Türkiye Nüfusunun Dağılışı ve Yapısal Özellikleri Konu Anlatımı
Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Coğrafya Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Türkiye Nüfusunun Dağılışı ve Yapısal Özellikleri Nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…
Türkiye Nüfusunun Dağılışı ve Yapısal Özellikleri
- Nüfus Artış Hızı
- Türkiye’de Nüfus Artışı ve Nüfus Sayımları
- Türkiye’de Nüfus Politikaları
- Türkiye’de Nüfus Dağılışı ve Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler
- Türkiye ‘de Nüfusun Yapısal Özellikleri
Nüfus; Sınırları belirli bir alanda, belirli zaman diliminde yaşayan insan sayısına denir.
Nüfus Artış Hızı
Doğum oranı ile ölüm oranı arasındaki farktır. Bu fark, doğal nüfus artış hızını verir. Göçler göz önüne alındığında ise reel nüfus artış hızı belirlenmiş olur.
Nüfus Artış Hızını Artıran Nedenler
– Doğum oranının ölüm oranından yüksek olması
– Eğitim seviyesinin düşük olması
– Bebek ölümlerinin az olması
– Sağlık hizmetlerinin iyileşmesi
– Ortalama yaşam süresinin artması
– Gelnek ve görenekler
– Dışarıdan yapılan göçler
– Dini inanışlar vb.
Nüfus Artış Hızını Azaltan Nedenler
– Aile planlamaları
– Bebek ölümlerinin fazla olması
– Eğitim seviyesinin yükselmesi
– Dışarıya göç vermesi
– Doğal afetler ve salgın hastalıklar
– Savaşlar ve etnik baskılar
– Sanayileşme ve kadının iş hayatına atılması
– İnsan emeğine olan ihtiyacın azalması
Nüfus Artış Hızının Yüksek Olmasından Kaynaklanan Olumsuz Sonuçlar
– Kişi başına düşen milli gelir azalır.
– İşsizlik artar.
– Beslenme ve sağlık hizmetleri aksar.
– Köyden kente göç artar.
– Çarpık kentleşme artar.
– Doğal kaynakların tüketimi artar.
– Yaşam standardı düşer.
– İhracat azalır, ithalat artar.
– Çevre kirliliği artar.
– Kalkınma hızı yavaşlar.
Nüfus Artış Hızının Yüksek Olmasından Kaynaklanan Olumlu Sonuçlar
– İhtiyacın daha fazla olmasıyla birlikte üretim artar.
– Ülkede insan sayısının artmasıyla birlikte daha fazla vergi toplanır.
– Nüfus artışının yaşanması yeni endüstriyel alanların oluşmasını sağlar.
– İhracattaki rekabet nüfus artışıyla kolaylaşır.
– Mal ve hizmetlere olan rağbet artar.
– Ülkenin askeri gücüne katkıda bulunur.
– Üretimdeki maliyet azalmaya başlar.
– Askeri savunma alanında kısa sürede güçlü ordular kurulur.
– Ülke nüfusu dinamik bir yapı kazanır.
Gelişmiş Ülkelerde Gelişmemiş Ülkelere Göre
– Doğum oranı düşüktür.
– Nüfus artış hızı azdır.
– Kalkınma hızı fazladır.
– Yaşam standardı yüksektir.
– Kişi başına düşen milli gelir yüksektir.
– Ortalama yaşam süresi uzundur.
– Eğitim düzeyi yüksektir.
– Bebek ölüm oranı düşüktür.
– Yaşlı nüfus oranı fazladır.
– Kentli nüfus oranı yüksektir.
– İşsizlik oranı düşüktür.
– Enerji tüketimi fazladır.
Türkiye’de Nüfus Artışı ve Nüfus Sayımları
Cumhuriyet Döneminin ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapılmıştır ikinci 1935’te yapılmış ve 1990 yılına kadar her 5 yılda bir sayım gerçekleşmiştir. 2000 yılındaki bilgisayar ortamında yapılmıştır.
Genel olarak bakıldığında ilk sayımdan 1985 yılına kadar göç, kentleşme sanayileşme, aile planlaması, eğitim seviyesinin yükselmesi ve kadının iş hayatına daha çok girmesinden dolayı ülke nüfusunun artış hızı azalmıştır.
Türkiye’de Nüfus Politikaları
– Nüfus politikaları nüfusun niteliğini, niceliğini ve dağılımını etkileyen bilinçli uygulamalardır.
– Dünyada genel olarak uygulanan üç çeşit nüfus politikası vardır. Bunlar;
* Nüfus artışını artırmaya yönelik nüfus politikası
* Nüfus artış hızını azaltmaya yönelik nüfus politikası
* Nüfusun niteliğini ve niceliğini iyileştirmek amacıyla uygulanan nüfus politikasıdır.
– Türkiye’de farklı dönemlerde farklı nüfus politikaları uygulanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından planlı dönemin başladığı 1963 yılına kadar nüfus artış hızını yükseltici politikalar izlenmiştir.
Bu durum üzerine;
* Fazla nüfusun bir ülke için askeri ve siyasi güç olması,
* Tarımda insan gücüne duyulan ihtiyacın fazla olması,
* Savaş ve salgın hastalıklarla genç nüfusun azalmış olması,
* Türkiye’nin hızla kalkınmak zorunda olması etkili olmuştur.
– Planlı dönemin başladığı 1963 yılından günümüze kar ise nüfus artış hızını düşürücü politikalar izlenmiştir. Bu nedenle hızlı nüfus artışının ekonomik kalkınmaya engel olduğu düşüncesi yayılmaya başlamış ve 1965’de Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Çıkarılan kanunla aile planlaması uygulanmıştır.
– Ekonomide yapısal değişimlerin gerçekleştiği 1980 yılı sonrası, nüfus artış hızının istenilen seviyede tutularak, nüfusumuzun nitelik ve niceliklerini iyileştirme politikaları izlenmeye başlanmıştır.
Nüfus Yoğunluğu
1. Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
Bir ülke veya bir bölgedeki toplam nüfusun, o ülkenin ya da bölgenin yüz ölçümüne bölünmesiyle elde edilir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu= Toplam Nüfus/ Yüz Ölçümü
–Türkiye’de aritmetik nüfus yoğunluğu sürekli artmıştır. Bunun nedeni Türkiye’nin toplam nüfusunun sürekli olarak artması yüz ölçümünün değişiklik göstermemesidir.
Türkiye’de aritmetik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge
– Türkiye’de aritmetik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge Marmara Bölgesidir nedeni; Marmara’nın yüz ölçümünün küçük olması toplam nüfusun çok fazla olmasıdır.
Türkiye’de aritmetik nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölge
– Türkiye’de aritmetik nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölge Doğu Anadolu Bölgesidir. Nedeni; D. Anadolu’nun yüz ölçümünün fazla, toplam nüfusunun ise az olmasıdır.
Aritmetik nüfus yoğunluğunun bölgeler arasında farklılık göstermesinin nedenleri;
– Doğal faktörler (Yeryüzü şekilleri, iklim vb..)
– Beşeri ve ekonomik faktörler (Sanayi, ticaret, turizm, tarım vb..)
2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Tarımla uğraşan nüfusun, tarım alanlarına bölünmesiyle bulunan kavrama tarımsal nüfus yoğunluğu denir. Tarımsal nüfus yoğunluğu ile arazinin engebeli olması arasında doğru orantı kurulabilir. Engebe artarsa tarımsal nüfus yoğunluğu da artar.
Tarımsal Nüfus Yoğunlu= Tarımla Uğraşan Nüfus / Tarım Alanı
Türkiye’de tarımsal nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge
Engebeli arazilerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazla olur bunun nedeni ise engebeli alanlarda ;
– Tarım alanı dar olur.
– Diğer ekonomik faaliyetler gelişmez bu yüzden tarımla uğraşan nüfus fazla olur.
– Dar tarım alanlarında tarımla uğraşan sayısı fazla olursa yoğunluk fazla olacaktır.
Türkiye’de Tarımsal Nüfus Yoğunluğunun Fazla Olduğu Yerler
Bu söylediklerimizden yola çıkarak Türkiye’de tarımsal nüfus yoğunluğunun fazla olduğu yerler;
– Doğu Anadolu Bölgesi
– Hakkâri Bölümü
– Doğu Karadeniz
– Batı Karadeniz
– Yıldız Dağları Bölümü
– Menteşe – Muğla Yöresi
– Yukarı Kızılırmak Bölümü
– Teke Platosu
– Taşeli Platosu ‘dur.
Türkiye’de tarımsal nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölge
Tarımsal nüfus yoğunluğunun az olduğu yerler ise yer şekillerinin sade tarım alanlarının geniş olduğu;
– İç Anadolu Bölgesi
– G. Doğu Anadolu Bölgesi
– Marmara Bölgesi
– Ergene Bölümü
– Çukurova ‘dır.
3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Toplam nüfusun tarım alanlarına bölünmesi ile elde edilen rakama Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu denir.
Türkiye’de fizyolojik nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölge
– İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimizdir.
Türkiye’de fizyolojik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge
Tarım Alanının çok dar olması yüzünden fizyolojik nüfus yoğunluğu fazla olan yerler;
– Doğu Anadolu Bölgesi
– Hakkâri Bölümü
– Doğu Karadeniz
– Batı Karadeniz
– Yıldız Dağları Bölümü
– Menteşe – Muğla Yöresi
– Yukarı Kızılırmak Bölümü
– Teke Platosu
– Taşeli Platosunda fazladır
Aşırı Nüfus yüzünden fizyolojik nüfus yoğunluğu fazla olan yerler;
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu Marmara bölgesinde en fazladır.
Türkiye’de Nüfus Dağılışı ve Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler
Türkiye’de nüfusun dağılışını etkileyen iki faktör vardır. Bunlar;
1. Doğal faktörler
2. Beşeri faktörler.
Doğal Faktörler
Fiziki faktörler, kendi arasında 3 başlık altında incelenmektedir. Bunlar;
– İklim özellikleri
– Yer şekilleri
– Toprak özellikleri
İklim Özellikleri
Türkiye’de nüfus dağılımı incelendiğinde kıyı kesimler yani kışları çok soğuk ve yazları çok sıcak ve kurak geçmeyen yerlerde nüfusun daha fazla olduğu görülmektedir. Akdeniz, Ege bölgesi ve Marmara bölgesinin bu bakımdan uygun olması, buralarda nüfusun daha fazla olmasını etkilemektedir. Ülkemizin Doğu Anadolu bölgelerinde (Kars, Erzurum, Ardahan, Iğdır) gibi yerlerde ise nüfusun daha az olduğu görülür. Bunun nedeni, bu bölgelerde yaz aylarının kurak ve sıcak geçmesi, kış aylarında ise çok soğuk olmasından kaynaklanmaktadır. Ama buna karşın Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesi ile Karadeniz’in kıyı kesimlerinde nüfus yoğunluğunun daha fazla olduğu görülür.
Yer şekilleri
Yer şekilleri de ülkemizde nüfus dağılımında büyük bir faktör olarak görülmektedir. Doğu Anadolu bölgesinde, Taşeli platosu, Menteşe yöresi gibi yerlerde engebeli araziler hâkim olduğu için buralarda tarım ve ulaşım güçlüğü yaşanır. Bu da nüfusun az olmasında önemli oranda rol oynar.
Toprak Özellikleri
Bir bölgede nüfusun kalabalık olmasında en önemli etken toprak özellikleridir. Toprakları verimli olan Çukurova, Gediz ve Büyük Menderes, buna verilebilecek en iyi örneklerdir. Buna karşın tarım arazileri olmayan ve toprakları tarıma elverişli olmayan yerlere bakıldığında nüfusun daha az olduğu görülmektedir.
2. Beşeri Faktörler
Türkiye’de nüfus dağılışını etkileyen faktörlerden biri de dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi beşeri faktörlerdir. Beşeri faktörler, insanların yaşam kolaylığı ve çalışma alanları bakımından yoğun olan yerlerde yaşamalarını etkiler. Beşeri faktörler kendi aralarında 5 başlık altında incelenir. Bunlar;
– Sanayileşme
– Tarım
– Yeraltı kaynakları
– Turizm
– Ulaşım
– Sanayileşme
Dünyanın her yerinde sanayinin geniş olduğu yerlerde nüfus kalabalığının daha fazla olduğu görülür. Daha iyi bir yaşam ve çalışma şartlarının iyi olduğu İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir gibi yerlerde nüfusun daha fazla olmasının nedeni de sanayileşmenin buralarda daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Buna karşın Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Karadeniz bölgelerinde nüfus daha azdır. Bunun nedeni, iş imkânlarının olmamasını etkileyen sanayileşmenin yoğun olmamasıdır.
Tarım
Tarım, insan hayatının düzenli olabilmesi için en önemli kaynaklardan biridir. Hem ekonomik güç bakımından hem de insan yaşamı açısından önemli bir yere sahip olan tarım arazilerinin fazla olduğu yerlerde insan nüfusu da fazladır. Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları gibi yerlerde nüfusun fazla olmasının nedeni de budur.
Yeraltı Kaynakları
Enerji kaynakları ve madenlerin yoğun olduğu bölgelerde de yine nüfus daha fazladır. Çünkü bu yerlerde yaşam şartlarına katkıda bulunacak iş sahaları daha geniştir. Ülkemizin Zonguldak, Soma, Elbistan gibi yerleşim yerlerinde nüfusun yoğun olmasının nedeni de yine yeraltı kaynaklarının fazla olmasındandır.
Turizm
Türkiye’de nüfusun yoğun olduğu bölgelerden biri Ege diğeri de Akdeniz’dir. Buralarda nüfusun fazla olmasını etkileyen tek etken turizmdir demek yerinde olacaktır. Her ne kadar tarım arazileri bakımından Akdeniz bölgesinin bazı kentleri elverişli olsa da bu bölgede nüfus yoğunluğunun yaşanmasındaki en büyük neden, buraların turizm alanında canlı olmasından kaynaklanmaktadır.
Ulaşım
Ulaşım, nüfusun artmasında en önemli aktörlerden biridir. İşlerin yürümesi, insan yaşamının daha kolay hale gelebilmesini önemli oranda etkileyen bu faktör, Türkiye ve dünyanın her yerinde nüfusun azalmasına ve artmasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Türkiye’nin kalabalık olan Eskişehir, Ankara, Kayseri, İstanbul illerinde nüfusun fazla olmasının en büyük nedenlerinden biri de yine buralarda ulaşımın daha rahat olmasıdır.
Türkiye’de ve dünyada nüfus artışını etkileyen önemli faktör fiziki faktörler olsa da ülkelerin sanayileşmesi, dağılımın daha çok beşeri faktörler üzerinde yoğunlaşmasını etkilemektedir. Bir ülkede nüfus dağılımını etkileyen ekonomik ve beşeri faktörler gelişmiş ise sanayileşme de büyük oranda gelişmiş anlamına gelir.
Türkiye’de Nüfusun Yoğun Olduğu Yerler
Türkiye’de nüfus dağılımı haritası incelendiğinde, ülkenin en kalabalık illerinin Trabzon, Samsun, Zonguldak, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir, Aydın, Adana, İçel, Hatay, Ankara ve Gaziantep illeri oldukları görülmektedir.
Türkiye’de Nüfusun Seyrek Olduğu Yerler
Türkiye’de nüfus dağılımı haritası incelendiğinde, ülkenin en seyrek illerinin Sinop, Kastamonu, Artvin, Gümüşhane, Kırklareli, Çanakkale, Muğla, Kütahya, Burdur, Sivas ve Doğu Anadolu’da Elazığ, Malatya dışında kalan iller oldukları görülmektedir. Yine bunun nedenleri de yukarıda saydığımız doğal ve beşeri faktörlerden kaynaklanmaktadır.
Türkiye ‘de Nüfusun Yapısal Özellikleri
1. Nüfusun Cinsiyet Durumu
1945 yılındaki sayıma kadar, ülkemizde kadın nüfusunun erkek nüfustan daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu durumda, Kurtuluş Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı tehlikesi etkili olmuştur. Fakat, 1945’ten sonra erkek nüfusu kadın nüfusunu geçmiştir. Şu anda erkek nüfus % 1,2 oranında fazlalık gösterir.
Türkiye’de dışarıdan göç alan İstanbul, Ankara, İzmir gibi merkezlerde erkek nüfus fazla iken, dışarıya göç veren Trabzon, Tokat, Yozgat gibi merkezlerde kadın nüfusu daha fazladır.
2. Aktif Nüfus
Aktif nüfus, çalışan nüfus veya faal nüfus olarak da adlandırılır.
15-64 yaş arasındaki nüfusa çalışma çağındaki nüfus denilmektedir. Bu nüfusun hepsi bir işte çalışmaktadır. Çalışabilecek yaştaki nüfus içinde, çalışan nüfus oranı ne kadar çoksa, işsizlik oranı o kadar azdır. Genellikle, sanayileşmiş ve buna bağlı olarak gelişmiş ülkelerde işsizlik az iken, az gelişmiş ülkelerde işsizlik fazladır.
Türkiye’de nüfusun % 40’ını çocuk, genç ve yaşlı nüfusu oluşturduğundan, aktif nüfus oranı gelişmiş ülkelere göre daha az ve işsizlik oranı daha fazladır.
Çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımı
Ekonomik faaliyetler üç büyük gruba ayrılır. Bunlar:
– Tarım (Tarım, hayvancılık, ormancılık, vs.)
– Sanayi (Endüstri, madencilik, vs.)
– Hizmet (İnşaat, ticaret, turizm, vs.) sektörleridir.
Az gelişmiş ülkelerde, toplam çalışan nüfusun % 90’a yakını tarımsal nüfus özelliği taşır. Gelişmiş ülkelerde ise tarımsal nüfus % 10 civarındadır. Diğer nüfus, hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde, hizmet ve sanayi söktöründe çalışanların oranı, tarımdan oldukça fazladır. Gelişmekte olan ülkelerde, sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfus, gelişmiş ülkelere göre daha azdır.
Türkiye’de 1927 yılında nüfusun %90’ı tarım, %10’u sanayi ve hizmet sektöründe çalışmıştır. 1950 – 1960 lı yıllarda tarım sektöründeki nüfus azalmaya başlamıştır. Özellikle 1980 li yıllardan sonra, sanayileşme hızının artmasıyla tarım sektöründeki nüfus % 50’nin altına düşmüştür.
Çalışan nüfusun içindeki tarımsal nüfus oranı azalırken, nüfusun miktarı artmıştır. Çünkü, 1927 de 13 milyon olan nüfus, 1997 de 62 milyonu geçmiştir. Bu durum gözardı edilmektedir.
Türkiye’de çalışan nüfusun yaş ortalaması düşüktür. Çalışan nüfusun bölgelere göre dağılımı incelendiğinde dengesizlik görülür.
Sanayi ve hizmet sektöründeki nüfusun büyük bölümü, Marmara Bölgesi’ndeki Çatalca – Kocaeli ve Güney Marmara bölümlerinde yoğunlaşmıştır. İzmir, Ankara, Eskişehir, Adana, Mersin, Zonguldak, Ereğli, Karabük, Gaziantep, Kayseri, Denizli, Konya gibi illerde sanayi nüfusu yoğundur.
3. Nüfusun Eğitim Durumu
6 yaşını bitiren nüfusa, tüm Dünya’da eğitim verilmeye çalışılır. Eğitim okur – yazarlık, ilköğretim, lise ve üniversite olmak üzere sınıflandırılabilir.
Türkiye’de yıllara göre okur – yazarlık oranı şu şekildedir:
– Türkiye’de ilköğretimde okuyanların sayısı 10 milyon civarında iken, liselerde ise yaklaşık 2 milyon öğrenci eğitim görmektedir.
– 1990 yılına göre, faal nüfusun % 55’e yakını ilkokul mezunları, % 7,4’e yakınını okur – yazar, % 5’e yakınını ortaokul ve lise mezunları, % 4’ünü de üniversite mezunları oluşturmaktadır.
4. Nüfusun Kırsal – Kentsel Durumu
Türkiye’de nüfusu 10.000’den az olan yerleşmelere kır nüfusu, fazla olan yerleşmelere de kent nüfusu denilmektedir. Ülkemizde, 1927 -1997 yılları arasında kır ve kent nüfusunda büyük değişmeler olmuştur.
ülkemizde ulaşım yollarının ve sanayi faaliyetlerinin gelişmeye başlaması bunun yanında kırsal nüfusun artmasıyla birlikte kente doğru bir göç olayı başlamıştır.
Kırsal kesimden kente göç olayı, en fazla, 1980 -1985 yılları arasında meydana gelmiş ve 1985 li yıllarda kır ve kent nüfusu az çok dengelenmiştir. En son yapılan 1997 yılındaki sayımda kent nüfusu % 65’e ulaşmıştır. Bu sonuç, ülkemizde sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun arttığını göstermektedir. Aşağıdaki grafikler, Türkiye’nin kentsel ve kırsal nüfus değişimlerini daha iyi ifade etmektedir. Dikkatle inceleyiniz.
Az gelişmiş ülkelerle, gelişmiş ülkelerin nüfus özelliklerinin karşılaştırılması
Az gelişmiş ülkelerde;
– Doğum oranı ve nüfus artış hızı yüksektir.
– Genç nüfusun oranı fazla, yaşlı nüfus oranı
– Nüfus grafiği geniş tabanlı üçgene benzer. Ortalama yaşam süresi azdır.
– Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlı nüfus oranı fazladır.
– Tarım sektöründe çalışan nüfus fazla, hizmet ve sanayi sektöründe çalışan nüfus azdır.
– Nüfusun eğitim seviyesi düşüktür.
– Nüfusun yarısından çoğu, kırsal kesimde yaşamaktadır.
Gelişmiş ülkelerde;
– Doğum oranı ve nüfus artış hızı düşüktür.
– Ortalama yaşam süresi fazladır.
– Genç nüfus oranı az, orta ve yaşlı nüfus fazladır.
– Nüfus grafiği, tabanı dar, orta kesimi şişkin bir üçgene benzer.
– Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlı nüfus oranı azdır.
– Hizmet ve sanayi sektöründeki çalışan nüfus, tarım sektöründe çalışan nüfustan daha fazladır.
– Nüfusun eğitim seviyesi yüksektir.
– Nüfusun yarısından çoğu, kentte yaşamaktadır.