk kuralları; tamamlayıcı ve yorumlayıcı olmak üzere ikiye ayrılır.
a) Tamamlayıcı hukuk kuralları: Tarafların aksine hüküm ifade edebilecekleri hususlarda öngörülmeyen ya da öngörülemeyen konuların tamamlanmasını sağlar.
b) Yorumlayıcı hukuk kuralları: Tarafların sözleşme yaparken öngördükleri hususların yeterince açık olmaması durumunda hususu yorumlama konusunda ortaya çıkan yedek hukuk kuralı çeşididir.
Tanımlayıcı Hukuk Kuralları: Bir hukuki kavramın, kurumun ne anlama deldiğini belirleyen kurallardır.
Hukuk Kurallarının Kaynakları
Yazılı Kaynaklar: Devletin yetkili organları tarafından konulan bütün hukuk kurallarından oluşur. Bu kurallara mevzuat da denir. Anayasa, milletlerarası antlaşmalar, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelik yazılı kaynaklardandır.
Normlar Hiyerarşisi
Anayasa
Kanun, Milletlerarası Antlaşmalar, KHK
Tüzük
Yönetmelik
Genelge
Yazısız Kaynaklar: “Örf ve adet hukuku” da denilen bu kurallar, sosyal hayatta “sürekli” olarak uygulanan ve toplum yaşamında bireyler arasında bu kurallara uyulması gerektiğine dair genel inanışın oluştuğu, devlet tarafından yaptırıma bağlanmış kurallardır.
Yardımcı Kaynaklar: Bu kaynaklar ikiye ayrılır:
Bilimsel içtihatlar (Doktrin, Öğreti): Herhangi bir hukuki konu hakkında yapılmış olan bilimsel çalışmalardır.
Yargısal içtihatlar: Mahkemeler tarafından verilen kararlardan çıkan hukuk kurallarıdır.
Boşluk Türleri
Hukuk Boşluğu
Bir hukuki uyuşmazlığın çözümlenmesinde hem yazılı hem de yazısız kaynaklarda hüküm bulunmaması durumunda karşılaşılan boşluk türüne “hukuk boşluğu” adı verilir.
Hakimin Hukuk Yaratması:
Hakim yazılı kaynaklarda önünde bulunan anlaşmazlığı çözüme kavuşturacak bir hüküm bulamazsa, öncelikle bu konuda kendisine yardımcı olacak bir örf ve adet hukuku kuralının mevcut olup olmadığını araştıracaktır. Somut olaya uygun düşen bir örf adet hukuku kuralı bulursa o kuralı uygulayarak sorunu çözüme kavuşturacaktır. Ancak uygulanabilir bir örf adet hukuku kuralı bulamazsa ortaya bir hukuk boşluğu çıkacaktır. Bu durumda hakim kendisi kanun koyucu gibi davranarak bir kural koyar ve koyduğu bu kurala göre olayı çözümler. Buna “hakimin hukuk yaratması” denir.
Hukuk Yaratma Yetkisinin Özellikleri:
– Uygulanabilir yazılı ve yazısız hukuk kuralının bulunmaması gerekir.
– Hakim hukuk yaratırken önce kıyas yoluna başvurmalıdır.
– Hakim hukuk yaratırken kanun koyucu gibi hareket ederek, tarafların karşılıklı menfaatlerini tespit etmelidir.
– Hakim hukuk yaratırken mevcut hukuk düzeni ile bağdaşacak bir kural koymalıdır.
– Hakimin hukuk yaratarak koyduğu kural kanun hükmünde değildir.
– Hakimin hukuk yaratma yetkisi kuvvetler ayrılığı yetkisi ile çelişmez.
– Hakimin hukuk yaratarak koyduğu kural üst yargı denetimine tabidir.
– Hakimin hukuk yaratarak koyduğu kural bağlayıcı değildir.
Kanun Boşluğu
Bir konunun çözümü için yazılı kaynakta somut olaya uygulanacak hükmün bulunmaması sonucu ortaya çıkan boşluktur.
Kural içi boşluk: Kanun koyucu tarafından bilerek, isteyerek bırakılan boşluk türüdür. Hâkim takdir yetkisini kullanır.
Kural dışı boşluk: Kanun koyucu tarafından bilmeden, istemeden bırakılan boşluk türüdür.
• Kanun koyucunun ihmalkâr tutumu
• Teknik gelişmeler
• Sonradan yapılan değişiklikler
Gerçek boşluk (Açık boşluk): Kanunda somut olaya uygulanacak hiçbir hüküm yoktur.
Gerçek olmayan boşluk (Örtülü boşluk): Kanunda hukuki olaylara ilişkin uygulanacak hüküm bulunmasına rağmen yetersiz ya da adaletsiz bir durum yaratacağı düşünülüyorsa oluşan boşluktur.
Hukukun Dalları
Hukuk; kamu hukuku, özel hukuku ve karma hukuk olmak üzere üçe ayrılır.
Kamu Hukuku Dalları
Vergi Hukuku: Vergi: Devletin gerçek ya da tüzel kişilerden zorla ve karşılıksız aldığı ekonomik değerdir.
Vergi İlkeleri
Genellik İlkesi: Herkesten vergi alınması
Adalet İlkesi: Herkesin mali gücüne göre vergi ödemesi
Kanunilik İlkesi: Vergilerin kanunla konup kanunla kaldırılması
Ceza Hukuku: Ceza hukuku, devlet tarafından tanımlanmış ve suç olarak nitelendirilmiş olan hukuka aykırı insan davranışlarıyla bu davranışları gerçekleştirenlere karşı uygulanacak cezai nitelikteki yaptırımları inceleyen hukuk dalıdır.
Fiil: İşlenen suç, suçun konusu, eylem
Fail: Fiili işleyen
Mağdur: Fiilden zarar gören
İlliyet bağı (nedensellik): Neden-sonuç ilişkisi
Kanunilik: Suç ve cezalar ancak kanun ile konulabilir. Yürütmenin düzenleyici işlemleri ile ceza konulamaz.
Suç: Genel olarak hukuk düzeninin ceza tehdidiyle yasakladığı bir fiil olarak tanımlanır.
Suçun unsurları:
Maddi Unsur
İcra: Suç işlemek
İhmal: Yapılması gereken bir şeyin yapılmaması ya da yapılmaması
gereken bir şeyin yapılması
Manevi Unsur
Kast: Bilerek, isteyerek suç işlemek
Taksir: Bilmeden, istemeden suç işlemek
İdare Hukuku: Kamu kurum ve kuruluşları ile bu kuruluşların birbirleriyle ve bireylerle olan ilişkilerini içeren kamu hukuku dalıdır.
Anayasa Hukuku: Devletin şeklini yapısını, organlarını ve kişilerin temel hak ve hürriyetlerini düzenleyen hukuk dalıdır. Anayasa hukukunun kaynağı 1982 yılında yürürlüğe giren T.C. Anayasası’dır.
İcra İflas Hukuku: Mahkeme kararlarının devlet zoruyla yerine getirilmesini sağlayan ve bu konudaki kurallar ile borçlarını, zamanında ve rızaları ile yerine getirmeyen borçlulara karşı; alacaklıların, devlet kuvvetinin yardımıyla alacaklarını elde etmesini düzenleyen hukuk dalıdır.
• İcra hukuku zor kullanma yetkisini sadece devlete tanımıştır.
• Kişilerin iflasları ise iflas hukukunda düzenlenmiştir.
• İflas eden kişiye müflis, iflasa konu olan mallara ise iflas masası denir.
Yargılama Hukuku (Usul Hukuk): Mahkemelerin yargı görevini yerine getirirken uyguladıkları yol ve yöntemlerle ilgili hukuk kuralları yargılama hukuku içinde yer alır.
• Yargılama hukuku, ceza yargılama hukuku, medeni yargılama hukuku ve idari yargılama hukuku gibi alt bölümlere ayrılır.
• Ceza yargılama hukuku, ceza davalarında, medeni yargılama hukuku, hukuk davalarında uygulanır.
• İdari yargılama hukuku idari davalarda uygulanır.
Savcı: Kamu adına dava açan kişi
Hâkim: Davaları karara bağlayan kişi
Davacı: İddialarda bulunan, dava açan taraf
Davalı: İddialara maruz kalan, kendisine dava açılan taraf
Devletler Genel Hukuku: Devletler ve devlet ile o devletin vatandaşı olmayan kişilerin konularını içeren kamu hukuku alt dalıdır.
Uluslararası antlaşmalar, örf ve adetler, hukuk ilkeleri ve doktrinler, devletler genel hukukunun temel kaynaklarıdır.
Özel Hukuk Dalları
Medeni Hukuk
Özel hukukun en önemli ve en geniş uygulama alanı olan koludur. Kişilerin kişilerle ve ailesiyle ilişkilerini düzenleyen; eşyaları üzerinde ne gibi hak ve yetkiye sahip olduğunu belirten , öldükten sonra mirasın kimler arasında dağıtılacağını , kişinin kendisine kalan mirası nasıl alacağını, hak ve yetkilerinin neler olduğunu gösteren hukuk dalıdır.
Medeni hukukun bölümleri:
Medeni hukukun bölümleri dörte ayrılır: kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku
Hak Kavramı
Hak, hukuk tarafından tanınan ve korunan, kişiye ait menfaatlerdir.
Tüm haklar kurallardan doğar ve her hakkın bir sahibi vardır, sahipsiz hak olamaz. Hak sahibi varlıklara kişi denir.
Hakkın Kazanılması
Hakkın kazanılması, bir kişiye bağlanması demektir. Hakkın kazanılmasında iyiniyet kuralı geçerlidir. Bir hakkın kazanılmasında, bu hakkın kazanılmasına engeli bilmemek iyiniyet olarak tanımlanır. Bir kişiye bağlanması üç sebepten olabilmektedir. Bular; hukuki olay, hukuki fiil ve hukuki işlemdir.
1) Hukuki Olay: Hukuk düzeni tarafından kendisine sonuç bağlanan olaylar.
2) Hukuki Fiil: İnsan iradesinin ürünü eylemler.
3) Hukuki İşlem: Hukuki bir sonuç doğurmak üzere tarafların karşılıklı iradesi açıklaması.
Hukuki işlemde birden fazla irade vardır. Hukuki işlem olması için karşılıklı irade açıklaması dışında, hukuki bir sonuç da doğurması gerekir.
Hakların Kazanılması
Hak sahibinin haklarını kullanması ve borçlarını yerine getirmesinde geçerli olan ana ilke dürüstlük kuralıdır. Dürüst davranma, hak sahibinin hakkını kullanırken veya borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesini yani dürüst, namuslu, alı başında, davranışının sonucunu bilen, orta zekalı her insanın benzer olaylarda izleyeceği yolda hareket etmesidir.
Hakkın Korunması
Hukuk rejimimiz hakkın “devlet tarafından koruması” nı kural olarak benimsemiştir. Çünkü hakkın sahibi tarafından kendi eliyle korunması anlamına gelen ihkakı hak; hukuk düzenimiz tarafından benimsenmiştir.
1) Kişinin Hakkını Kendi Eliyle Koruması
a) Meşru müdafaa (Haklı savunma): Kişinin kendisi ya da yakınlarının canını veya malını tehlikeden korumak için giriştiği müdafaadır. Meşru müdafaada saldırının ya da tehlikenin devam ediyor olması gerekir.
b) Zaruret hâli (Iztırar hâli): Bir kimsenin kendisinin ya da yakınlarının canını ya da malını tehlikeden korumak için olayla ilgisi olmayan üçüncü kişinin malına zarar vermesi
2) Hakkın Devlet Eliyle Korunması
a) Talep hakkı: Hakların idareden talep edilmesi
b) Dava hakkı: Talep hakkının mahkeme önünde kullanılmasıdır.
Kişiler Hukuku
Kişiler hukukunun konuları; kişi, kişi türleri, kişiliğin başlangıcı, kişiliğin sona ermesi, kişi ehliyetleri, kişi hakları, hısımlık kişiler hukukunun konusuna girer.
Kişi: Hak ve borç sahibi varlıklara kişi denir.
Kişi Türleri:
▪ Gerçek kişi
▪ Tüzel kişi
Gerçek Kişi: İnsanlar gerçek kişi olarak tanımlanır.
Gerçek Kişiliğin Başlangıç Anı: Sağ ve tam doğumdur.
Hak Ehliyeti: Hak ve borçlara sahip olabilme ehliyetidir. Hak ehliyetinin başlangıcı: Sağ ve tam doğmak koşulu ile bebeğin anne rahmine düştüğü andır. Hak ehliyeti pasif bir ehliyettir. Herkes sahiptir.
Fiil Ehliyeti: Hak ve borçları kullanabilme ehliyetidir. Fiil ehliyeti aktif bir ehliyettir. Herkes sahip değildir.
Fiil Ehliyetinin Koşulları
1) Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak
Makul hareket edebilme yeteneğidir. İyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırt edebilme yeteneğidir.
Ayırt etme gücünün varlığını engelleyen hâller:
• Yaş
• Akıl zayıflığı
• Akıl hastalığı
• Sarhoşluk
2) Ergin Olmak
• Erginlik, yaşın gerektirdiği sorumlu davranışlarda bulunmaktır.
a) Normal erginlik
• 18 yaşının doldurulması ile kazanılır.
b) Evlenme yoluyla erginlik
• Olağan evlenme yaşı: 17 yaşının doldurulması (ailenin izni ile)
• Olağanüstü evlenme yaşı: 16 yaşının doldurulması (mahkemenin izni ile)
c) Mahkeme kararıyla erginlik:
15 yaşını dolduran bir çocuğun,
• Kendi isteği
• Çocuğun menfaati
• Ailenin rızası
• Mahkemenin onayı
ile mümkündür
3) Kısıtlı Olmamak
Kısıtlılık hâlleri:
• Akıl hastası olmak
• Akıl zayıflığı yaşamak
• Kötü yaşam tarzı sergilemek
• Savurgan tutum izlemek
• Alkol ya da madde bağımlısı olmak
• 1 yıl ya da üzeri hapis cezası almış olmak
Kişinin rızası ile kısıtlılık; yaşlılık, sakatlık, deneyimsizlik, ağır hastalıktır.
Ehliyet Türleri
Fiil ehliyeti türleri dört tanedir.
Ayırt etme gücüne sahip ergin ve kısıtlı olmayan kişilerdir. Fiil ehliyetleri vardır. Hukuki işlem yapar ve sorumlulukları tamdır.
Sınırlı Ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip, ergin olmayan veya ergin ama haklarında kısıtlılık kararı bulunan kişilerdir
Tam Ehliyetsizler: Ayırt etme gücü bulunmayan kişilerdir.
Sınırlı Ehliyetliler: Ayırt etme gücüne sahip, kısıtlı olmayan, ergin, kendisine yasal danışman atanmış kişilerdir.
Gerçek Kişiliğin Sona Ermesi
1) Ölüm:
Gerçek kişiliği doğal yolla sona erdirir. (10 gün içinde nüfusa bildirilmesi gerekir.)
2) Ölüm Karinesi:
• Ölümüne kesin gözle bakılacak durumlarda
• Cesede ulaşılamaması durumunda
• Mahallin en büyük mülki amiri ölüm karinesi kaydını düşer.
Karine: Bilinen bir olgudan bilinmeyen sonuçların çıkarılmasıdır.
Aksi ispat edilebilir durumdur.
Birlikte Ölüm Karinesi: Birden fazla kişinin ölümü durumunda kimin önce kimin sonra öldüğü tespit edilemiyorsa hepsi aynı anda ölmüş sayılır.
3) Gaiplik:
Kaybolma
Hukukta iki şekilde kaybolma vardır.
a) Ölümüne olası gözle bakılacak bir tehlike içinde kaybolma:
Gaiplik kararı: 1 yıl
Miras: 5 yıl (teminatlı)
b) Kişinin kendisinden uzun zamandır haber alınamaması
Gaiplik kararı: 5 yıl
Miras: 15 yıl (teminatlı)
Gaiplik kararında görevli mahkeme: Sulh hukuk mahkemesidir.
Gaiplik Kararının Hüküm ve Sonuçları
• Gaiplik kararı, o kişinin ölmüş olduğuna ilişkin karine oluşturur.
• Gaiplik kararı, verildiği tarihten itibaren değil, geriye dönük olarak gaibin ölümüne olası gözle bakılacak bir durumda kaybolduğu veya ondan en son haber alındığı tarihten itibaren hükümlerini doğurur.
• Gaiplikte evlilik kendiliğinden sona ermez, gaibin eşi evliliğin düşmesi için ayrıca dava açmalıdır.
• Gaibin mirası teminat karşılığında mirasçılara teslim edilir.
Aile Hukuku
Nişanlanma, evlilik, boşanma, velayet, soybağı aile hukukunun konularıdır. Aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır.
Aile hukukunun başlıca konuları; nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soy bağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır.
Miras Hukuku
Vasiyet, miras hükümleri, mirasın nasıl dağıtılacağını düzenler.
Eşya Hukuku
Taşınır ve taşınmaz malları konu alan medeni hukuk alt dalıdır.
Borçlar Hukuku
Kişiler arasındaki borç ilişkisini düzenleyen özel hukuk alt dalıdır.
Borç ve Borç İlişkisi Kavramları
Borç: Bir borç ilişkisi nedeni ile borçlunun yüklendiği edimi yani borcun konusunu ifade eder. Bir borç ilişkisi kurulur, böylece ifası gereken edim gündeme gelir.
Borç ilişkisi: İki taraf arasında kurulan, taraflardan birinin (borçlu), bir şey verme, yapma ya da yapmama borcu altına girdiği; diğer tarafın (alacaklı), borçludan borcunu ifa etmesini isteme hakkına sahip olduğu hukuki bağdır.
Borç İlişkisinin Unsurları
Borçlu: Alacaklı tarafa edimi yerine getirmek zorunda olan taraf
Alacaklı: Borçlu taraftan edimin yerine getirilmesini isteme hakkına sahip olan taraf.
Edim: Borca konu olan unsur/davranış. Bir şeyi vermek, yapmak ya da yapmamak şeklinde ortaya çıkar. Edimin konusu ahlaka, adaba, hukuka aykırı olamaz.
Borcun Kaynakları
Hukuki İşlem – Haksız Fiil – Sebepsiz Zenginleşme
1)Hukuki İşlem: Hukuki bir sonuç doğurmak üzere tarafların karşılıklı yaptıkları irade açıklamasına sözleşme denir.
İcap/Teklif: İrade açıklamalarından önce yapılana icap denir.
Süreli İcap: İcap belli bir süre ile sınırlıysa bunu süreli icap denir.
Süresiz icap: Teklif belli bir süre ile sınırlanmamışsa buna süresiz icap denir.
Kabul: İcaba verilen olumlu yanıttır.
2) Haksız Fiil: Aralarında önceden herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmayan kişilerim, kanunun emrettiği kurallara uygun davranmamalarıdır.
3) Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borçlar: Bir kimsenin mal varlığında haklı bir sebep olmadan diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmede taraflardan biri haklı bir sebep olmadan zenginleşirken diğer taraf aynı oranda fakirleşir. Sebepsiz zenginleşmede borç iadedir.
Borcun Sona Erme Nedenleri
İfa: Borcun yerine getirilmesidir.
Tecdit (Yenileme): Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi.
İbra: Alacaklının alacağından vazgeçmesi, borçlunun da bunu kabul etmesidir.
Takas: İki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel (vadesi gelmiş) ise her biri alacağını borcuyla takas edebilir.
Birleşme: Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesiyle borç sona erer. Ancak, üçüncü kişilerin alacak üzerinde önceden mevcut olan hakları birleşmeden etkilenmez.
Kusursuz İmkânsızlık: Borcun ifasının mümkün olmamasıdır. İfa borçlunun kusuru dışında imkânsız hâle gelmiştir (doğal afet)
Ticaret Hukuku
Bireyler arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarıdır.
Devletler Özel Hukuku
Farklı milletlerden olan bireylerin ilişkilerini, hukuki statülerini ve farklı vatandaşlığa sahip bireyler arasındaki uyuşmazlıklarda hangi ülkenin hukuk kurallarının uygulanacağını düzenleyen hukuk dalıdır.
Devlet Şekilleri
Yapısına Göre Devlet Şekilleri
Tek Yapılı Devlet
Üniter Devlet: Devleti oluşturan unsurların birliğine ve tekliğine dayanır. Tek merkezden yönetilen, ülkenin her tarafında aynı hukuk kurallarının geçerli olduğu devlet şeklidir.
Bölgeli Devlet: Ülkenin ve milletin bölünmez tekliği içinde, bölgesel özerkliğin tanındığı devlet türüdür.
Birleşik Karma Devlet
Federal Devlet: Kendi iç yapılarında bağımsız, dışarıya karşı ise aynı hukuk kurallarına tabi olan birden fazla devletten oluşan devlet
Konfederal Devlet: Birden fazla devletin varlıklarını korumak şartıyla, özellikle savunma gibi belirli bir amaç çerçevesinde oluşturdukları topluluklardır.
Demokratik Devlet: Halkın devlet yönetimine katıldığı devlet türüdür.
Egemenliklere Göre Devlet Şekilleri
Monarşi: Egemenliğin tek bir kişiye ait olması
Oligarşi: Egemenliğin bir grup ya da zümre tarafından kullanıldığı devlet sistemidir.
Meşrutiyet: Hükümdarın yanında halkın da kısmen devlet yönetimine katılmasıdır.
Teokratik: Hukuk kurallarının din kurallarına göre oluşturulduğu ve din kurallarına göre yönetilen devlet şeklidir.
Cumhuriyet: Devlet yönetiminde millet iradesinin egemen olduğu ve yönetimin bir kişiye ya da zümreye bırakılmadığı devlet şeklidir.
Hükümet Sistemleri
Kuvvetler Birliği
Meclis Hükûmeti
▪ Yasama ve yürütme yetkileri yasamada toplanmıştır.
▪ Meclisin başkanı aynı zamanda hükûmetin de başkanıdır.
▪ Meclisin üzerinde bir güç yoktur.
▪ Bakanlar, hükûmet başkanı tarafından atanmazlar. Meclis tarafından teker teker seçilirler.
▪ Çift dereceli seçimler uygulanır. Halk delege seçer, delegeler de vekilleri seçer.
Monarşi: Yasama ve yürütme yetkilerinin yürütme organında tek bir kişide toplanmasıdır.
Diktatörlük: Yasama ve yürütme yetkilerinin yürütme organında tek bir kişide baskı ile toplanmasıdır.
Kuvvetler Ayrılığı
Parlamenter Sistem: Kuvvetler birbirinden yumuşak bir şekilde ayrılır. Yürütme yasamadan kaynaklıdır.
Yarı Başkanlık Sistemi: Devlet başkanı ve bakanlar kurulundan oluşan yürütme organı iki başlıdır. Devlet başkanını halk seçer. Yarı başkanlık sisteminde kuvvetler birbirinden yumuşak bir şekilde ayrılır.
Başkanlık Sistemi: Kuvvetler birbirinden kesin ve katı bir biçimde ayrılmıştır. Yürütme tek kanatlıdır ve devlet başkanını halk seçer. Devlet başkanının siyasi partisiyle ilişiği kesilmez.
Anayasa ve Siyasi İktidar
Anayasa: Temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alındığı devlet iktidarının sınırlandırıldığı, ormlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan kurallar bütünüdür.
Kurulmuş İktidar – Kurucu İktidar
Kurulmuş İktidar: Anayasayı değiştirme gücü olmayan, yalnızca mevcut anayasaya göre devleti yöneten siyasal iktidardır.
Kurucu iktidar: Anayasayı değiştirme veya yeniden yapma gücüne sahip siyasal iktidardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Temel Nitelikleri
İnsan haklarına Saygılı Devlet
Yaşama hakkı
İşkence yasağı
Düşünce ve kanaat özgürlüğü
Atatürk Milliyetçiliğine bağlı Devlet
Irkçılığı reddeder
Saldırganlığa ve şovenizme karşıdır
Milliyetçiği reddeden akımlara karşıdır
Sınıf kavramı yoktur
Akılcıdır
Çağdaştır
İleriye dönüktür
Demokratik ve insancıldır.
Barışçıdır
Birleştiricidir
Laiktir
Milleti, çağdaş milletler seviyesine çıkarmayı amaç edinmiştir
Türk devletinin vatan ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu kabul eder
Demokratik Devlet
Egemenliğin bir kişi, zümre veya sınıf tarafından belli sınıfların yararına kullanılmaması
Serbest ve genel oya dayalı ve düzenli aralıklarla tekrarlanan seçimlerin yapılması
Seçmenlere birden fazla alternatif sunulması
Serbestçe örgütlenmiş siyasi partiler arasında eşit şartlarda yürütülen iktidar yarışının olması
Temel hak ve özgürlüklerin tanınmış ve güvence altına alınmış olması
Seçilmişlerin üstünlüğü
Laik Devlet
Resmi bir devlet dininin bulunmaması
Din ve mezhep ayrımı yapılmaması
Devlet yönetiminin din kurallarına dayalı olmaması
din kurumları ile devlet kurumlarının birbirinden ayrılmış olması
Din hizmetlerinin de bir kamu hizmeti olarak kabul edilmesi
Sosyal Devlet
Ulusal geliri artırmak
Ulusal gelirin adaletli dağılımını sağlamak
Özgürlüklerin gerçekleşmesi için maddi olarak kabul sağlamak
Hukuk Devleti
Yasama işlemlerinin yargısal denetime tabi olması
Yürütme işlemlerinin yargısal denetime tabi olması
Yargının bağımsızlığı
Kanuni hakim güvencesi
Temel hakların güvence altına alınması
Yasaların genel olması
Yasaların anayasaya uygunluğu
Hukukun genel ilkelerine bağlılık
Kuvvetler ayrılığının benimsenmesi
Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı
İdari faaliyetlerin belirliliği ilkesi
İdarenin mali sorumluluğu
Adil yargılanma hakkının olması
Demokrasi
Halk egemenliğini esas alan, iktidarın halk olmasını savunan anlayıştır.
Demokrasinin Temel Unsurları
• Eşitlik
• Özgürlük
• Millî Egemenlik
• Çoğulculuk
• Temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması
Demokrasi Araçları
Çoğunlukçuluk: İktidarda çoğunluğun söz sahibi olmasıdır.
Çoğulculuk: Farklı siyasi partiler tarafından farklı fikirlerle temsil.
Parlamento: Meclis.
1982 Anayasası’nın Genel Esasları İnkılap Kanunlarının Korunması
Parlamento, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olmamakla birlikte günümüzde, başta nüfusun artması sebebiyle karmaşanın yaşanmaması için araç olarak kullanılan kavramdır. Belli aralıklarla yapılan seçim: Seçimlerin demokrasi gereği belli aralıklarla yapılması
Seçim ilkeleri:
Serbest oy: Oyların baskı altında kalmadan özgürce kullanılması
Genel oy: Yaş ve sezginlik dışında herkesin oy kullanması
Seçimlerde oy kullanamayacak olanlar:
• Silah altında bulunan er-erbaşlar (uzman çavuş hariç)
• Askerî okul öğrencileri
• Taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hapis cezası alan hükümlüler.
Eşit oy: Herkesin hiçbir ayrım yapmadan tek bir oy hakkına sahip olmasıdır.
Gizli oy-Açık sayım: Oyların gizli kullanılarak sonuçların duyurulması. (1950’den beri)
Tek dereceli seçim: Seçmenlerin doğrudan temsilcileri seçmesi. (1946’dan beri)
Demokrasi Uygulama Şekilleri
Demokrasi, halkın yönetime katılmasıdır. Demokrasi şekillerini belirlerken halkın yönetime nasıl katıldığına bakmalıyız.
1) Doğrudan Demokrasi
• Halkın kendisini yönettiği, temsilcinin olmadığı demokrasi türüdür.
• Tüm kararlar aracısız insanların oyu ile alınır.
• Uygulanması çok mümkün olmayan bir modeldir.
2. Yarı Doğrudan Demokrasi
Halkın, kendi seçtiği temsilciler aracılığı ile bazen de kendilerinin yönetime katılmasıdır. Yarı doğrudan demokrasi, doğrudan ve yarı doğrudan demokrasinin karmasıdır.
Araçları:
Halkoyu (referandum): Parlamentoda kabul edilen kanunların halkın oyuna sunulması
Halk vetosu: Kabul edilen kanunların halk tarafından halkoyu ile yürürlükten kaldırılması
Halk girişimi: Halkın, hükûmeti, kanun çıkarması konusunda harekete geçirmesi
Temsilcilerin azli: Halkın temsilcileri görevden alması
3. Temsili Demokrasi
Egemenlik hakkının temsilciler vasıtasıyla kullanıldığı demokrasi türüdür.
Nisbi temsil: Partiler oyları oranında mecliste temsil edilirler.
Çoğunluk ilkesi: Yapılan genel seçimlerde en çok oy alan partinin iktidar olmasıdır.
Çoğulculuk ilkesi: Muhalefeti öneren ilkedir.
Koalisyon hükûmeti: Hükûmeti birden fazla partinin kurması
Azınlık hükûmeti: Başka partilerin hükûmette yer almayıp dışarıdan destek vermesi ile oluşan hükûmet.
1982 Anayasası Başlangıç İlkeleri
• Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılık
• Atatürk Medeniyetçiliği
• Atatürk Milliyetçiliği
• Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi
• Milli egemenlik
• Anayasanın ve hukukun üstünlüğü
• Özgürlükçü demokrasi
• Doğal haklar
• Türk varlığının devleti ve milletiyle bölünmezliği
• Sosyal adalet ve eşitlik
• insan onurunun korunması
• Kişinin maddi ve manevi varlığının korunması
• Laiklik
1982 Anayasası’nın Genel Esasları
Devletin Şekli
Madde1: Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.
Cumhuriyetin Nitelikleri
Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3 :
Türkiye Devleti, ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bir bütündür.
Dili Türkçe’dir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı “İstiklal Marşı” dır.
Başkenti Ankara’dır.
Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4 : Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 5 : Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Egemenlik
Madde 6 : Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
Yasama yetkisi
Madde 7 : Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
Yürütme yetkisi ve görevi
Madde 8 : Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı (…)[7] tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
Yargı yetkisi
Madde 9 : Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır. [8]
Kanun önünde eşitlik
Madde 10 :
Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)[9] kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
Madde 11 :Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
İnkılap Kanunlarının Korunması
Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:
• 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
• 25 Teşrinisani 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisası Hakkında Kanun;
• 30 Teşrinisani 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
• 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medeni nikah esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
• 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun;
• 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun;
• 26 Teşrinisani 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına dair Kanun;
• 3 Kanunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
Yukarıda geçen inkılap kanunları 1982 Anayasası ile koruma altına alınmıştır.