Nazım Biçimleri ve Türleri Konu Anlatımı

Karatay

Nazım Biçimleri ve Türleri Konu Anlatımı,Nazım Biçimleri ve Türleri Nedir, Nazım Biçimleri ve Türleri tyt, Nazım Biçimleri ve Türleri ayt, Nazım Biçimleri ve Türleri ile ilgili örnek, Arkadaşlar bu yazımızda sizlere Nazım Biçimleri ve Türleri hakkında bilgiler vereceğiz. Merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızı okuyarak bulabilirsiniz.

Nazım Biçimleri ve Türleri

 

1. Divan Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri

Beyitle Kurulan Nazım Biçimleri

Gazel

Güzellik, aşk, kadın, şarap gibi konuları işleyen nazım biçimidir.
Araplarda Farslara onlardan da Türklere geçmiştir.
Gazelin ilk beytine “matla”son beytine “makta” denir.
Makta beytinde şairin mahlası(takma adı) kullanılır.
En güzel beytine “beyt’ül gazel ya da şah beyit” denir.
Gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa buna yekahenk gazel denir.
Bütün beyitler aynı söyleyiş güzelliğine sahip ise buna yek-âvâz gazel denir.
Kafiye şeması: “aa,ba, ca da…” şeklindedir.
En az beş en fazla on beş beyitten oluşur.
Konu birliği yoktur. Her beyit başka bir konudan bahsedebilir.
Türk edebiyatında Fuzûli,Bâki, Nedim en tanınmış gazel şairleridir.

Kaside

Din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlere denir.
En az 33 en fazla 99 beyitten oluşur.
Kafiye düzeni gazelle aynıdır.
İlk beytine matla, son beytine makta, şairin adının bulunduğu beyte taç beyit,en güzel beytine beyt”ül kasid adı verilir.
Kaside: Nesip- girizgâh- methiye- tegazzül- fahriye- dua bölümlerinden oluşur.
Nesib: Kasidenin giriş bölümüdür.
Girizgah: Konuya giriş niteliğinde olan bölümdür.
Methiye: Övülecek olan kişinin yüceliklerinin sıralandığı
Fahriye: Şairin kendini övdüğü kısımdır.
Tegazzül: Şair bu bölümde bir gazele yer verir.
Dua: Övülen kişinin başarısı için Allah’a dua edilir.

Mesnevi

Mesnevi özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir. Arapça’da “müzdevice” denilen mesnevi türü ilk olarak 10. yüzyılda İran edebiyatında ortaya çıkmıştır. Türk edebiyatına girişi 11. yüzyılda Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı yapıtıyla başlar.

Her beyti kendi arasında kafiyelidir. Yani aa, bb, cc, dd…
Bu şiirlerde konu ve beyit sayısı bakımından sınır olmadığı için Divan şairleri bu tür ile uzun şiirler yazmışlardır. Mesela, Mevlana’nın Mesnevi’si 25.700 beyitten oluşmuştur. Ünlü İran Şairi Firdevsî’nin Şeh-nâme’si de yaklaşık 60.000 beyittir.
Edebiyatımıza İran Edebiyatı’ndan geçmiştir.
Mesnevide beyitler, kendi içinde anlam birliğine sahiptir, beyitler arasında konu birliği gözetilir.
Her beytin ayrı ayrı kafiyelenişi yazma kolaylığı sağlar.
Uzun mesnevilerde monotonluğu ortadan kaldırmak için hikaye kahramanının ağzından söylenen gazellere de yer verilmiştir.
Bazı şairler beş veya beşten fazla mesnevi yazmışlardır. Bunlar da ayrı isimlerle anılır. Beş mesnevinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuş esere hamse denir. Ali Şir Nevâî, Taşlıcalı Yahya, Hamdullah Hamdi, Nergisî hamse şairlerinden bazılarıdır.
Edebiyatımızda mesnevi türünün ünlü isimleri şunlardır: Fuzûlî, Şeyhi, Nâbî, Şeyh Galip.
Mesnevilerde çeşitli konular işlenir.

Müstezat

Gazelin özel bir biçimine denir.
Uzun dizelere kısa bir dize eklenerek yazılır.
Uzun ve kısa dizeler gazel gibi kendi aralarında uyaklanırlar.
Kısa dizelere “ziyade” adı verilir.

Kıt’a

Bir şiirde ikiden fazla dizenin (3, 4, 5…) oluşturduğu bölüme “bent” veya “kıt’a” denir.Nazım birimi için yaygınlıkla ve yanlışlıkla (galat-ı meşhur) kıt’a sözcüğü de kullanılır. Aslında kıt’a Türk edebiyatında bir nazım biçiminin adıdır.

Kıt’a ile dörtlük karıştırılmamalıdır.
Dörtlükte dört dize vardır. Kıt’a da ise dörtten az veya fazla dize bulunabilir.

Bentlerle Kurulan Nazım Biçimleri

Rubai

Kafiyelenişi aaxa şeklindedir.Tek dörtlükten oluşur.
Aruzun belli kalıplarıyla yazılır.
Hayatın anlamı ve hayat felsefesi,dünyanın nimetlerinden yararlanma ve ölüm gibi konular işlenmiştir.
İran edebiyatına ait olan bu türün en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.
Türkçe rubailerin en güzel örneklerini Yahya Kemal vermiştir.

Tuyuğ

Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
Yak düzeni rubai gibidir.Tek dörtlükten oluşur.
Felsefi konular işlenmektedir.
Kadı Burhanettin’in tuyuğları meşhurdur.

Şarkı

Şarkı, Divan şiirinde bestelenmek için yazılan uygun ölçü kalıpları ile yazılan ve çoğunlukla 4 dizelik bentlerden oluşan nazım birimidir.

Kafiye düzeni; x: değişken aa xa şeklindedir.
Türk Edebiyatında bestelenmek amacıyla yazılan milli bir nazım biçimidir.
Halk edebiyatındaki türkünün karşılığıdır.
Aruz ölçüsünün her kalıbı ile kullanılır.
Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir.
Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bendlerden de oluşabilir.
Üçüncü dizeye meyan, dördüncü dizeye nakarat denir.
Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır.
Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim‘dir.
Lale Devrinde ise en önemli temsilcisi Nedim dir.

Murabba

Murabba, bent adı verilen dört dizelik kıt’alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı “dörtlük” demektir. Aynı ölçüde dörder dizelik bentlerden oluşan nazım şeklidir.
Uyak düzeni genelde aaaa/bbba/ccca/ddda/. şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır.
Dört dizelik kıtalardan oluşur.
Bent sayısı 3-7 arasında değişir.
Her konuda yazılır.

Terkib-i Bent

Bentlerle kurulmuş olan bir nazım şeklidir.
Her bent 7 ile 10 beyitten oluşur.
Bent sayısı 5 ile 15 arasındadır.
Bentleri birbirine bağlayan beyitlere vasıta beyti denir.
Şairin toplumsal ve felsefi konulardaki düşünceleri konu olarak işlenir.
Terkib-i Bent türünün en önemli ismi Bağdatlı Ruhi’dir.
Türk edebiyatında bu türün en önemli ismi Ziya Paşa’dır.

Terci-i Bent

Terci-i Bent, her bendindeki beyit sayısı genellikle 4 ile 10 arasında olan ve en az üç bendden meydana gelen bir nazım biçimidir.
Tercî’-i bendde de terkîb-i bendde olduğu gibi bendlere hâne ya da tercî’-hâne, bendleri birleştiren beyitlere de vâsıta yahut bendiyye denir.
Konu olarak daha çok Allah’ın kudreti,kainatın sırları ve kainatın zıtlıkları gibi konulara yer verilir.
Bu türün de Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Ziya Paşa’dır.

Musammat

Musammat sözcüğünün asıl anlamı “ipliğe dizilmiş inci”dir.
Bendlerden oluşan nazım biçimleri genel bir adlandırma ile “Musammatlar” olarak adlandırılmaktadır.
Bend, edebiyat terimi olarak en az üç mısradan oluşan bir nazım biriminin adıdır.
Bend kelimesinin “bağ, boğum, rabıta” gibi sözlük anlamları vardır.

2. Halk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Biçimleri

Mani

Sözlü/anonim edebiyat ürünlerindendir.
Dört mısradan meydan gelir.
Yedili hece ölçüsüyle söylenir.
Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.
İlk iki mısra doldurmadır, konuya giriş için söylenir. Son iki mısrada ise asıl söylenmek istenen verilir.
Maniler, düz mani ve ayaklı (cinaslı, kesik) mani olarak iki grupta incelenir. Cinaslı manilerde mısra sayısı dörtten fazla olabilir.
Söyleyeni belli olmayan, genellikle 7’li hece ölçüsüne göre söylenen dörtlüklerdir.
Doğu Anadolu’da mani yerine bayatı sözü de kullanılmaktadır.
Uyak düzeni aaba şeklindedir.

Ninni

Annelerin çocukları uyutmak için belli bir ezgiyle söylediği sözlü edebiyat ürünleridir.
7’li,8’li ve 9’lu hece ölçüsüyle söylenir.
Genellikle dörtlüklerden oluşur.

Türkü

Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli olan türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır.

Aşk,tabiat,ayrılık,hasret,gurbet,sevgi,güzellik gibi konular işlenir
Türküler 8’li(4+4) veya 11’li(4+4+3) hece ölçüsüyle söylenir..
Türküler iki bölümden oluşur.
Bent:Türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür.
Kavuştak:Her bendin sonunda tekrarlanan bölümdür. Nakarat ya da bağlama adı da verilir.

Ağıt

Ağıt, genellikle bir ölüm’ün ya da acı, üzücü bir olayın ardından söylenen halk türkü’südür.
Doğal afet’ler, ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir.
Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir.
Ağıtın halk edebiyatındaki adı anonim, divan edebiyatındaki adı ise mersiyedir.

Aşık Edebiyatı Nazım Biçimleri

Koşma(Koşuk)

“Sığır” denilen sürek avları sırasında söylenen şiirlerdir.
Konusu daha çok doğa, aşk, savaş ve yiğitliktir.
Bu tür daha sonra Halk edebiyatında “Koşma” adıyla anılmıştır.

Semai

Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü kullanılarak yazılanları da vardır.

Tabiat, sevgi ve ayrılık konularını işler.
Sekizli hece ölçüsüyle yazılırlar.
Özel bir beste ile söylenirler.
Nazım birimi dörtlüktür. En az 3, en çok da 5,6 dörtlükten oluşur.
İlk dörtlüğü aaab, abab, aaba, abcb şeklinde diğer dörtlükler dddb, eeeb, fffb şeklindedir.
Sona doğru şairin mahlası bulunur.
Karacaoğlan’ın semaileri çok ünlüdür.

Varsağı

Toros Dağları ve Adana civarında yaşayan “VARSAK” boylarının söyledikleri türkülere denir.
Kafiye düzeni koşma gibidir.
4+4 şeklinde 8’li ölçüyle söylenir.
“BRE, BEHEY, HEY “ nidaları sıklıkla kullanılmıştır.
En az 3 en fazla 5 dörtlüktür.
Konu olarak hayattan ve talihten şikayet gibi konular işlenir.

Destan

Âşık şirinin en uzun nazım biçimidir. (Anonim destanlardan farklıdır.)
Dörtlüklerden oluşur.
Dörtlük sayısı konuya göre değişir. Kimi destanlarda yüzü geçer.
Savaşlar, kahramanlıklar, ayaklanmalar, kıtlıklar, doğal afetler, salgın hastalıklar, eşkıya ve ünlü kişilerin serüvenleri, gülünç olaylar, toplumsal taşlama ve eleştiri, atasözleri, hayvanlar destanlara konu olur.
Destan koşma gibi kafiyelenir: abab cccb dddb… İlk dörtlüğün uyak düzeni: xbxb şeklinde de olabilir.
Hecenin daha çok on birli kalıbıyla yazılır/söylenir. Sekizli kalıpla söylenenler de vardır.
Destanların kendine özgü bir ezgisi vardır.
Destanda da şair son dörtlükte mahlâsını söyler.
Seyranî ve Âşık Ömer bu alanda ünlüdür.

Tekke – Tasavvuf Edebiyatı Nazım Biçimleri

İlahi

Tekke edebiyatının ana nazım türüdür.
8’li hece ölçüsüyle söylenir, 7 ve 11’li de olabilir.
Fanilik,Allah sevgisi,nefsin öldürülmesi temel konusudur.
Bu türün en büyük ustası Yunus Emre’dir.

Nefes

Nefes, Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bekteşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir.

Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlerdir.
Genellikle, nefeslerde tasavvuftaki Vahdet-i Vücud felsefesi anlatılır.
Bunun yanında Hz. Muhammed (A.S.M) ve Hz. Ali (R.A) için övgüler de söylenir.
Nazımbirimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı 3 ila 8 arasında değişir.
Hece ölçüsüyle yazılırlar. Ama aruz ölçüsüyle yazılan nefesler de vardır.
Nefeslerde, kalenderâne ve alaycı bir üslup dikkati çeker.
Duygu ve düşünceleri nükteli bir şekilde ve zarafet ölçüleri içinde söylemek nefesin en belirgin özelliğidir

Deme

Deme (deyiş), Alevi-Bektaşî halk ozanlarının bağlama eşliğinde söyledikleri tasavvufi şiirlerdir. Nefes ve İlahi’nin Alevi-Bektaşî edebiyatındaki karşılığıdır.

8’li hece ölçüsüyle söylenir
Saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir.

Nutuk

Tekke Edebiyatı’nda Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müritleri bilgilendirmek tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktik şiirlerdir.

Devriye

Devir kuramını anlatan şiirlere denir. Devir kuramı Muhammed’in “Ben nebî iken Âdem su ile çamur arasındaydı.” hadisi ile ilgilidir. Mutasavvıflara göre vücut halindeki Muhammed, yeryüzüne sonradan gelmiştir. Halbuki ruh halindeki Muhammed ezelden beri vardı. Vakti gelen ruh maddi aleme iner. Önce cemâdata (cansız varlıklara) sonra nebata (bitkilere), hayvana, insana en sonra da İnsan-ı Kamil’e geçer. Oradan da Allah’a döner ve onunla birleşir. Bu inişe nüzul, tekrar Allah’a dönüşe de huruc denir. Bu inişi ve çıkışı anlatan şiirlere devriye denir.

Şathiye

Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir.
İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir.
Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır.
Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır.
Bu türün en tanınmış şairi Kaygusuz Abdal’dır.

3- Yeni Türk Edebiyatı’nda Nazım Biçimleri

 Kurallı Nazım Biçimleri

Sone

İlkin İtalyan edebiyatında görülen, Türk şiirinde az görülen, iki dört dizeli ve iki üç dizeli bölüm olmak üzere 14 dizeden oluşan nazım biçimidir.
– Uyak örgüsü şöyledir: abba ccd ede.
Sone nazım şeklini Türk edebiyatında ilk olarak Servet-i Fünun şairleri kullanmıştır.

Terza Rima

Servet-ı Fünun şairleri tarafından batıdan alınarak edebiyatımıza kazandırılmış nazım biçimidir.
Üç dizeli bentlerden oluşur, son bent tek dizeden meydana gelir.
Kafiye düzeni örüşük kafiyedir. aba bcb cdc e

Çapraz Kafiye

Uyaklı kelimeler abab şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.

Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında         a
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum    b
Yolumun karanlığa saplanan noktasında         a
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum        b
Necip Fazıl Kısakürek

Sarma Kafiye

Dörtlüklerden oluşur, dörtlük sayısı sınırlı değildir. Kafiye örgüsü; abba cddc effe şeklindedir. Konu sınırlaması yoktur.

Dumanlarla örtülen bir deniz gibi        a
Canlanıyor en hazin dalgalar bende    b
Bekliyoruz yuvanı şimdi bahçende       b
Ben kimsesiz, ağaçlar kimsesiz gibi      a
                                            Faruk Nafiz Çamlıbel

Düz Kafiye

Uyaklı kelimeler aaxa veya aaab şeklinde sıralanmışsa buna düz uyak denir.

Hiç anılmaz olmuş atalar adı                        a
Beşikte bırakmış ana evladı                           a
Kırılmış yetimin kolu kanadı                         a
Zulüm pençesinden aman kalmamış           b

Serbest Nazım Biçimleri

Serbest Müstezat

19. Yüzyıl sonlarında özellikle Servet-i Fünun’cuların geliştirdikleri bir nazım biçimidir.
Divan şiirindeki müstezattan farklı özellikleri vardır.
Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçünün bir örnekliliğinden kurtuluş yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim, serbest nazıma geçişte bir aşama olmuştur.

Serbest Nazım

Genellikle ölçü ve kafiyeye bağlı bulunmayan, dizelerindeki hece sayısı değişik olan şiirlerdir.
Servet-i Fünûn’dan sonra kullanılmaya başlanan bu nazım şekli günümüzde çok yaygınlaşmıştır.
Ölçü ve kafiye şiire ahenk verir. Serbest nazımlarda ise bu ahenk aliterasyon ve asonanslarla sağlanır.
Serbest nazmın, şairlerin kullanışlarına göre pek çok çeşitleri vardır. Bunun için de henüz belirginleşmiş bir kuralı yoktur.

ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma,ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel;
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var,biliyorum;
Herşeyi söylemek mümkün.
Epeyce yaklaşmışım,duyuyorum,
Anlatamıyorum.
        ORHAN VELİ KANIK

AYT Türk Dili ve Edebiyatı Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 72 + 4 kaçtır?


Basari Sıralamaları