Sindirim Sistemi Konu Anlatımı
Biyoloji ayt konu anlatımı, Biyoloji tyt konu anlatımı , Biyoloji yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Sindirim Sistemi hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..
Sindirim Sistemi
Sindirim sistemi, sindirim borusu (sindirim kanalı) ile sindirim bezlerini içeren, çok hücreli hayvanlarda yiyeceğin vücuda alınımı, sindirilmesi, gerekli besin ve enerjinin absorbe edilmesi ve atık maddelerin vücuttan atılması ile ilgilenen organ sistemidir.
Sindirim Çeşitleri
Mekanik Sindirim: Besinlerin enzim kullanılmadan sadece fiziksel olarak küçük parçalara ayrılması olayına mekanik (fiziksel) sindirim denir. Bu sindirim türünde, besinin kimyasal yapısı değişmezken sadece fiziksel değişim gerçekleşir. Örneğin, ağızda dişlerin lokmaları daha küçük parçalara ayırması.
Mekanik sindirimin amacı; Besinlerin yüzeyini arttırarak enzimlerin etkinliğini arttırmak böylece kimyasal sindirimi kolaylaştırmaktır.
Kimyasal Sindirim: Dışarıdan alınan besin maddelerinin su ve enzimler yardımıyla yapı taşlarına (monomerlerine) kadar parçalanmasıdır. Kimyasal sindirim hidroliz tepkimeleriyle gerçekleşir. Hidroliz; büyük biyolojik moleküllerin suyun eklenmesiyle parçalanmasıdır. ATP harcanmaz.
Kimyasal sindirimin temel amacı; Polimerlerin veya makro moleküllerin yapı birimlerine ayrılmasını sağlamak, böylece enerji verici molekülleri hücre içine alabilmektir.
Kimyasal sindirim, gerçekleştiği yere göre hücre içi ve hücre dışı olmak üzere ikiye ayrılır.
Hücre dışı sindirim: Hücrenin dış ortama enzim salgılamasıyla gerçekleşir. Sindirim sonucu oluşan monomer yapılı besinler difüzyon ve aktif taşımaya hücre içine alınır. Saprofit bakteri mantarlarda, böcekçil bitkilerde ve omurgalı hayvanlarda görülür.
Hücre içi sindirim: Fagositoz ve pinositoz yoluyla hücreye alınan besinlerin lizozom enzimleriyle parçalanmasıdır. Amip, öglena gibi tek hücrelilerde ve akyuvar hücrelerinde görülür.
Sindirim Organları
İnsanda sindirim sistemi, sindirim olaylarının gerçekleştiği sindirim kanalı ve sindirime yardımcı organlardan oluşur.
Sindirim kanalı; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsten meydana gelir.
Sindirime yardımcı organlar; tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesinden meydana gelir.
Sindirim Kanalı Organları
Ağız: Ağız boşluğu; tükürük bezleri, mukoza, dişler ve dili kapsar. Gıda ve suyun vücuda alınmasına yarayan bir açıklıktır. Bir üst ve alt dudak ile kapatılmıştır. Ağızda bulunan dişler bütün besinlerin mekanik sindirimini yapar.
Ağızda kimyasal sindirim tükürük bezlerinin salgısındaki amilaz(pityalin) ile sağlanır.
Yutak: Ağız boşluğu, burun boşluğu, yemek ve soluk borusu arasındaki geçittir. Yutağın sindirimdeki görevi, ağızda öğütülen besinleri yemek borusuna iletmektir. Bu olay yutkunma ile gerçekleşir. Yutkunma sırasında gırtlak kapağı (epiglotis), soluk borusunu kapatarak besinlerin soluk borusuna kaçmasını engeller.
Yemek Borusu: Yutak ile mide arasında 20-22 cm arasında uzunluğunda, 2 cm çapında bir kanaldır. Enine kesitinde,dışta bağ doku,ortada düz kas,en içte ise epitel doku yer alır. Epitel doku peristaltik hareketlerle besini mideye iletir.Bu hareket yutkunma ile başlayıp besinlerin mideye inmesini kolaylaştırır
Mide: Sindirim sisteminin en geniş kısmıdır. Diyaframın altında, karın boşluğunun üst sol bölgesinde bulunur. Yemek borusu ile bağlandığı yere mide ağzı (kardia), ince bağırsağa bağlandığı yere mide kapısı (pilor) bölgesi, midenin en geniş kısmına da fundus denir.
Mide dıştan içe doğru, bağ doku(periton),kas doku,(düz kıs),alt mukoza (epitel),mukoza(epitel) olmak üzere dört katmandan oluşur.
Bağ doku periton denilen zar ile sarılmıştır. Bu zar midenin diğer organlara sürtünerek aşınmasını engeller. Mide bezleri, HCl asidi ve pepsinojen enzimi üretir. Ayrıca mukoza tabakası tarafından mukus alt mukoza tabakası tarafından gastrin hormonu üretir. Çocuklarda ise lap enzimi(rennin) üretilir. HCL asit olduğundan mikropları öldürür pepsinojeni aktifleştirir.
Midede yalnız protein sindirimi gerçekleşir. Mide kasları , besinleri mide özsuyu ile karıştırarak kimus denilen bulamacı oluşturur.
Midenin çalışmasını vagus siniri ve gastrin hormonu düzenler.[Besinler ağızda çiğnenirken vagus siniri mide hücrelerini uyarır . Ve mide hücrelerinden gastrin hormonu salgılanır.]
İnce Bağırsak: Mide ile kalın bağırsak arasında yer alan uzun kıvrımlı (yaklaşık 7.5 m. boyunda) bir yapıdır. Tüm besin maddelerinin sindiriminin tamamlandığı ve sindirilen besinlerle diğer küçük moleküllerin emilerek kana geçtiği yerdir.
İnce bağırsağın mideden sonra gelen ilk kısmına onikiparmak bağırsağı (duodenum) adı verilir. Burası sindirimin ve emilimin en yoğun gerçekleştiği yerdir. Pankreas özsuyu ve safranın sindirim kanalına girişi burada gerçekleşir. Onikiparmak bağırsağından sonra gelen orta kısma boş bağırsak (jejenum), boş bağırsaktan kalınbağırsağa kadar olan kısmına ise kıvrımlı bağırsak (ileum) adı verilir.
İnce bağırsak, midede olduğu gibi içten dışa doğru mukoza tabakası, düz kaslar ve bağ dokudan oluşur. Bağ dokusunun üzerini periton örter. İnce bağırsağın iç yüzeyindeki mukoza tabakası, besinlerin emilimini artırmak için katlanarak bağırsak boşluğuna doğru villus (tümür) adı verilen kıvrımlar oluşturur. Villusları oluşturan epitel hücrelerinin yaptığı sitoplazmik uzantılara mikrovillus denir.
Kalın Bağırsak: İnce bağırsaktan başlayıp anüs ile sonlanan 1-1,5m boyunda yapıdır. Üç kısmı vardır. Sindirimin bitmesi olayının en sonundan bir önce olan organdır. Bu organda posa içindeki son su ve vitaminler emilir.Çekum dediğimiz bölgede başlar. Rektum dediğimiz bölgede ise son bulur.
Kör bağırsağın (çekum) ucunda apandis denilen parmak şeklinde bir çıkıntı vardır. Bunun iltihabına apandisit denir.
Goblet hücreleri mukus salgılayarak sindirim artıklarının (posa ) atımını kolaylaştırır. Villus gibi kıvrımlar yoktur. Burada enzim üreten hücreler bulunmadığı için kimyasal sindirim görülmez. Mineral , tuz ve suyun emilimi gerçekleştirilir.
Sindirim atıkları geçiçi olarak kalın bağırsakta toplanır. Bu sırada simbiyotik bakterilerin sentezlediği K ve B vitaminleri kana verilir. Meydana gelen dışkı içinde ; sindirim artıkları , selüloz , ölü bakteriler , epitel hücreleri bulunur.
Sindirime Yardımcı Organlar
Sindirime yardımcı organlar; tükürük bezleri, pankreas, karaciğer ve safra kesesinden meydana gelir.
Tükürük Bezleri: Sindirime yardımcı olan tükürük; kulak altı, çene altı ve dil altında bulunan tükürük bezleri tarafından salgılanır.
Pankreas: Midemiz ile onikiparmak bağırsağımızın tam olarak arasında yer alan, yaprak görünümünde bir organımızdır. Hem hormon salgılar hem de sindirime yardımcı olur bu yüzden karma bez olarak da adlandırılır. Sindirim görevinde salgıladığı salgıları virsung kanalı ile onikiparmak bağırsağına iletir. Bu salgıların oluşumda sekretin hormonu ve kolesistokinon hormonları birlikte çalışırlar.
Karaciğer: Midemizin üst kısmında karın boşluğumuzun ise sağ tarafında bulunun bir organımızdır. Karaciğer iki loptan oluşmaktadır. Sağ lopbun alt kısmında safra kesesi bulunur. Karaciğer tarafından salgılanan safra sıvısı safra kesesinde birikir. Onikiparmak bağırsağımız da salgılanan hormona kolesistokinon hormonu denir ve bu hormonun etkisi ile safra kesesi kasılır. Kasılan safra kesesi içinde bulundurduğu safrayı koledok kanalı ile onikiparmak bağırsağına ulaştırır.
Safra Kesesi: Mideden gelen asidik özellikteki kimusu nötralize eder. Böylece pankreas ve bağırsak enzimlerinin etkinliğinin artmasını sağlar. Safra tuzları yağların mekanik sindirimini yaparak lipaz enziminin etkinliğini arttırır. Safra, yağların sindirim ürünlerinin ve yağda çözünen vitaminlerin (A, D, E, K) ince bağırsaktan emilimini kolaylaştırır.
İnce bağırsaktaki villusların hareketini hızlandırarak emilimin artmasını sağlar. Safra pigmentleri dışkıya rengini verir. Safra aynı zamanda antiseptik bir görev yaparak bağırsaktaki atık maddelerin kokuşmasını ve zararlı bakterilerin üremesini engeller. Safra, alyuvarlardaki hemoglobinin parçalanması sonucu açığa çıkan bilirubin gibi yıkım ürünlerinin dışarı atılmasında rol oynar. Biluribin atılması gerçekleşmezse kanda birikerek sarılığa neden olur.
Besinlerin Kimyasal Sindirimi ve Emilimi
Vücuda alınan besinlerin bir kısmı sindirilerek emilirken bir kısmı da doğrudan emilir. Emilimin büyük kısmı bağırsaklarda gerçekleşir. Bunun yanı sıra ağız ve mide emilimin yapıldığı diğer organlardır.
Besinlerin Kimyasal Sindirimi
Karbonhidratların sindirimi: Karbonhidratların kimyasal sindirimi ağızda başlar, ince bağırsakta tamamlanır.
Ağız: Tükürükte bulunan tükürük amilazı (pityalin), nişasta ve glikojen moleküllerini parçalayarak iki glikozdan oluşan maltoz ve küçük polisakkarit zinciri olan dekstrine dönüşür.
İnce bağırsak: Ağızda başlamış olan karbonhidrat sindirimi pankreastan salgılanan amilaz enzimi ile ince bağırsakta devam eder. Pankreastan salgılanan ve tükürüktekinden daha etkili olan amilaz enzimi ağızda sindirilemeyen nişasta ve glikojeni onikiparmak bağırsağında maltoz ve dekstrine parçalar.
Yağların Sindirimi: Yağların sindirimi sadece ince bağırsakta gerçekleşir. Yağların sindirimini hızlandırmak için karaciğer safra sıvısı salgılar. Safra sayesinde büyük yağ parçacıkları ufak yağ damlacıklarına dönüşür. Bu sayede yağların yüzey alanı artar ve pankreastan salgılanan lipaz enzimi yağları daha hızlı sindirir.
Proteinlerin Sindirimi: Proteinlerin sindirimi mide de başlar. Mide’nin salgıladığı pasif pepsinojen enzimi HCl ile aktif olan pepsin enzimine dönüşür. Daha sonra da proteinleri sindirmeye başlar.
Mide de proteinlerin çok azı tam olarak sindirilebilir. Proteinlerin sindirilmesi ince bağırsakta tamamlanır. Besinlerin (kimus’un) ince bağırsağa geçmesiyle ince bağırsak hücreleri uyarılır. Uyarılan ince bağırsak hücreleri enterokinaz enzimini salgılar. Enterokinaz, pankreasın salgıladığı tripsinojen enzimini aktifleştirir. Aktifleşen tripsinojen enziminin adı tripsin olur. Tripsin ezimi ise polipeptitleri, dipeptitlere çevirir. Dipeptiler ise erepsin enzimiyle aminoasitlere parçalanır ve proteinlerin sindirimi biter.
Nükleik asitlerin sindirimi: Nükleik asitlerin sindirimi pankreastan salgılanan nükleazlar (DNAaz, RNAaz) olarak adlandırılan enzim grubu ile ince bağırsakta olur. Nükleazlar, DNA ve RNAʼyı nükleotitlere parçalar. Nükleotitler ise ince bağırsak epitel enzimleri olan nükleotidaz ile nükleozitlere, nükleozitler de nükleozidaz ve fofatazlar ile azotlu bazlar, şekerler ve fosfatlara ayrılarak sindirimleri tamamlanır.
Besinlerin Emilimi
Vücuda alınan besinlerin bir kısmı sindirilerek emilirken bir kısmı da doğrudan emilir. Emilimin büyük kısmı bağırsaklarda gerçekleşir. Bunun yanısıra ağız ve mide emilimin yapıldığı diğer organlardır.
Su, glikoz, amino asit. mineraller ve suda eriyen vitaminler ince bağırsak epitel hücrelerine emilir ve kılcal kan damarlarına geçerek kan dolaşımı ile kalbe taşınır.
Gliserol, yağ asitleri ve yağda eriyen vitaminler ince bağırsak epitel hücrelerine emilir. Epitel hücrelerinde yağ asitleri gliserolle birleşir ve yağ oluşturur. Oluşan yağlar kolesterol ve özel proteinlerle sarılarak şilomikrona dönüşür. Şilomikron lenf kılcalına geçerek taşınır.