Yeni Bakan Selçuk ‘eğitim’ için ne diyor: Diploma değil, yetkinlik
Yeni Bakan Selçuk ‘eğitim’ için ne diyor. Diploma değil, yetkinlik. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) koltuğuna oturan eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve akademisyen Prof. Dr. Ziya Selçuk küresel dünyada nasıl öğrenciler yetiştirilmesi gerektiğini ‘artık diploma değil, yetkinlik aranıyor’ sözleriyle açıklıyor. Geçtiğimiz şubat ayında Antalya’da Türkiye Özel Okular Derneği’nin Değerlendirme Sistemlerinin Eğitime Etkisi başlıklı sempozyumunda yaptığı konuşmada bakın gelecekte eğitimde hangi niteliklerin arandığını nasıl anlattı:
YENİ BAKAN SELÇUK EĞİTİM İÇİN NE DİYOR: DİLOMA DEĞİL, YETKİNLİK
Selçuk, Türkiye’nin eğitim sisteminin büyük ölçüde niceliksel sorunlarını çözdüğünü ve artık niteliksel sorunlarına odaklanması gerektiğini söyledi.
Bugün sınavların yalnızca öğrencinin bilişsel yeterliliklerini yani matematik fen, kimya gibi konulardaki bilgisinin ölçüldüğünü anlatan Selçuk’un açıklamaları şöyle:
OKULLAR ÖNEMİNİ YİTİRİYOR MU?
İnsan biliş, duygu ve duyum ile üç yönlü bir varlıktır. Eğitim sistemimiz sadece ve ağırlıklı olarak bilişsel olanla yetiniyor. İnsanın diğer yönleri ihmal ediliyor. Okulun kurum olarak giderek önemini yitiriyor olması yapılan işleri daha da anlamsız hale getiriyor. Bunun için öğrencilerin sosyal medya karnesine bakmak yeterlidir. Dijital oyunlar ve sosyal medya öğrencilerin ciddi bir zamanını işgal ediyor.
NİTELİKLİ İNSAN NİTELİKLİ ÜRÜN MÜ?
Eğitim tıpkı emzirmek gibidir. Şefkati, bilgiyi, fiziksel teması ve duyguyu bütünsel vermek. Kapitalizm nitelikli insan yetiştirmeyi nitelikli ürün üretmek için önemsiyor. Oysa amaç doğrudan nitelikli insan olmalıdır. Nitelikli insan zaten nitelikli ürün üretir.
DİPLOMALAR DEĞİL, YETKİNLİKLER ÖNEMLİ OLUYOR
Nitelikli insan anlayışı dünyada değişiyor. Microsoft, Google, Deloitte gibi küresel şirketler artık istihdam için sadece en iyi üniversitelerin en parlak çocuklarını aramıyor istihdam için. Bunu yapanlar başta Microsoft olmak üzere, insan kaynakları anlayışını birkaç yıldır tümüyle değiştirmiş durumda. Diplomalar, not ortalamaları ve SAT puanlarından çok yetkinlikler önemli hale gelmeye başlıyor. Bir kişi lise mezunu da olsa eğer yapacağı iş konusunda yetkinse dikkate alınıyor. Yapılacak işlerin gerektirdiği beceri setlerini sertifika temelli alma ise son yıllarda artan bir eğilim. Pratik olarak işin icabı sertifikalarla çok daha kısa sürede çok daha ucuza mal edilebiliyor.
ŞU ANDA İLKOKULDAKİLER 2020’DA İŞ YAŞAMINA GİRECEK
Bugün çok önemsemeyen birtakım değerli beceriler mesela liderlik, girişimcilik, estetik, duyarlılık çok değerli. Bugün ilkokula başlayanlar 2040’da iş hayatına mı atılacak. Oysa bugünkü işlerin yüzde 40’ını robotlar yapacak. Ama roboton yapamayacağı iş alanları için çocukları yetiştirmeliyiz.
HANGİ BÖLÜMLER YÜKSELİŞE GEÇTİ?
Bu arada sosyal bilimler, hukuk, insani bilimler bütün sektörlerin ortak paydası olmaya başladı. Bu nedenle robotların daha ön plana çıktığı günümüzde söz konusu alanlar giderek daha değerli hale geliyor.
EĞİTİM İHRAÇ EDİLİR AMA İTHAL EDİLEMEZ
Türkiye dünya tarihinin en büyük bilim ve teknoloji kırılmasının yaşanmaya başladığı şu günlerde eğitim konusuna daha fazla önem vermek zorunda. Çünkü eğitim ihraç edilebilir ancak ithal edilemez bir kurum. Özellikle 1940’ların sonu, 1950’lerin başında aşil topuğu kesilen Türk eğitim sistemi ciddi bir sınav veriyor bugünlerde.
Sadece sınav gibi uygulamalarda değişiklik yaparak sistem dönüştürmeye çalışmak çözüm değil. Yöntem, model, strateji, teori, ve eğitim felseiesi konularında kimliği olmayan bir eğitim sisteminin uygulama politikalarıyla bir yere varması söz konusu olamaz. Türk eğitim sisteminin ölçme değerlendirme konusunda alması gereken acil tedbirler var bunlar alınmadığı takdirde eğitim fayda yerine zarar verecek hale geldi.
pervin kaplan