Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman Eser Özeti
Sizlere bu yazımızda Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman eser özeti hakkında bilgi vereceğiz. Eserin özeti, konusu, ana karakterleri hakkında merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz…
Şu Çılgın Türkler – Turgut Özakman
ROMANIN KONUSU:
Eser, dönem olarak 1’nci Dünya Savaşının sonları ve Kurtuluş Mücadelemizin ilk yıllarından başlamaktadır. Detaylı olarak Kütahya-Eskişehir Savaşını, Sakarya Savaşını, Büyük Taarruzu ve sonrasını ele almaktadır.
ROMANIN ANA KARAKTERLERİ:
Kişilerin büyük çoğunluğu gerçek kişilerdir, konuşmaların ve olayların çoğunluğu kaydedilmiş ve aktarılmış gerçek konuşmalardır.
ÖZET:
Tarihimizin önemli ve her zaman övgüye değer bir sürecini konu alan Şu Çılgın Türkler adlı eserle ilgili görüşlerime geçmeden önce, eserin ön sözünden şu önemli açıklamalara yer vermek istiyorum:”Milli Mücadele’nin bir yazarın hayal zenginliğine ihtiyacı yok. Gerçek olaylar hayali çok aşıyor. Şu Çılgın Türkler, belgelere dayalı, gerçek olgu ve olayların romanıdır. Belgeler, mektuplar, anılar, makaleler, bilgiler, raporlar, haberler, gerçeğe bağlı kalınarak öyküleştirilmiştir…Hiçbir şeyi abartmadım, küçültmedim de.”
2013 yılında kaybettiğimiz değerli yazarımız Turgut Özakman, yayımlandığı sene ( ilk basım 2005) ve sonraki senelerde de çok okunan ve de hakkında birçok değerlendirmeler yapılan eserinin ön sözünde bu önemli açıklamalara yer vermiş. Eserin ön sözü bize esere harcanan emeğin ne kadar çok ve ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aslında her eserin ön sözü okuduğumuz eser ve yazarla ilgili önemli bilgiler içerir. Eseri ve yazarı daha iyi değerlendirmemiz açısından büyük önem taşır. Her eseri bir bütün olarak okumalıyız. Arka kapak yazıları da bir eserin önemli noktalarına dikkat çeker niteliktedir. Bu yüzden, okuyacağımız eserleri elimize alırken, esere dair açıklamaları da dikkatle okumalıyız ki eseri daha doğru değerlendirebilelim. Şu Çılgın Türkler hakkında, yayımlandığı yıl ve sonraki yıllarda, “sıkıcı bir eser”, “hep tarihi bilgiler var” şeklinde olumsuz eleştiriler de yapılmıştı. Tarihimizin önemli ve büyük bir mücadelesini gerçeklerden, belgelerden yola çıkarak öyküleştiren Turgut Özakman, eserin ön sözünde esere ne kadar ciddi bir emek harcadığına dair önemli bilgiler veriyor: “Milli Mücadele ile ilgili bilgi ve belge toplama tutkum elli küsur yıldır sürüyor… Gençlerimize uzun zamandır Milli Mücadele’yi gerektiği gibi anlatamıyoruz. O görkemli olayı eski, soluk fotoğraflara benzettik. Oysa cumhuriyetimiz o mücadelenin ürünü ve kaçınılmaz sonucudur.” Ne yazık ki çoğu okur bu önemli açıklamaların yer aldığı ön sözü okuma sabrını gösteremediği için eseri eksik bir birikimle ve bilgilenmeyle değerlendirmişti. Tarihimizin önemli bir dönemini anlatan böyle bir eseri okurken öğrenmeyi ve aydınlanmayı öne çıkarmalıyız. Yazarın üslubunu akıcı bulup bulmamanız elbette ayrı bir konu. Ama eseri okuyan birçok kişiden de şu değerlendirmeleri duymuştum:”Eser, tarihi bilgilerin verildiği sayfalardan sonra oldukça akıcılık kazanıyor ve okurken çok etkilendiğiniz bölümler oluyor.”
Eserden şu can alıcı ve bizleri gururlandıran satırları aktarmak isterim:”Elde avuçta hiçbir şey yokken, emperyalizme, galip devletlere, Yunan ordusuna, Ermenilere, Pontus çetelerine karşı silahlı mücadeleye girişmeyi çılgınlık sayanlar çoktur. Silahsızlandırılmış Türk ordusunun bu tarihteki gücü, o da kağıt üzerinde, 35-40 bin kişidir. Oysa Türkiye’deki silahlı işgalcilerin sayısı giderek 400.000 kişiyi bulacaktır. Yoksul, bitik Anadolu, 400.000 işgalciyi ve on binlerce silahlı-silahsız haini yenmeyi başaracaktır. Milli Mücadele işte bu mucizenin, bu onurlu, güzel çılgınlığın adıdır.”(s.20) Eserin birçok bölümünde yüreğinize dokunan öyle satırlar var ki… Kimi zaman duygulanıyor ve gözyaşlarına boğulacak gibi oluyorsunuz. Kimi zaman da Türklük gururunuz zirveye çıkıyor: “Karamürsel’de sağlam bir tek ev bile kalmamış. Ne yapacaksınız? Hava sıcak, açıkta yatarız. Biz o evleri parayla pulla değil, sabırla yapmıştık. Yine yaparız. Bizde sabır çok. Yeter ki kendi bayrağımızın altında olalım.”(s.163)
Türk milletinin ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın sabrı ve büyük fedakarlıklarıyla zafere ulaşılmış ve Milli Mücadele, milletimizin tarihine altın harflerle yazılmıştır. Turgut Özakman da tarihimizin bu altın sayfasını başarıyla öyküleştirmiştir. Gerçeklerden kopmadan ve ince ince işleyerek…Bu değerli eser o yıllarda, okullarda da okunması tavsiye edilen eserler arasında yerini almıştır. Hepimiz bu eseri sabırla ve dikkatle okumalıyız. Milli Mücadele’yi sadece tarih kitaplarından değil böyle değerli eserlerden de okumalıyız. Böylece, tarihimizin bu ve benzeri dönüm noktası olarak nitelendirilecek olaylarından dersler çıkarmalıyız.
Eserde anlatılanlar bir kişinin macerası, öyküsü, hayatı değil. Bir milletin onurlu, azimli, kararlı ve “çılgın” mücadelesi…Bu günlere nasıl gelindiğini; vatan aşkının ne kadar büyük bir aşk olduğunu; insanın, milleti, vatanı, bağımsızlığı için nelerden vazgeçebileceğini; tarihini bilmenin önemini anlıyorsunuz. Şu Çılgın Türkler, bunun gibi daha birçok önemli kazanımlar elde edebileceğiniz bir eser. Eseri okurken, ne şerefli ve ne kadar zorlu bir mücadele verildiğini bir kez daha anlıyorsunuz. Vatanına emek vermiş, can vermiş, kanıyla bu topraklara hayat vermiş ne kadar değerli bir milletin evlatları olduğunuzu dolu dolu hissediyorsunuz.
Ve belki de en önemlisi; “Ne mutlu Türküm diyene!” sözünün gerçek anlamını, bu kitabı okuduktan sonra daha iyi anlıyor ve daha güçlü bir şekilde haykırıyorsunuz. İnançla, sabırla ve büyük özverilerle kazanılan güzel vatanımızı ve bağımsızlığımızı, tarih bilincimizi arttırarak, vatanımıza emek vererek, gerektiğinde de uğruna canımızı vererek korumalıyız. Öncelikle yüce milletimize ve Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz. Her şeyden önce tarihimizi iyi okumalı ve doğru değerlendirmeliyiz. Bunun için de, tarih bilincinin oluşmasına önemli katkılar sağlayan eserleri kaleme alan, kalemini bu önemli hizmete adayan yazarlarımızın eserlerini dikkatle ve sabırla okumalıyız. Şunu da unutmamalıyız ki kalemini geçmişin öğrenilmesine, aydınlatılmasına adayan değerli yazarlarımıza da şükran borçluyuz.
Bu vatan uğruna can veren şehitlerimizin ruhları şad olsun! Milli Mücadele’nin kararlı ve cesur önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhu şad olsun! Tarihimizi titizlikle ve sabırla kaleme alan yazarımızın ve bu vesileyle, tarihimizi böyle bir anlayışla kaleme alan diğer bütün yazarlarımızın da ruhları şad olsun!