Savaşçı – Doğan Cüceloğlu Eser Özeti
Sizlere bu yazımızda Savaşçı – Doğan Cüceloğlu eser özeti hakkında bilgi vereceğiz. Eserin özeti, konusu, ana karakterleri hakkında merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz…
Savaşçı – Doğan Cüceloğlu
ROMANIN KONUSU:
Psikoloji alanında tanınmış bir öğretim görevlisi olan yazarın, bir öğretmen olan Arif Beyin iç çatışmalarına psikolojik yöntemlerle çözüm bulma çabalarını konu alan, çoğunlukla söyleşi şeklinde yazılmış bir kitaptır.
ÖZET:
“Savaşçı” adını ilk duyduğunuzda yok etme anlamı içerebilir ya da insanın başka bir insana düşmanlığı neticesi onunla hesaplaşmasını çağrıştırabilir size. Oysa kitapta bahsi geçen savaş ve savaşçı anladığımızdan tamamen farklı. Yazar cummings’in bir sözüyle başlamış satırlarına;
“Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle, gece-gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı artık hiç bitmez” diyor. İşte kitaptaki böyle bir savaşçı.
Yazar bir seminer sonrası karşılaşıp tanıştığı bir sınıf öğretmeni olan arif bey’le olan diyaloğuyla merhaba demiş. Aslında arif bey kendini bulmaya çalışan, mesleği konusunda kendisini sorgulayan ve yaşamına yeni bir yön vermeye çalışan biridir. Kısaca yaşamının anlamsızlaştığının farkına varmış, bu boşluğu doldurmak için arayış içine girmiştir. İşte kitap bu arayışla başlıyor.
Anlam arayışı; anlam arayışında ilk adım, can alıcı soruları sorabilmek ve o soruların yanıtını aramaktır. Yani “ben kimim, ne yapıyorum?” Gibi.. Aradığınız yanıtı bulamadığınız taktirde bir hapishanede olduğunuzun farkına varırsınız. İnsanın hapishanede olduğunun farkına varıp, oradan kurtulmaya çalışmanın yollarını aramak kitabın uyanış bölümünü oluşturuyor. Yani gerçekleri anlayıp kavramak ve bilgisizlikten kurtulmaya çalışmak. Bunu yakaladıktan sonra geriye niyet etmek kalıyor, anlamlı ve coşkulu bir yaşam yaratmak için niyet etmek. İçinde bulunduğunuz durumun tadını çıkarmak, yaptıklarınızla mutlu olmak, mutlu olacağınız şeyleri yapmak.. Dahası istediğiniz, kendi seçtiğiniz gibi olmak, kendiniz olmak. Hayır demesini bilmek, kendini güçlü hissetmek. Kendin için anlamlı ve coşkulu bir yaşam yaratmaya niyet etmek demek, onu yaratmak için ortamı oluşturmaya çalışmaktır. Bu oluşum içinde savaşçının ruhunda barındırması gereken birtakım özellikler olduğunu fark ediyoruz: gerçeğe saygı; yani söylediğini yapan, yaptığını söyleyen bir insan. Ve yazar bu noktada konuyu latin bilge kişisi antonıus’un :
“Dünyadaki hiçbir çıkar, verdiğiniz sözü tutmamaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez” sözüyle bağlamış.
Biraz önce bahsettiğimiz anlamlı ve coşkulu bir yaşam yaratabilmek için elbette sadece niyet etmek yetmiyor. Bunun için ayrıca kendinizi güçlü hissetmeniz gerekiyor. “ben güçlü bir insanım, gücüm var” diyen insan yaşamın direksiyonunu elinde tutar ve onu isteği yönünde çevirmek ona kalmıştır. Dolayısıyla savaşçı; niyetinin saflığı içinde geleceğine baş koyuyor, zihninde bir dünya yaratıyor ve onun gerçekliğine inanıyor, bu da ona büyük bir güç veriyor. Tabii bu güçle birlikte sorumlu olmayı da kabullenmek gerekiyor. Sorumluluk almış insan hesap verir, olaya sahip çıkar, sorumluluk olmadan özgürlük yaşanamaz.
Kitabın bundan sonraki bölümü ölüm bilincini içeriyor. Ölüm düşüncesi insanoğlunun ruhuna çekİ Düzen veren tek şeydir. Yani sıradan insan sonsuz yaşamı zemin kabul ederek günlük yaşamına anlam vermeye çalışıyorken, savaşçı ölümün her an ve her yerden gelebileceğini kabullenerek günlük yaşamını anlamlandırıyor.
Peki savaşçı böyle yaparken, bu sıradan insan ne yapabilir? Bu kaybolmuşlukla savaşçı olabilir mi? Elbette olabilir. Değişerek!!.. Değişim yaşamın özünde vardır. Zaman içinde yer alan her şey değişir, var olmak demek değişmek demektir. Hayatını anlamlı bulan veya bulmayan, kişinin kendisidir, anlamsız bulduğu arayışa geçen de. Dolayısıyla savaşçı kendi değişiminin peşindedir, başkalarını değişmeye çalışmaz.
Peki yaşandıkça ağırlaşan, her geçen gün yükü biraz daha artan, sorumlulukları çoğalan, olumsuzluklara katlanan bu yaşam içinde savaşçı nasıl değişebilir? Yarım kalan, bitmemiş işlerini bitirerek. Yaşamın her alanındaki bitmemiş işleri bitirerek. İnsan yürekten affetmeyi öğrenmeden bitmemiş işlerini bitiremez. Bitmemiş işler bitmeden de güç kazanamaz. Şimdi ve şu anın tembelliğinden kurtulamaz.
Netice olarak; bu kitaptan çıkarılacak sonuç; niyet ettiyseniz, düşünün, inceleyin, acele etmeyin, her şeyi hesaba katın, bir seçim yapın, verdiğiniz kararlardan asla pişman olmayın, sabırlı olun ve neyi ne için beklediğinizi bilin, ölümün bilincinde ama aynı zamanda onu umursamaz bir tavır içinde olun, hiçbir şeyin müptelası olmayın, her şeye saygı ile yaklaşın, gönlünüzün sesini dinleyin, dünyayı olduğu gibi görün, içinde bulunduğunuz duygusal durumu kendiniz belirleyin, dinleyin, her zaman herkesi dinleyin, asla ben demeyin, alçak gönüllü olup, “biz” bilinci içinde ilişki kurun çevrenizle, her şeyi öğrenilecek bir şey olarak görün, gözlemleyin, algılayın, yorumlayın, sağlığınıza dikkat edin, yaşamınıza katkıda bulunan her şeye ve herkese teşekkür duygusu besleyin.
Eğer bu özellikleri ruhunuzda aynı anda barındırabilmeyi becerebilirseniz, sizin istediğiniz anlamda, anlamlı ve coşkulu bir yaşam için savaşacak gücü kendinizde bulabilirsiniz.